2

339 136 35
                                    

Yaktığım bir diğer sigaraya gülümsedim, bağımlısı olmuştum sigaranın. Mantıklıydı aslında bu neden mi? Çünkü, hayallerini canlı varlıklar üstüne kurarsan ya ölürlerdi, yada giderlerdi. Ki benden hep gitmişlerdi. Giderlerken benden parçalar koparmışlardı bu yüzden hayallerinizi cansız şeyler üstüne kurun onlar gitmezler, canınızı da acıtmazlardı.

Dumanı tekrar içime çekip gecenin karanlığında dışarı bıraktım. Dumanın kayboluşunu izledim sigara zararlıydı ama insanlar kadar değil. Bana zarar veren insanlar bazı şeylerin farkına varmamı sağlamışlardı. Ne kadar canın yanarsa, ne kadar ağlarsan bir o kadarda güçleniyordun. Hayattan soğuyordun, bir taraftan umursamaz biri oluyordun.

Böylece canını yakamıyorlardı. Ama benim yine canım yanmıştı, hiç beklemediğim anda beklemediğim bir insan vurmuştu son darbesini. Bende son darbemi vuruyordum hayata. Gidiyordum...

Sigaramı son kez içime çekip paketten yenisini çıkardım. Çakmağımla yakıp içime çektim ne çok değişmiştim ben, büyümüştüm duygularımı gömmüştüm mezara iyi ki de yapmıştım. Aslında ben zorunda bırakılmıştım. Kendimi bırakacağım gibi. Çevrem zehirliydi düşünmeden kırıyor sevgiyi kovalarla almasına rağmen başkasına damla bile vermiyordu. Gidiyordum bu kararı vermem yıllarımı almıştı, yorulmuştum ertesi güne uyanmaya bile halim yoktu. Sigaramdan bir duman daha çektim içime, yürüyordum nereye mi? Uçuruma doğru. İstediğiniz kadar korkak diyebilirsiniz bana ama artık kalıp savaşmak istemiyorum.

Geçmiş

Bir hafta olmuştu bu işe başlayalı, yoruluyordum ama değiyordu. Kendi kazandığım paraydı bu sonuçta Ömer amcayı da sevmiştim. Sonuçta kimse 16 yaşındaki bir kızı işe almazdı. Düşünün bir yüzü elleri morarmış gözleri kızarmış ve şişmiş biri iş yerinize geliyor ve size 16 yaşında olduğunu ve iş aradığını söylüyordu işe alır mıydınız?

Cevap hayır olurdu bence, şimdi insanlar gözleri elleri mor insanlara serseri gözüyle bakıyorlardı. Bir gece sokakta kalsan serseri oluyordu adın. Hele birde kadınsan ve gecenin bir yarısı dışardaysan daha sert bir dille eleştiriyorlardı. Sözde diğer canlılardan üstün olan varlıktı insan. Üstündük güçsüz gördüğümüzü ezerdik, kadını döver söverdik. Kaldırımda açan çiçeği bilerek ezer yemek arayan karıncaya bile hayatı dar ederdik. Konuşamayan canlı olan hayvanları bile sevmezdik sebep yokken öldürürdük yetmez işkence ederdik. Kadını küçük görürdük oysa hepimiz bir kadın sayesinde dünyadaydık. Empati duygusundan yoksunduk, anlamazdık dinlemezdik. Gerçekten doğru en üstün varlık biziz.

Ömer amca öyle yapmamıştı, şans vermişti bana. İnsanlık ölmemiş dedirtmişti bana. Neyse... Ben işe iyice alışmıştım yoruluyordum ama değiyordu toparlanmaya başlamıştım. Bedenim şaşkındı ilk kez bu kadar uzun süredir dayak yemiyordu. Morluklarım yerini çürüklere bırakmıştı sırtımdaki yaralar kremler sayesinde iyileşmeye başlamıştı. Ruhsal olarak da giderek daha iyiye gidiyordum işten düşünmeye vaktim olmuyordu çünkü. Para sıkıntım çok yoktu günlük 100 lira alıyordum, bir ay dikkat etsem sıkıntım kalmazdı.

Düşüncelerimi müzikle karıştırıp iş yerime giriş yaptım yeni bir gündü bu benim için.

"Günaydın Ömer amca."

"Günaydın kızım erkencisin."

"Evet, Ömer amca erken gelip yardım edeyim dedim."

"Kızım zaten yeterince yardım ediyor ve kendini yoruyorsun ne gerek var, uyu dinlen gözlerin uykusuzluktan ne hale gelmiş."

"Aman seviyorum çalışmayı hem yardım edeceğim sadece" dedim ve gülümsedim.

"Peki, kızım keşke benim çocuklarda sen gibi olsaydı."

Bir Gölgenin Fısıltısı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now