L: Tabi ki.

Y: İki erkeğin iş muhabbeti hiç çekilmiyor. Sıkıldım, kaçtım. Belki dedim... İki kız laflarız biraz.

L: Neden olmasın.

Y: Harika.

Masanın önündeki koltukları işaret etti.

L: Buyurun o zaman.

Y: Teşekkür ederim.

Koltuklardan birine oturdum. O ayaktaydı.

L: Muhabbetin yanına çay mı gider kahve mi?

Y: Hım... Kahve bahane sohbet şahane demişler. Kahve içelim.

L: Peki.

Kahve siparişini verip telefonu kapattı. Yerine oturmasını beklerken, gelip karşımdaki koltuğa oturdu. Dirseklerimi dizlerimin üzerine koyup yüzümü avuçlarıma yasladım ve ona doğru eğildim.

Y: Eeee Leyla? Anlat bakalım. Ne zamandır buradasın?

L: 11 ay oldu.

Y: Vayyy! Bu bir rekor...

L: Nasıl?

Y: Emir'in en uzun çalışan asistanı 2 ay kaldı şirkette. Bunu göz önüne alınca... Sen bir rekora imza atmışsın.

Gülümsemekle yetindi.

Y: Demek ki sağlam kızsın. Emir'in güvenini kazandığına göre.

Sadece dinliyordu.

Y: Onun güvenini kazanmak çok zordur. Hele de bir kadınsan. Helal olsun sana.

Yine belli belirsiz tebessüm etti. Sonra başladım anlatmaya. Selim'le Emir'in çocukluk anılarını, arkadaşlığımızı, Emir'i. Ben anlatıyordum. O dinliyordu. İlgiyle, dikkatle... Ya mimikleriyle ya da birkaç kelimeyle tepkisini gösteriyordu arada. Emir ve Selim gecikmişlerdi. 2 saat kadar... Ama umurumda bile değildi. Çünkü vakit ilerledikçe Leyla da daha uzun konuşmaya başlamış, konuşmamız tam bir sohbete dönüşmüştü. Oldukça keyifli vakit geçiyordum. Çok bilgili bir kızdı Leyla. Düzgün konuşuyor, anlattığını dinletiyordu. Kendinden emin, asil bir havası vardı. Böyle tipler genelde soğuk bulunur ama Leyla öyle değildi. Sıcak, samimi ve saygılıydı. Özellikle dikkatimi çeken şeyse, tebessümlerinin bile hüzün taşıdığıydı.

( Emir SAYLAN 'dan...)

İşleri hallettikten sonra, ofisime gitmek için inşaat biriminden ayrıldık. Ofise varıncaya kadar, Leyla'yı düşündüm hep. Acaba Yeşim'le anlaşmışlar mıydı? Merak ediyordum.

Ofisin kapısını açtığımda, karşılıklı koltuklara oturmuş, gülerek sohbet eden Leyla ve Yeşim'i gördüm. Onların bu hali öyle mutlu etmişti ki beni. Gülümsedim. Gelişimizi fark etmemişlerdi.

E: Oooo! Hanımlar!

Leyla, sesimi duyar duymaz ayağa kalktı hemen. Yüzü ciddileşmişti.

L: Hoş geldiniz efendim.

E: Sağ ol Leyla.

Selim Yeşim'e döndü.

S: Aşkım! Bakıyorum keyfin yerinde.

Y: Yerinde valla. Nasıl olmasın? Kendime harika bir arkadaş buldum.

Leyla'nın elini tuttu Yeşim. Leyla'da gülümsedi ona.

L: Teşekkür ederim. O sizin harikalığınız.

İki kız muzip gülüştüler. Leyla'yı ilk kez böyle görüyordum ve bu hali çok hoşuma gitmişti.

Melek Misin Şeytan Mı?Where stories live. Discover now