13. Gerçek.

1.1K 105 48
                                    

Adrien ve Alya aynı anda bana baktılar. Hala ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Onlara, "Eh, o kişi Kara Kedi, çünkü onu seviyorum. Biz kulede iken öpüştük ve ben Uğur Böceği'yim."-diyemedim. Hayır dediğim gibi kesin öldüm. Adrien arkadaşımın kulağına eğilerek ona fısıltıyla bir şey söylediğinde, Alya kötü bir bakış atarak ayağa kalktı.

"Peki, ayrılıyorum."-diyerek arkasını döndü ve yanımızdan ayrıldı.

"Şimdi birbirimizle rahatça konuşacağız." Kızarak önümdeki sarışın çocuğa baktım.

"Ona ne dediğini öğrene bilir miyim?"-diye kızgınca konuştum.

"Bizi biraz yalnız bırakacak olan şeyi." Yanımda otururken bana cüretle baktı. Sinirlenerek masaya sert bir darbe indirerek bakışlarımı gözlerine diktim.

"Ah, hayır! Cuma günü söylediklerim senin için o kadar da net değildi sanırım!"

"Sinirlendiğin de çok daha güzel oluyorsun, Leydim."-diyerek bana sırıttı.

"Birincisi bana Leydim deme! Ve ikincisi...Ben! Seni! Sevmiyorum!"

"Başka bir küçük insandan hoşlanıyorsun, ha?" Bana tekrar cüretle baktı.

"Bu seni ilgilendirmiyor."

"Kara Kedi'ye aşık oldun, değil mi?"-diye sarışın doğru bir tahminde bulunduğunda biraz kızarmıştım. Ama ona bir şeyler belli etmemek için durumdan yararlanmaya istekliydim.

"Baksana, evet! Sen bir falcı mısın?"

"Hayır, ben senin aptal Kedin'im!"

"Ne demek istiyorsun?" Üst dudağımı ısırdım, cevap bu olmamalıydı.

"Demek istiyorum ki, Kara Kedi benim..." Yüzüme yaklaştı. "Leydim".

Şaşırdım. Hemde çok fazla şaşırdım. Ne yani? Kara Kedi ve bu can sıkıcı sarışın aynı kişiler mi?

"Ne şimdi beni farklı görüyor musun?"-diyerek bana baktığında, sinirlenerek ona geçen sefer tokat attığım aynı yere bir tokat daha geçirdim.

"Evet, elbette seni başka bir şekilde görüyorum!" Yüzümü ellerimle kapattım ve ağlamak için tuvalete gittim, böylece kimse beni göremezdi.

"Tikki! Neden o?!" Lavaboya yaslanarak, şaşkınlık ve üzüntü içerisinde gözyaşlarımı tutamayarak ağladım.

"Sana muhtemelen bundan hoşlanmayacağını söylemiştim."- diye küçük kırmızı kwamim omzuma yaslandı. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Tıpkı küçük bir çocuk gibi ağladım. Zalim gerçekliği kabul etmek istemedim. "Ben Kara Kedi'yim, Leydim."-dediğinde, yapamadım Dünyam dağıldı.

"Marinette."-diye yeşil gözlü çocuk banyo kapısını çalarak bana seslendi.

"Git!" Ağlamaya devam ederken bağırdığımda aniden gelen gürültü sesleri beni şaşırttı. Birinin sanki kükrediğini duyduğumda, banyo penceresine koşarak dışarıya baktım.

"Merhaba Parisliler!"-diye Aracne çatıda güldü. "İşte yeni kraliçeniz!"

"Dikkat! Tikki!"-Kwami'mi çantamdan çıkartarak gerekli sözleri söyledim.

"Tikki! Beni dönüştür!"

Sihirli cümleleri söyledikten sonra Uğur Böceği olduğumda, Adrien koşarak içeri girdi.

"Dönüştürmek için Leydim."-diye bana göz kırptığında, birden yüzüğünü düşürdü. Onu almak için uzandığı sırada sırtında bir yara izi gördüm.

"Bunu nasıl oldu?"- O ayağa kalkarken merakıma yenik düşerek sordum.

"Plagg! Beni dönüştür!"-diye yeşil gözlü beni tamamen görmezden gelerek dönüştükten sonra Kara Kedi haline büründü. Bizi görmemeleri için pencereden dikkatlice çıktık.

"Yakında Paris benim krallığım olacak ve sen hiçbir şey hatırlamayacaksın!"-diye yine güldü Arachne.

Çatıya tırmanırken onu sinir etmek için, "Hayal kurmaya devam et, canım."-dedim.

"Uğur böceği!" Bana acımasızca baktı. "Seni son görüşmemiz de yeterince korkutmadım mı?" Cuma günü olanları düşündüm ve tekrar üzüldüm. Haklıydı. Dikkatli davranmam lazımdı.

"Acele etme." Ben düşüncelere dalmışken ortağım elini omzuma koyarak bana baktığında, omzumu çekerek ona göz devirdim. Hala ona kızgındım.

"Çok iyi, saçmalık bitti!" Diye Arachne öfkeyle bağırarak bastonu çıkarıp bana gösterdi.

"Her şeyi tekrar unutmaya hazır mısın?" Dedi mavi bir ışını bana doğru ateşlerken.

Ben gelecek acıyı gözlerimi yumup beklerken, Kara Kedi, "Hayır!"-diye bağırarak ışınla ben arasına girdiğinde, gelen saldırı ona isabet etmişti.

"Ups!" Dedi Akumatize, elini ağzına koyarak. Kara Kedi çatıya yuvarlandığında kendime gelerek onun yanına yaklaşıp yanında diz çöktüm. Ağlamak istemedim ama dayanamadım. Neden mi? Her neyse, onu hala sevdiğim belliydi. Bunu inkar edemezdim.

Akumatizenin elinde, Cuma gecesi kırıp mahvettiği şişe gibi yeni bir şişe çıktı, ancak bu siyahtı.

"Hafızasını geri getir."-diye dayanamayarak bağırdım.

"Şey ..."-diyerek sıvıyı bir taraftan diğer tarafa atarak elleriyle kavanozla oynarken kendi hareketlerini izliyordu.

"Bir anlaşma yapacağız."

"Şişe için sana mucizemi vermeyeceğimi biliyorsun!"-diye belirttim.

"Çok yazık." Elindeki şişeyi sallayarak açıkça beni, şişeyi kırmakla tehdit etti.

"Dur!" Onu durdurdum. "Tamam."

Çatıdan atlayarak bir ara sokağa düştüğümüzde, kimiz de yalnızdık. Kollarımdaki Kedi'yi bizimle birlikte götürmüştüm. Onu soğuk tuğla duvara yaslandım.

"Çok iyi, kazandın"- Küpeleri çıkarırken fısıldadım. Başka yolum yoktu. Her ne olursa olsun onu seviyordum. Kendimi değiştirdim ve ona mucizemi mecburen teslim ettiğimde, avucum şişeyi bıraktı. Şişeyi alır almaz şişeyi alıp Kara Kedi'nin yanında diz çökerek ona ait olan hatıraları geri verdim. Kedi aniden öksürürken elini ağzına götürdü ve göz kapaklarını hafifçe açtı.

"Beni hatırlıyor musun?"-diye korkmuş bir şekilde aklıma ilk gelen soruyu sorduğumda, elimi tuttu ve öptü.

"Ben...Tabii ki...Evet, Leydim."-diyerek kuru bir ses tonuyla cevap verdi. Dayanamayarak ona sarıldım.

"Neden yaptın, Marinette?"- Bana sarılırken dedi.

"Çünkü...seni sevdiğimi anladım."

_____________________

Ben geldim... Nasılız? İyi miyiz bakalım?

Bölüm hakkında düşünceleriniz nedir? Sizce de Mari biraz dengesizce davranmıyor mu? Peki ya yeni akumalı Arachne hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fikirlerinizi yorumlarda belirtin lütfen canlarım. Vote ve yorumlarınızı unutmayın...

Sizi çok seviyorum!!!!!

Benim Küçük Uğur Böceğim (TR)Место, где живут истории. Откройте их для себя