23. Arı Mucizesi.

549 49 22
                                    

Eve geldiğimde kimse yoktu. Kapıyı açarak odaya girdim ve kanepeye oturarak televizyonu açtım. Bağdaş kurup ellerimle kafamı tuttum.

Küçük masanın üzerindeki yeni dergiyi alırken üzerine baktım. Dergi Gabriel Agreste'den gelmişti ve elbette ki üzerinde Adrien'in resmi vardı.

"Aptal."
Derginin kapağına bakaram söylendim ve masaya geri koyduğumda Tikki çantadan çıktı.

"Hadi...bu o kadar da kötü değil."-diye beni neşelendirmeye çalıştı.
"Eh..tamam belk korkunçtu ama olan oldu."

"Tikki, Aprili görmek istemiyorum."
Bu an tavan arası kapım biri tarafından çalınmıştı.

"Gir."
İsteksizce cevaplarken kanepeden kalktığımda, Kara Kedi oturma odasına indi.

"Merhaba, Leydim. Hey neyin var senin?"

"Bende yanlış olan ne?" Aprili kıskanmıştım. Olan buydu.

"Hadi. O kadar da uzun sürmedi."
Kolunu omzuma attı.

"Sevimli kedimiz sayesinde kızımızın daha iyi olduğunu görüyorum."
Tikki yanımda dururken konuştuğunda, kollarımi bir birine geçirerek yete baktım.

"Leydim..."
Kedi başını omzumun üzerine koyarak yaramaz bir şekilde gülümsediğinde başımı çevirerek kanepede oturdum.

"Hayır."

Televizyondaki sesi açarak onu görmezden geldim. Belediye başkanı bir açıklama yapıyordu.

"Bu gece, bir yıl boyunca Paris'in sokaklarını savunan kahramanlarımızın onuruna bir parti düzenlenecek..."-diye konuşma yapıyordu.

"Kutlama, Hotel Grand Paris'in terasında düzenlenecek..."

Artık Kedi'nin dudaklarını kendi üzerimde hissettiğimde daha fazla dayanamadım.

"Kedi...-" Düşük sesle fısıldadım.
"Hayır..."
Ama konuşmama izin vermedi. Yavaş yavaş koltuktan kalktım ve daha iyi hissetmek için sessizce durdum. Beni yavaşça duvara yönlendirdiğinde, kafasını tutarak kendime çektim.

"Üzgünüm..."
O da benimle aynı anda kızardı.

"Evet, görebiliyorum."-diye iğneleyici bir şekilde fısıldadım. Masadaki bir şeyi fark ettiğimde beni tekrar öpmeye çalıştı ama ondan uzaklaşarak, onu duvara dayanmasına neden oldum.

"Nedir bu?"

"Ne nedir?"-diye rahatsızca beni cevapladı.
Masaya yaklaştım. Üzerinde küçük bir kara kutu vardı. Kapağını açtığımda içinden, kadife kaplı küçük bir arı şeklinde broş çıkmıştı.

"Bu...bu bir mucize mi?
Kediyle aynı zamanda bu soruyu sormuştuk. Kutuyu kapattığımda, üzerinde bir not vardı.

Sorunlar geliyor. Bence sen bu mucize için yeni bir taşıyıcı bulmalısın. Size güveniyorum, Uğur böceği.

"Ne sorunu? Bunu kim getirdi?"
Kafam patlamak üzereydi.

"O büyük Koruyucu."
Kızıl kvami odanın ortasında çığlık attı.

"Kim?" Şaşırmıştım.

"Fark etmez, ama Tanrı aşkına hangi cehennemde bir taşıyıcı bulacağız?"-diye cevapladı sarışın. Televizyona baktım. Chloe'nin babası ve ya belediye başkanı akşamki parti için olan ayrıntıları vermeye devam ediyordu.

"Belki de....yapabiliriz."
Cümleyi tamamlamalarını beklerken dudağımı ısırsdım.

"Partide bir taşıyıcı mı arayacaksın?"-diye Kedi tahminde bulunduğunda, Tikki buna karşı çıktı.

"Ama bu kjmseye verilemez!"

"Daha iyi bir fikrin var mı?"
Diye Kedi sorduğunda Tikki sessizleşti ve kestirmek için kızgınca çantaya geri döndü.

Biz biraz oturup televizyon izlerken ailem dönmüştü.

"Marinette, kapıyı aç. Anahtarlarımı içerde bıraktım."-diye annem bana seslendiğinde, kedi de ben de paniklemiştik. Dönüşdükten hemen sonra benim oturduğum kanepenin üzerine oturdu.

"Geliyorum anne."-diye bağırarak kapıyı açmak için koştum.

"Merhaba."
Annem içeriye girerken Adrien'i selamladı.

"Merhaba Bayan Cheng, endişelenmeyin ayrılıyorum."-diye kvamisini sakladı. Sanki hayatı ona bağlıydı.

"Eh...vermek zorunda kaldım...yani ona ev ödevini verdim."-diye Anneme mecburen yalan söyledim.

"Eh...Arkadaşın April beni aradı. Seninle konuşmak istediğini söyledi."

"April..."
Tereddütlüydüm.

_______________

April/ Volpina'dan.

"Seni hiç dinlememeliydim Trixx."
Elimdekj cep telefonu ile bağırdım.

"April..."
Küçük kvami konuşmaya çalışıyordu.

"Hayır! Seninle konuşmak istemiyorum!"
Ve kolyeyi boynumdan söküp kvaminin kaybolmasını izledim. Kolyeyi fırlatırken, duvara çarpıp yerde sekmesini izledim.

"Senin yüzünden...Ona Volpina olduğumu söylediğimden beri...bana aynı gözlerle bakmıyor...Bir daha Volpina olmayacağım."

Yatağın kenarına oturarak fülütümü elime aldım. Sevgili İtalya'min tek anısını. Gözyaşlarına boğulduğumda onunla oynamaya başladım.

"Aptal sarışın..." Fısıldadım.

Odamın balkon penceresinden içeri bir şey girmişti. Bana yaklaşıp fülütüme girerken ne olduğunu anladığımda artık çok geçti.

Başım dönmeye başlamıştı.

"Volpina, ben Havk Moth."
Bir ses kafamda yankılanmaya başladı.

"Seninle müttefik olmayacağım."-diye onu güvensiz bir şekilde cevapladım. Ardından bana kaba davranan ve Marinette'den uzaklaşmama sebep olan sinir bozucu sarışından kurtulabilecegimi düşündüğümde onu cevapadım.

"Evet Havk Moth, yapacağım."


Benim Küçük Uğur Böceğim (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin