BÖLÜM. 7

951 104 2
                                    

Salih, bu kasabayı çok sevmişti.
Yemyeşil doğası tertemiz havasıyla tam yaşanacak bir yerdi.

Her ne kadar kasaba olsada insanlarının çoğu köylü kesimdi.
Sanayiden çok tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı .
Salih, İstanbul'da yalnızca hayvanat
bahçesinde veya televizyonda gördüğü bir çok hayvanı görmüş
nasıl beslendiklerini sütlerin
nasıl sağıldığını yakından izlemişti.  Kasabada ki herkes Salih'e çok iyi davranıyorlar.
Onu hiç bir şekilde yabancı görmüyorlardı.
Günler su gibi akıp gidiyordu.
Şimdilik olulda da hiç bir sorun yoktu.
Öğrenciler Salih'ten ,Salih'de onlardan çok memnundu.
Okul müdürü bu sabah Salih'i odasına çağırdı. "Salih hocam nasıl, okula alışabildiniz mi? Bir sorun yoktur umarım. Sizinle  fırsat bulup konuşamadık."dedi.
Salih" Teşekkür ederim hocam.
Hiç bir sorun yok çok şükür." dedi.
"Salih hocam okulumuzda her yıl yaptığımız bir uygulama var. Öğretmenlerden öğrencilerin evlerine gidip yaşadıkları ortamları görmelerini velilerle konuşmalarını istiyoruz.
Bir nevi tanışma kaynaşma gibi düşünün.
Biz okulumuzda yararlarını gördüğümüz için bu uygulamaya her yıl devam ediyoruz.
Sizden de sınıfınızda ki çocukların ailelerini ziyaret etmenizi rica ediyorum."
Salih, müdürle konuşmasını tamamladıktan sonra sınıfına döndü. Müdürün söylediklerini çocuklarla konuşup bir liste hazırladı.
Bu listeye göre her gün bir
çocuğun evini ziyaret edecek. Müdürün verdiği görevi yerine getirmeye çalışacaktı.
Salih'in yaptığı listeye göre
Efe'nin evine üç gün sonra sıra gelecekti. Salih, çocuklara ailelerine haber vermelerini söyledi.
Salih, çocuklarla konuşmasını bitirir bitirmez okulun bitiş zili çaldı.
Okuldaki bütün çocuklar evlerine dağıldı.
Salih'te ilk ziyaret için öğrencisiyle beraber yola koyuldu.
Salih, ilk gün için seçtiği ev okula yakın bir evdi.
Gitmeden önce çocuğun ailesini telefonla arayıp ziyarete geleceğini haber vermişti.

Efe, ise okul çıkışı koşarak eve geldi. Annesine öğretmeninin söylediklerini
anlattı.
"Annecim öğretmenim üç gün sonra bize gelecek ona benim en sevdiğim kek ve kurabiyelerden yapar mısın?" dedi.
Annesi "Sen iste paşam tabiki yaparım."

Salonda ders çalışan Sare, Efe'ye kızgın bir şekilde bakarak,
"Görende paşa torunu gelecek zanneder. Kahve neyine yetmiyor senin öğretmeninin?" dedi.
Efe, ablasının söylediklerine sinirlenip ağlamaya başladı.
"Anne baksana ablama ne diyor?"dedi  hıçkırarak.

"Annesi bakma oğlum sen ablana. Şaka yapıyor sana, tabi ki yapılacak istediklerin. Değilmi ablası?"

Hala dudağı sarkık her an ağlamaya
hazır olan kardeşi kıza bakmaya başladı.
"Kız anne sana yemin ederim şu dudak sarkıtmak nedense bir bende işe yaramıyor. Bir şeyler istediğimde
dudaklarımı yere değene kadar sarkıtsamda beni tınlamıyorsun.          Kız sen beni yoksa cami avlusunda mı buldun?
Ondan mı üvey evlat muamelesi yapılıyor bana? Doğru söyle valla kızmayacağım"dedi. "
"Yok kızım ben seni cami avlusundan değil çöp konteynırından buldum. Baksana haline  çapulcu gibi saçma sapan giyinmişsin gene.
Görende sana birşey almıyorum zanneder."

"İşine gelmeyince anında kaçış değil mi Sultan Hanım?"
"Sare, bana bak, şimdi alırım seni ayağımın altına görürsün."
"Tamam anne ya bana gelince içinden ne çıkıyor senin? "
"He Sare, he kızım. Şimdi kızdırma beni hemen uza"
"Vayy sultan hanım nelerde bilirmiş uza falan."
"Sare"
"Ay tamam, tamam sustum."

Salih, ev ziyaretlerinin üçüncü gününde bugün Efe'nin evine gidecekti.
"Okuldan sonra beraber gideriz oğlum." dedi çocuğa
Efe'ye bugün bir türlü geçmek bilmedi.
Bütün gün okulun bitiş zilinin çalmasını bekledi.

