BÖLÜM. 17

836 86 3
                                    

(Medya:Salih)

Salih, ertesi sabah. Her zaman olduğu gibi erkenden kalktı. Sonra kahvaltısını yapıp okuluna gitti.
Her ne olursa olsun öğrencilerini ihmal edemezdi. Okul  Salih'in sinirlerini yatıştıran huzur veren bir yerdi.
Derse başlayınca aklında hiçbir şey kalmaz, ögrencilerinden başka şey düşünmezdi.

Öğretmeni ona ögrencilerine anne ve babasından daha yakın olmasını onların sıkıntılarına dertlerine ortak olmaya çalışmasını öğütlerdi.
Anne ve babaların çocuklarını büyük umutlar içinde okula gönderdiklerini iyi, dürüst ve başarılı öğrencilerin iyi bir anne babadan sonra iyi ve ilgili öğretmen tarafından geleceğe hazırlanacağını söylerdi.

Her zaman Atatürk'ün sözünü unutmamasını söylerdi:"Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır".
O sözü hiç unutmadı Salih. Her zaman aklının bir köşesinde durdu.

Küçük bir çocukken bu sözün önemini anlamasa da, çok sevmişti. İnsanların en değerli varlıkları çocuklarıydı. Bu yüzden  emanet ettikleri öğretmenler de onları yarınlara hazırlayan en önemli insanlardı. Salih daldığı düşüncelerden çalan zilin sesiyle çıktı.

Bir gün daha bitmiş çocuklar evlerine dağılmıştı. Hemen okuldan ayrılan Salih vakit kaybetmeden evine geldi. Üzerini değiştirip biraz dinlenmek için bahçedeki güllerin yanındaki koltuğuna oturdu.

Kış olduğu için gülleri açmıyordu tabi ama bu halleri bile çok güzeldi.
Otururken karşı evdeki Sare, balkona çıktı. Salih'i görünce telefonunu çıkarıp Salih'i aradı.

"Nasılsın, nasıl geçti derslerin? Çocuklar seni yordu mu?"dedi.
Salih, uzaktan da olsa kıza gülümseyerek baktı.
Sonra da sorduğu soruya cevap verdi.

"Biraz yoruldum. Ama olsun ben şikayetçi değilim."Sare.

"Şey, daha yeni konuştuk ama, bir gelişme var mı diye soracaktım."

"Şimdilik yok ama haber bekliyorum."

"Dün bir arkadaşımı aradım.
Kendisi polistir. Sen merak etme böyle insanların elbet bir açıkları bir suçları vardır.
Hiç düşünme bunları. Derslerini düşün sadece, bu iş bitti say tamam mı?"

"Gerçekten mi Salih? Bu mikrop adamdan kurtulacak mıyım sence?"

"Ben tutamayacağım sözler vermem sarışın"

"Şimdi küçük hanım. Doğru içeriye, dersinin başına çabuk."

"Tamam hoşçakal görüşürüz."

"Görüşeceğiz Sare. Emin ol bundan sonra hep görüşeceğiz ve benden başka kimsenin seni görmesine izin vermeyeceğim."

"Ne dedin anlamadım Salih?"

"Hiç sadece görüşürüz dedim."

"Tamam hoşçakal." dedi ve telefonu kapattı. Salih, eve girince biraz dinlenmek için koltuğa uzandı.
Hiç aklında olmayan şeyler oluyordu. Salih korkmaya başlamıştı artık.

Sessiz sakin bir hayat düşünürken hayatı karma karışık olmuştu.
Salih, tam uykuya dalmak üzereydi ki telefonu çalmaya başladı.
Talafonu alıp baktığında arayanın Rüzgar olduğunu gördü. Bu saatte ne  söyleyeceğini merak ederek hemen telefonu açtı.

-Merhaba dostum nasılsın?"dedi Rüzgar.

-İyi yim yani iyi olmaya çalışıyorum. Senden ne haber Rüzgar? Bir şeyler ögrenebildin mi dostum?"

-Öğrendim Salih. Adam tam bir suç makinası. Her halt var anlayacağın. Kaç defa karakola çağrılmış ama her defasında bir yolunu bulup çıkmış.
Arkası güçlü ama babasının onunla pek alakası yok.

İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018Where stories live. Discover now