BÖLÜM.30

772 87 0
                                    

Salih ve Sare, sabah yine  erkenden kalktılar. Bugün yapacak önemli işleri vardı. Salih'in mesleğine geri dönmesi için gerekli işlemleri halletmeye gideceklerdi.
Gerekli belgeleri hallettikten sonra
Salih, Sare'yi Yılmaz'ın şirketine bıraktı.
Kendisi babasıyla konuşmak için ailesinin evine gitti.
Salih, eve geldiğinde babası her zaman yaptığı gibi kitap okuyordu.
Salih, "Merhaba baba" diyerek gidip babasının karşısına oturdu.
Babası, oğlunun geldiğini görünce çok sevindi. "Hoşgeldin oğlum seni beklemiyordum ama iyiki geldin Gelmene çok sevindim. Söylesene nasılsın?" dedi.
Salih babasına gülümseyerek, "Hiç bu kadar iyi olmamıştım baba.
Senin sayende çok iyiyim.
Ayrıca bana yardım edersen daha da iyi olacağım."
" İyi olmana çok sevindim oğlum.
Sana nasıl yardım edebilirim?
Söylemen yeterli"
"Baba ben dün Sare'ye evlenme teklifi ettim.
Oda teklifimi kabul etti.
Ama biliyorsun Sare'yi ailesindenden istememiz lazım."
" Biliyorum oğlum isteriz kızımızı.
Seni düşündüren  ne?"
"En önemli sorun annem baba.
Annem Sare'yi istemeye gider mi sence?"
"Gidecek oğlum. Başka şansı yok. Senin mutluluğun benim için çok önemli. Bunun için ne gerekirse yaparım merak etme.
Anneni ikna edeceğim, bir yolunu bulacağım mutlaka."
"Sare'nin ailesi Aydın'ın bir kasabasında oturuyor biliyorsun.
Uzun yola çıkmak senin için  sorun olmaz umarım."
" Hiç bir şey sorun olmaz oğlum.
Ne kadar uzak olursa olsun.
Gidip isteyeceğiz. Teliyle duvağıyla alacağız gelin kızımı merak etme sen."
"Bir şey daha var baba.
Ben mesleğime tekrar dönmek istiyorum. Onun için gerekli işlemleri yaptık bu gün .
İznin olursa artık şirkette çalışmak istemiyorum."
" Sen nasıl istersen oğlum. Biliyorsun ben artık iyiyim.
Doktorda çalışmamda bir sakınca olmadığını söyledi.
Ben işimin başına dönebilirim. si
Sende istediğin gibi kendi işine dön.
Peki Sare, ne söyledi? Kendi mesleğine geri dönmene."
"Senin söylediklerini baba. Hangi işte mutlu olacaksan onu yap dedi.
Ben her zaman yanındayım dedi.
Sare, işte baba, zenginlikte lükste gözü yok."
"Kendi işini ne yapacak? Çalışmayı bırakacak mı?"
"Tabiki hayır baba bunu ondan asla istemem o zaman bizim ayrı geçen dört yılımızın tek iyi yönünü kaybetmesini istemem.
Benim gittiğim her yere geleceğini söyledi.
İşini  gittiğimiz yerlerde yapacak.
Daha olmadı zengin kocam bana kendi işimi kurar dedi.
Ben bu kızı haketmek için ne yaptım bilmiyorum?
Bana gönderilen bir hediye baba.
Ben onun yanında dünyanın en mutlu adamı oluyorum."
"Senin adına çok mutluyum oğlum.
Bir an önce şu isteme işini halladelim.
Sare'den babasının telefon numarasını al arayıp hayırlı bir iş için geleceğimizi söyleyelim."
"Seni zaten tanıyorlar, bizi reddetmezler diye düşünüyorum."
"Merak etme baba Sare, ailesiyle konuşup bize haber verecek"
"Tamam oğlum, siz ne zaman isterseniz ben hazırım.,
Sare, annesi ve babasını arayıp durumu anlatmıştı.
Salih, öğretmenin onunla evlenmek istediğini söylemişti.
Sultan Hanım, Salih'i çok seviyordu zaten.
Ne zaman isterlerse gelebileceklerini söylemişti.
Sare iş yerinde konuşmuştu anne ve babasıyla. Konuşma sırasında yanında Asya'da vardı.
Asya'nın desteğiyle annesi ve babasıyla konuşabilmişti.
Annesinin Salih'i sevdiğini biliyordu.
Ama babasından korkmuştu biraz.
Konuşma bittikten sonra Salih'i arayıp haber verdi.
Salih, henüz babasının yanından ayrılmamıştı bile.
Sare'nin söylediklerini babasına anlattı.
Babası yarın ve ya öbür gün yola çıkabileceklerini söyledi.
Salih, evine gelmiş ve Sare'yi bekliyordu.
Onunla konuşacağı çok şey vardı.
Bir an önce Sare'ye babasının söylediklerini anlatmalıydı.
Salih, heyecanla beklerken kapı çalmaya başladı.
Salih, heyecanla gidip kapıyı açtı.
Karşısında gördüğü kişiylede öfkeden deliye döndü.
Gelen bir türlü kurtulamadığı petek cadısıydı.
Salih, kapının kolundan tutup girmesini istemediğini açıkça belli ederek, "Ne istiyorsun Petek?" dedi.
"Ne mi istiyorum? Seni Salih, seni istiyorum."
"Yapma Petek ya, biraz gururlu ol olmaz mı?
Seni istemeyen bir adamın başına bela olmak yakışıyor mu?"
" Beni istemeyen mi? Sare denen köylü karşına çıkıncaya kadar biz gayet iyiydik Salih."
"Ben seninle hiçbir zaman iyi olmadım Petek. Sadece kalbini kırmak istemiyordum.
Annem ve sen beni bir türlü rahat bırakmadınız.
Annemin hala seninle evlenmemi neden bu kadar çok istediğinide anlamış değilim."
" Annen tam bir saf Salih?
Onu kandırmak o kadar kolay ki.
Neriman Teyze, ben Salih'i çok seviyorum.
Senin gibi bir annem olsun istiyorum.
Yoksa canıma kıyarım. Ben Salih siz yaşayamam diyorum.
Zaten biliyorsun, annemlede kankalar zaten.
Benim yanımda kukla gibi dolanıyor.
Anlayacapın babamı nasıl kullandıysam babanı batırmak için.
Anneni de seninle evlenmek için kullanıyorum.
Şimdi bunları sana korkmadan anlatmama şaşırıyorsun.
Şaşırma çünkü gidip annene anlatsan bile sana inanmaz. Çünkü o benim avucumun içinde".
Petek'in bu sözleri söylemesiyle yüzünde tokatın patlaması bir oldu.
Tokatın şiddetiyle suratı yan tarafa dönen Petek, neye uğradığını şaşırdı.
Bir kaç saniye sonra kendine gelen Petek, öfkeyle yüzünü döndüğünde karşısındaki kişiyle bir şok daha yaşadı.
Salih'in evden ayrılmasından sonra eşiyle konuşmaya çalışan Salih'in babası Neriman'ı bir türlü ikna edemedi.
Kadın Nuh diyor Peygamber demiyordu.
Salih'in evlenme kararıyla iyice zıvanadan çıkmıştı.
Neriman, sinirle evden çıktı.
Salih'le konuşup onu bu işten vazgeçirmek için Salih'in evine geldi.
Asansörle oğlunun dairesine çıkan Neriman, Salih'in bir kadınla tartıştığını duyunca biraz daha yaklaşıp dinlemeye başladı.
Konuşanın Petek, olduğunu sonradan anlayan Neriman, kızın söyledikleriyle beyninden vurulmuşa döndü.
Yıllardır bu kız için oğlunu bir kere olsun dinlememişti.
Sevdiği kızı küçümsemişti.
Sare'den hiçbir zarar görmediği halde kıza kötü davranmış oğlunun yıllarca kızdan ayrı kalmasına sebep olmuştu.
Bu beş para etmez kız için oğlunu çok üzmüştü.
Kızın konuşmalarına daha fazla dayanamayan Neriman, tokatı patlattı.
Petek'in karşısına geçip, "Sen ne aşalık bir kızmışsın Petek.
Sen şimdi beni kullandın öyle mi? Yazıklar olsun sana .
Ben senin için oğlumu üzdüm yıllardır.
Seninle  konuşup daha fazla ağzımı yormayacağım.
Sen bu saatten sonra benim gelinim değil evime hizmetçi bile olamazsın.
Şimdi defol oğlumun evinden"
"Neriman'ın söyledikleriyle ne diyeceğini şaşıran Petek,
"Sen beni yanlış anladın. Ben öyle demek istemedim Neriman annecim"
"Kes sesini Petek. Bundan sonra bana anne deme hakkını sana vermiyorum.
Bundan sonra bu hakkı buna layık olana vereceğim
Şimdi defol git bir daha ne oğlumun karşısına çık ne de benim"
"Ben Salih'i asla bırakmam yaşlı cadı.
Ben onun için yıllardır sana bile katlanıyorum."
"Artık katlanma Petek. Çünkü ben ne seni ne anneni görmek istemiyorum.
Oğlumun hayatından çık git artık. Senin için yeterince oğlumu üzdüm."
Neriman Hanım'ın söyledikleriyle iyice çıldıran Petek, kadının üzerine yürüdü.
Onların tartışmalarını uzaktan izleyen Salih, Petek'in annesinin üzerine yürümesi üzerine hemen annesinin önüne geçti.
"Sakın deneme bile" dedi.
"Anneme elini kaldırırsan kız olduğuna bakmam sonrasını sen düşün."
"Sizden korkmuyorum anladın mı? Bu iş böyle kalmayacak Salih.
Annen senden taraf olunca rahat rahat Sare'le evleneceğinimi sandın?
Bu asla olmayacak asla izin vermem."
"Elinden geleni ardına koyma, şimdi kaybol buradan."
Petek, "Yine görüşeceğiz merak etme" dedi ve oradan ayrıldı.
Neriman Hanım, çok üzülmüştü.
Onu üzen Petek'in gitmesi değildi tabiki.
Onu üzen beş para etmez bir kız yüzünden oğlunu üzmesiydi.
Bunun için kendini affetmeyecekti. Salih annesinin elinden tutup salona götürdü.
Kapınını önündeki olay böylece bitmiş oldu.
Annesini koltuğa oturtan Salih bir bardak su getirip annesine verdi.
Kadın ne yapmaya gelmişti neler olmuştu?
Hala inanmıyordu Neriman..
Salih'ten defalarca özür diledi.
Nasıl pişman olduğunu anlattı oğluna. "Bu saatten sonra sen ne istersen o olacak oğlum" dedi.
Şimdiye kadar o aptal kız yüzünden oğlunu üzdüğü yeterdi artık.
Neriman Hanım, biraz sakinleşmişti.
Salih'in kız isteme işini konuşa bilirlerdi artık.
"Sen ne zaman gidelim dersen gideriz
yavrum" dedi.
"Bundan sonra Sare, benim hem kızım hem gelinim."
Onlar konuşurlarken kapıdan Sare, girdi içeri.
Neriman Hanım ve Salih'in koltukta oturduklarını gören Sare,
"Afedersiniz evde kimse yoktur diye anahtarla girmiştim."
Salih, hemen gidip Sare'ye sarıldı.
"Nasıl istersen öyle girebilirsin aşkım burası senin evin"dedi.
"Şeyy biliyorum da annen gelmiş, yanlış anlamasın.
Biliyorsun zaten bana gıcık oluyor. Beni nedense sevemedi bir türlü?"
"Bence artık fikirleri değişti sarışın"
"Gerçekten mi, benimle eğlenmiyorsun değil mi Salih?"
"Hayır Sare'm. Hadi gel hoşgeldin de istersen"
Sare, Neriman Hanım 'ın yanına yaklaşıp, "Hoşgeldiniz "dedi ve elini öptü.
Sare'nin bu davranışına sevinen Neriman, " Hoşbuldum kızım. Nasılsın iyi misin?"dedi.
"İyiyim sağolun. Siz nasılsınız?
Bizi ziyarete gelmenize çok sevindim.
Sizi ne ikram edebilirim, ne içersiniz?"
"Bende iyiyim kızım, zahmet olmazsa bir kahveni içerim"
"Ne zahmeti, hemen yapıyorum"
Bir süre sonra  kahveleri yapıp getiren Sare önce Neriman Hanım 'a sonrada Salih'e verdi.
Kendi kahvesini de aldıktan sonra koltuğa oturdu.
Kahvesinden bir yudum alan Neriman Hanım, "Ellerine sağlık kızım, çok güzel olmuş "dedi.
Neriman Hanım, kahvesini bitirdikten sonra Sare ve Salih' ten özür diledi.
Bütün yaptıkları için çok pişman olduğunu söyledi.'
"
Sare, "Üzülmeyin Neriman Hanım. Şimdi bizi destekliyorsunuz ya önemli olan bu. Geçmiş geçmişte kaldı"
Neriman, Sare'nin sözlerine gülümseyerek cevap verdi.
"Herkesin seni neden bu kadar sevdiğini şimdi anlıyorum kızım.
Sen insanlara samimisin. Olduğun gibisin iki yüzlülük yapmıyorsun.
Ben çok yanıldım.
Biliyorum çok geç oldu ama inanın bundan sonra bende ikinizin mutlu olması için elimden ne gelirse yapacağım."
"Tamam o zaman. İlk olarak artık üzülmek, geçmişi düşünmek yok.
İkinci olarak ta ben çok açım.
Siz aç değilmisiniz ya? Bayılacağım açlıktan."
" Bende açım sarışın hemen bir şeyler sipariş edelim"
"Ne siparişi Salih, saçmalama.
Ben şimdi yarım saate hallederim"
"Zaten yorgun geldin canım hiç uğraşma"
"Sorun değil yakışıklı düşünme sen"
"Ben gelinime yardım ederim oğlum" diyen Neriman Hanım da ayaklandı.
Beraber mutfağa gidip makarna çorba salata yapıp sofrayı kurdular. Salih bu arada babasınıda çağırdı.
Yemek hazır olana kadar  babası Harun Bey 'de geldi.
Harun Bey, o kadar sevinmişti ki bu duruma. Karısı evden nasıl çıkmıştı.
Ama şimdi tamamen farklı bir sonuç vardı karşısında.
"Allah'a şükür nihayet işler yoluna girecek " dedi.
Sare, Salih'in babasını görünce yanına gidip, "Hoşgeldin babacım" diyerek elini öptü.
Sonra hep beraber sofraya oturdular.
Neşeli bir şekilde yenen yemekten sonra Sare'yi ne zaman istemeye gideceklerini konuştular.
Neriman Hanım da bu işin uzamasını istemiyordu.
Oğlu yeterince ayrı kalmıştı sevdiğinden.
"Hemen yarın gidelim kızım.
Eğer ailen için sorun olmazsa bir an önce isteme işini halledelim.
" Tamam anne ben ailemi ararım"
Salih, o kadar çok mutlu olmuştu ki.
Annesi artık karşı çıkmıyordu.
Sare, evlilik teklifini kabul etmişti.
Daha ne isteyebilirdi genç adam?
Tek derdi artık Sare'ye kavuşmaktı.
Sare, gece yarısı annesini aradı.
Sultan Hanım. Müsait olduklarını yarın gelebileceklerini söyledi.
Ertesi sabah bütün hazırlıklarını yaptılar çiçeklerini çikolatalarını hediyelerini hazırladılar.
Neriman Hanım, hepsini tek tek özenle hazırladı.
Salih ve Sare Salih'in arabasıyla, Asya ve Yılmaz Yılmaz'ın arabasıyla Turgut'ta Salih'in anne ve babasını kendi arabasına alarak yola çıktılar.
Kız isteme olacağını duyan Asya, gelmek isteyince Yılmaz, ondan ayrı kalmak istemedi.
Yılmaz'ın gideceğini duyan Turgut kardeşini Yılmaz' la yalnız bırakmak istemedi.
Böylece üç araba yola çıktılar.
Sare ve Salih iki saat önceden çıkmıştı yola.
Sare, herkes gelmeden ailesiyle konuşmak istiyordu.
Kasabalarına yaklaşan Sare, çok heyecanlıydı.
Salih'in de ondan bir farkı yoktu.
Buraya öğretmen olarak geldiği ilk günler geldi aklına. Sare'yle tanışması, onu ilk gördüğünde erkek çocuğuna benzetmesi her bir anı tek tek geçti gözünün önünden.
Sare'yle nerden nereye gelmişti.
Hiç pişmanlığı yoktu. Sare'yi o kadar çok seviyordu ki tekrar geçmişe dönse yine Sare'yi isterdi.
Tek pişmanlığı ondan ayrı geçen dört yılıydı.
Sare, evlerinin önüne gelince hemen arabadan indi.
Babasının ve annesinin Salih'i nasıl karşılayacaklarını merak ediyordu.
Biraz tedirgindi açıkçası.
Sare, baba ocağının kapısını özlemle çaldı.
Dört yıl olmuştu bu kasabadan ayrılalı.
Üniversite okurken bile tatillerde hep ailesi gelmişti yanına Vural, olayından sonra Sare, buraya gelmek istememişti.
İçerden gelen ayak sesleri Sare'yi düşünceleriden uzaklaştırdı.
Kapı hızla açıldı.
Karşısında bu yıl liseye başlayacak olan kardeşi Efe vardı.
Efe o kadar uzunduki ablasının boyunu bile geçmişti.
"Ablacım" diyerek Sare'nin boynuna sarıldı.
Sare, kardeşini o kadar izlemişti ki oda ona sevgiyle sarılıp," Canım benim, seni çok özledim yakışıklım dedi."
Abla kardeşin sarılmasını içerden gören Sultan Hanım, koşarak gelip oda sarıldı kızına. "Hoşgeldin kızım bir tanem" dedi.
"Ah kızım seni nasıl özledim bilemezsin gözümde tüttün aylardır.
Kavgalarımızı bile özledim valla"
"Bende seni özledim annem hepinizi çok özledim"dedi.
Sare'den ayrılan Sultan Hanım.
Dışarda arabanın yanında bekleyen Salih'i gördü."
" Gelsene oğlum. Neden uzak duruyorsun?"dedi.
Salih, yanına gelip elini öpünce o da ona sarılıp, "Hoşgeldin oğlum " dedi.
Sare'nin babası henüz işten gelmemişti.
Sultan Hanım, onları içeriye buyur edip dinlenmelerini istedi.

Teşekkürler❤️

Diğer hikayelerime de bakarsanız sevinirim ❤️

İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin