11

156 105 17
                                    

Üşüyordum, kışın ortasında kaldırıma sırt üstü uzanmış yıldızları izliyordum. Bu görüntü kalabalık zihnime sakinlik veriyordu. Hava karanlıktı esiyordu yağmur ara ara damlatıp sakinleşiyordu. Peki, yıldızlar neden bu kadar güzeldi? İnsanlar neden yıldız kayınca dilek dilerdi? Hiç gerçekleşmiş miydi dilekleri? Galiba tek şanssız insan bendim hayallerim yıkılıyor, dilediğim ne varsa tersine dönüp beni parçalıyordu. Ve bende o yıkıntının altında kalıp yaşamak için çırpınıyordum. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım.

******************************

Gölge gidince dediklerini düşündüm makarnamı bitirdim. Çıkan birkaç parça bulaşığı yıkadım ve kendimi koltuğa attım. Canım sigara istiyordu şimdide kapım tıklatılınca tereddüt ederek kalktım dürbünden baktım ama ışık yanmamıştı. Dışarısı karanlıktı kapının güvenlik için olan kilidini takarak yarım açtım. Apartmanın ışığı yanınca kapı eşiğinde bir paket gördüm siyah kare bir kutuydu, kilidi açıp hediyeyi içeri aldım. Siyah kutu beyaz bir kurdele ile bağlanmıştı ve bağlanma noktasına kurumuş papatya konulmuştu. Dikkatlice açtım kutuyu papatyaları masaya koydum kutunun kapağını kaldırdım, içinden çıkan notu okumaya başladım.

"Hayat insana beklenmedik anda sürprizler yapar sen yeter ki beklemeyi bil. Kutudakiler senin için minik papatya umarım seversin."

Notu yavaşça masaya bıraktım içinde bir sürü kuru papatya vardı önce dikkatimi uzun zincir çekti. Onu aldım elime bu bir kolyeydi daire şeklinde bir cam ve camın içinde gerçek bir papatya gülümsedim dikkatlice kolyeyi masaya koydum. Siyah kutuda iki paket sigara vardı üzerlerinde yine papatya resimleri. Ve son olarak siyah özel tasarım siyah metal bir çakmak vardı adım yazıyordu üzerince. İsmimin başına ve sonuna den gelecek şekilde papatya işlemeleri. Gülümsedim hayatımda ilk defa hediyem olmuştu ve ben hepsini çok beğenmiştim. Paketten bir sigara çıkardım ve yaktım tadını çıkararak içtim kendimi rahatlamış hissederken uykum gelmişti. Salondaki koltuğa battaniyemi alarak uzandım hemen uyuya kalmıştım.

**************************************************************************

1 Hafta Sonra

Sabah erken saatte uyanmıştım işe gitmek için çok zamanım vardı. Önce güzel sıcak bir duş aldım üzerimi kalın giyindim. Kendimi zorlayarak kahvaltı yaptım ve kahvemi alıp balkona çıktım hava soğuk kahvem sıcaktı. Çıkan dumanı izledim kuşlar cıvıldıyordu dün yağmur yağmıştı sabaha kadar çünkü yerler yaştı. Ve hala damlatmaya devam eden yağmur yüzünden toprak kokusu etrafa yayılmıştı. Sevmezdim bu kokuyu kahvemi de alıp içeri geçtim birkaç sayfa kitap eşliğinde bitirdim kahvemi ve işe gitmek için yola çıkacağım sırada gözüm masaya takıldı. Papatya kolyeyi uzanıp aldım ve boynuma taktım yanıma bir paket sigara aldım ve dışarı çıktım. Yol boyunca iki tane sigara içtim sonunda bara geldiğimde içeri girdim. Gözüm Egemeni aradı ama her zamanki yerinde yoktu yan tarafta duran Emre'ye ilerledim oda diğer barmendi. Yüksek müzik sesinden beni duyması için kulağına eğildim.

"Emre Egemen'i gördün mü?"

"Dolunay Egemeni bekleme patrondan izin almış yerine günübirlik biri gelecek öyle söyledi patron. Sende hazır Egemen yokken biraz içki iç gelince izin vermez."

Güldüm Emre o esnada bana göz kırptı merak etmiştim Egemen işe gitmemezlik yapmazdı. Asla geç kalmazdı işi konusunda özenliydi. Telefonumu montumun cebinden çıkardım ve egemeni aradım telefon çalarken sesimin daha iyi duyulması için dışarı çıktım. Ama telefonu açan kimse olmadı bende içeri girip içki servisi yapan Emre'nin yanına gittim karşısındaki tabureye oturdum.

"Emre senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi, yardım edebileceğim bir şey var ise neden olmasın?"

Bir Gölgenin Fısıltısı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now