Nihayet çıkış zili çalınca koşa koşa öğretmeninin yanına gitti.
İkisi beraber okuldan ayrılıp Efe'nin evine doğru yola koyuldular.

Evde Sare ve annesi baska bir tartışma içinde birbirlerine düşmüşlerdi.
Sultan Hanım, Sare'nin evde kalıp Efe'nin öğretmeni gelince onlarla ilgilenmesini istiyordu.
Sare'de Ayşe'ye gitmek istiyordu.

"Ayşe'ye sözüm var anne ya kırtasiyeye gidecektik biz.
Test kitabı almam gerek. Sabahtan beri tıkıldım kaldım eve.
İşlerde bitti artık. Sadece çay yapılacak.
Onuda sen halledersin artık.
Hadi benim güzel annem,
gideyim mi he?"
"Kızım hayır dedim sana, anladın mı hayır? Şimdi çabuk git çayı koy şimdi
gelirler ."dedi Sultan Hanım.
Sare, sinirle mutfağa girip ocağa çayı koydu.
Bir kaç dakika geçmeden de kapı çalmaya başladı. Sultan Hanım, hemen kalkıp kapıya bakınca
Efe' nin geldigini gördü. Arkasında da öğretmen Salih, vardı.
Sultan Hanım, Salih'i hemen içeriye davet etti.

"Buyrun öğretmen bey salona geçelim."dedi telaşla.
Salih, içeri girip gösterilen yere oturdu.
Sultan Hanım'la tanışma faslından sonra Efe, hakkında konuşmaya
başladılar.
Salih, konuşurken kadının
aklında kırk tilki dolanıyordu.
"Maşaallah" dedi içinden.
"Böyle damadım olsa ne güzel olur.
İşi gücü yerinde. Boylu poslu, çokta yakışıklı.
Allah nazardan korusun" 

Onlar konuşa dursun Sare, çayları ve kekleri getirdi.
Sonra da sehpaları getirdi.
Annesinin kaş göz işaretiyle Salih'e " Hoşgeldiniz" dedi sadece. Sonra da servis yapmaya başladı.
Sare, çayları doldururken annesi konuşmaya devam ediyordu.
"Buda benim kızım Sare." dedi.

"Tanıştığımıza memnun oldum Sare."dedi Salih, kıza bakarak.

Salih, Efe'nin bir abisi değil ablası
Olduğunu daha önce öğrenmişti. Sınıfta çocuklarla sohbet esnasında Efe, söylemişti.
"Kusura bakmayın."dedi Salih.
"O gün meslek hayatımın ilk günüydü.
Heyecandan dikkat etmemiştim.
Sizi kırdıysam özür dilerim. "
Sare,"Önemli değil." dedi soğuk bir sesle.
Sultan Hanım, Salih'e bakarak,
"Oğlum ne kusuru öyle saçma sapan şeyler giyiyor ki .
Annesi olmasam ben bile karıştırırım."
Sare , "Pes anne ya, sana bir şey demiyorum artık." dedi.

Sere, ikramlardan sonra mutfağa gidip ortalığı toparladı.
Sultan Hanım'a Efe 'nin evde nasıl çalışabileceğini ve başarılı olmak için neler yapabileceğini anlatan Salih. İzin isteyip kalkacağı sırada mutfaktan gelen çığlıkla Sultan Hanım'la beraber hemen oraya koştular.
Mutfağa girince Sare'yi sandalyeye çıkmış halde buldular.
Annesi "Ne oldu kız, neden bağırdın?" diye sordu kıza bakarak.

" Orada, orada  fare var kocaman."dedi korkulu gözlerle.
Fareyi duyunca anneside hızla dışarı kaçtı.
Salih," Nerde gördün?" diye sordu kıza.
" Orada masanın altına girdi sanki."

Salih, vestiyerden bir terlik aldı ve masanın altına doğru eğilip baktı.
Orada gördüğü ise  sadece bir oyuncak fareydi. Sare'ye dönerek.
"Korkmana gerek yok sadece bir oyuncak."dedi.
Sare, bunun Efe'nin işi olduğunu anladı.
"Seni bücür sana gosteririm ben."
diyerek sandalyeden inerek kardeşini aramaya başladı.

Aslında o kadar utanmıştı ki  ortamdan uzaklaşmak istemişti kız.
Salih, Sare'nin ardından gülümseyerek baktı. Sonra da, Çok farklı bir kız' dedi.
Sultan Hanım, tekrar gelince de izin isteyip Efe'nin evinden ayrıldı.
Hızlı adımlarla evine geldi.
Biraz dinlendikten sonra, çocuklar için yazılı kağıtları hazırladı.
Sonra da yatağına uzanarak bu günkü ev ziyaretini düşündü.
Bugün hiç sıkıcı değildi. Hatta ilk defa eğlenmiş olarak tamamladı ev ziyaretini.

                   İKİMİZE BİR DÜNYA

SIRADIŞI

TEŞEKKÜRLER

İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018Where stories live. Discover now