26

51 14 5
                                    

Gökten düşen kanadı kırık bir melek, dünyada ölüme terk edilmiş. Bulsunlar diye Azrail gönderilmiş. İlk çığlıklar orada atılmış, ölüme sebep bırakılmış. Ecel korkuya bağlanmış koparan olmamış...

İnsanlar ölmüş gömen olmamış, Azrail öldürmüş orada bırakmış. Masumiyet ölmüş bedeni kokmamış. İntihara teşebbüs edilmiş kurtaran olmamış ve kirli bedenler bir iple sallanmış...

Gölgeden

Yıkılmak bize göre değildi güçlü kalmayanı ezerdi hayat. Bizde insandık yıkıldık tabi ama toplanmayı da biliyorduk. Şimdi sıra minik papatyamdaydı. Çünkü ben ona destek olmak için vardım. Yaşıyorsam onun içindi annemden sonra hayat bana 2. Bir melek bahşetmişti ve ben ona gözüm gibi bakıyordum.

Odasının kapısı tıklattım içeri girdim. Yorganı kafasına kadar çekmişti kapı sesini duyunca yorganın altından çıktı.

"Biraz daha yorganın altında yaşarsan kelebek olacaksın hadi kalk bakalım."

"Sessiz ol Bulut uyanacak" dedi fısıldarken.

"Bulut kim?"

"Evladımız, ne biçim babasın sen?"

Kendimi tutamayıp kahkaha attım Dolunay ise bu halime şaşırmıştı çünkü o beni hiç bir zaman kahkaha atarken görmemişti. Yorganın altından çıkıp yüzüme baktı, ona gülümsedim. "Kalk hazırlan" dedim

"Uyandı işte mutlu musun?"

"Sevgilim hadi ama özür dilerim."

Omuz silkince yatağa yürüdüm Bulutu kucağıma alıp yere koydum.

"Bekle oğlum babanın annen ile ufak bir işi var."

Dolunay korku dolu gözlerle bana bakarken ben yatağa yürüdüm yorganı alıp aşağı attım. Dolunayı kucağıma aldım ve onu mutfağa indirdim.

"Sevgilim ne biçim babasın çocuğumuz odada tek kaldı karnı aç onun."

"Hayatım bak önce anne karnını doyurmak için masaya otursa baba da oğlunu besler zaten.

"Ben gelene kadar bu tabak ve meyve suyu bitecek yoksa ben kendi ellerimle yediririm sana."

Yüzüme baktı ve eline çatalı aldı ben odaya çıkıp Bulut'u aldım. Berk koridorda bana bakıyordu.

"Naber lan it babası?"

"Berk oğlumuza bir daha it dersen benden dayak yersin."

Dolunay alt kattan bağırmıştı.

"Aldın mı Berk cevabını? Hadi doğru kahvaltıya in."

Berk aşağı inerken ben Doğukan'ı aradım ikinci çalışta açtı.

"Efendim abi."

"Nasılsın Doğukan?"

"İyiyim çok şükür abi sen?"

"İyiyim de dün Berk bir şeyler dedi iş bulmuşsun bana."

"Evet, abi iş aradığını duydum tanıdıklarla beraber hallettik sorun yok umarım?"

"Yok, Doğukan da senin bana borcun yok ki bu borç mevzusu nereden çıktı?"

"Olur, mu abi sen aç açıkta kaldığımda bana bir ev açtın benim sana can borcum var para dediğin nedir ki?"

"Kardeşim ben onu borç diye yapmadım ki."

"Abi biliyorum sen okuttun beni ilk maaşımla bir şeyler yaptım kabul etmedin duydum ki ihtiyacın varmış. Kızma bana elimden bir şey gelmiyor içim rahat değil. Dedim ya benim sana bir can borcum var bırak böyle ödemiş olayım."

Bir Gölgenin Fısıltısı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin