22. April'in itirafı.

547 47 20
                                    


Bir hafta olmuştu. Adrien'in bacağı artık çok daha iyi durumdaydı. Neredeyse yürüyebiliyordu.

Hadi, Adrien, birkaç adım daha!" Enstitü'ye girmek için limuzini terk etmesini istedim.

"Evet, neredeyse.-" Limuzin koltuğundan kuvvetlice yükseldi ve birkaç adım attı.

"Marinette!" -diye bana seslenirken zamanında yanına gelerek omzunu benimki üzerine yerleştirdim. Giriş adımları tehlikeli olduğundan basamakları yavaşça çıktık. Sinifa girip yerlerimize oturduğumuzda, biraz sonra April sınıfa girdi ve Adrien'e yaklaştı.

"Aman Tanrım! Ne oldu?" April bağırdığında bir yandan şüpheli görünüyordu.

"Eh...Bu hafta içinde oldu." Dikkatini dağıtmaya çalışarak konuştuğumda, daha çok şüpheyle bakmaya başladı.

"Ah...Merdivenlerden düştü."-diye hemen araya girdim.

Ela gözlü kız șüpheli bir şekilde evine gitti. Hem Adrien, hem de ben çok iyi bir şekilde biliyorduk ki, sonsuzadek ondan gizlenip saklayamayacaktık. April çok akillı ve zeki biriydi ve bizimle olan böyle bir ilişkide tabi ki bizi daha iyi tanırdı.

Bayan Bustier sınifa gelip derse başladığında bütün gün
normal geçmişti. Akuma olmadan. Garipti. Okuldan ayrılmamız gereken zamanda ayrılmıştık.

"Adrien!" Arkadaşımız sonunda yanımıza gelmişti.

"Seninle konuşmalıyım."
Onu kolundan tuttu ve daha tenha bir yere götürürken onlara yaklaştım ama April beni durdurdu.

"ikimiz bir süreliğine yalnız konuşabilir miyiz, Marinette?"
Biraz sinirlendi.

"Um? Evet, elbette evet."
Garip bir şekilde cevapladım.

Sarişınin kolunu tekrar çekti ve tenha bir yere gittiler. Rahatsız olmuştum. Neden onunla konuşuyordu ki? Neden benimle değil de onunla konuşmak zorunda
kaldı? Kıskançlık ya da daha kötü şeyler gibi her türlü şey aklımdan geçti. Ama April arkadaşımızdı ve dünyadaki hiçbir şey bize zarar vermezdi, değil
mi?

Onlar gittiklerinde işleri uzun sürmedi.

"Acaba ona ne dedi?" Diye onları dinlemeye başladım.

"Bana hiçbir şey söylemedi, hadi parkta daha iyi konuşalım."

Adrien omzunu silktiğinde April onu çekti ve parka yürüdüler. Bir bankta
oturdular. Bense onları enstitünün girişinde izleyerek kaldım.

"Bence biraz kıskanç davranıyorsun."
Tikki çantadan yorum yaptığında ona baktım.

Ben mi? Kıskançlık mı? Öfke beni ele geçiriyordu.

"Bence April Adrien'i seviyor ve bu yüzden onunla konuşmak istiyor."-diye Kwami konuşmaya devam etti.

"Kapa çeneni Tikki."

Onlari parka girerken gördükten sonra onları takip etmeye karar verdim ve bir bankta oturduklarını gördüm. Hemen bir aracın arkasına saklanarak onları dinledim.

"Peki, Adrien."
Fındık gözlü kız konuşmaya başladı.

"Hey, neden beni buraya getirdin?" Diye sordu sarışın.

"Sana söylemek istediğim...- " tedirgin bir hali vardı.
Daha hizlı nefes almaya başladım.

"Sana bir şey sorabilir miyim?"
Adrien tuhaf görünüyordu.

"Evet?"

"Senden bir tavsiye rica ediyorum."
Esmer kız devam etti.

"Tavsiye?" Adrien daha da şaşırdı.
"Mesela neden Marinette'e sormadın?Yani, bilirsin bu tür konular kızlar arasında.."

"Ben hayır! Senden tavsiye rica ediyorum, çünkü, peki... Marinette olmaz, çünkü..."
Adrien karşısındaki kıza tuhaf tuhaf bakmaya devam etti.

"Bak, konuyu bir anlığina değiştirelim."-dedi genç kız bir anda.

"Volpina'nıin kim olduğunu biliyor musun?"

"Eh..."

O anda Adrien beni gördü, çünkü Aprilin arka tarafı da saklanıyordum. April kıpırdanınca kendimi daha iyi gizledim. Adrien tekrardan genç kıza bakarken sorunun cevabını beklemeye devam etti.

"Eh...evet?"-diye güvensizce cevapladı. Adrien yeniden bana baktığında onu onayladım ve konuşmaya devam ettiler.

"Peki...bir birimize hiç benzediğimizi düşünmedin mi?...Hiç mi?"

"Aslında...biraz evet."

" Şey...söylemek istediğim şey....o...o benim. Evet. O kişi benim."

Nedenini bilmiyorum ama bu tür bir sahne...Biraz tanıdık gelmişti. Sanki, Volpina Adrien'la bir bankada oturmuşlardı ve onun hakkında konuşuyorlardı.

Aniden aklıma bir şey geldi. Tam orada Tikki ile birlikteydim ve Adrien Lila ile mi konuşuyordu? Volpinayla mı?
Birkaç saniye sonra gerçek dünyaya geri dönmüştüm. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmalarıni dinlemeye devam ettim.

"Ve...önceki konuşmaya geri dönmüş olursak..."

Kahverengi gözlü kız dudaklarını ısırırken, onlara görünmeye karar verdim. Neden bilmiyorum ama onlara yaklaştım.

"Ah Marinette...Merhaba."

"Merhaba!"
Yanlarına oturmak için yaklaştığımda April'in biraz gergin olduğunu fark ettim.

"Ne tesadüf!"-diye April devam etti.
"Şimdi senin hakkında konuşacaktık."-dediğinde Adrien ve ben aynı anda şaşırarak ayağa kalktık.

"Dinle...Marinette..."
Konuşmaya başladığında Adrirn bana bakarak omuz silkti.

"B-ben..." Dudaklarını ısırmaya devam etti.

"Sen ne?"
Sabırsızlanmıştım.

"Senden hoşlanıyorum."

________________________

Buraya bir not bırakmak istiyorum. Homofobik biri değilim ve bu tür şeyleri normal karşılıyorum. Bu yüzden eşcinsellere hakaret içeren yorumlar istemiyorum. Umarım beni anlarsınız❤️❤️❤️

Benim Küçük Uğur Böceğim (TR)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu