BÖLÜM 24

756 94 2
                                    

Salih, Sare, onu bıraktıktan  sonra zor günler yaşamıştı. Hem Sare'ye hem de kendine çok  kızgındı.
Sare'ye onu sevdiğini çok ima etmişti ama kız onu anlamamıştı.
Salih, sevgisini anlamadığı için Sare'ye çok kızgındı.
Kendisine de açık açık "Seni seviyorum Sare.
Sen benimsin "diyemediği için kızgındı.
Sare'nin gittiği gün annesine Petek'le
nişanlanacağını söylemişti.
Bir de bununla uğraşması gerekiyordu.
Salih, annesine verdiği sözü tutacaktı. Petek'le nişanın yapılmasına izin verecekti.
Öyle de oldu.

Petek'le Salih'in annesi çok kalabalık şatafatlı bir nişan isteseler de Salih'i ikna edemediler.
Aile arasında takılan yüzükle iki genç  nişanlanmış oldular.
Bir ay sonra  da okullar başladığı için Salih, İstanbul dan ayrıldı.
O yıl tatilde bile İstanbul'a hiç gelmedi.
Yaz tatili başladığında  mecburen ailesinin  yanına  İstanbul'a geldi.
Annesi ve Petek'in baskısı gün geçtikçe arttı. Annesi sanki dünyaya geliş sebebi buymuş gibi sürekli Salih'i sıkıştırma derdindeydi.
Salih, annesine, "Sen istediğin için Petek'le  nişanlandım anne.
Ama düğün ben ne zaman istersem o zaman olacak.  Ben bir kaç yıl evlenmeyi düşünmüyorum "dedi.

Annesi Salih'e söz geçiremiyeceğini anlayınca bir süre  konuyu açmayı bırakmıştı.

Ne kadar zorlarsa zorlasın  Salih'in inadını kıramayacağını biliyordu kadın.

O yaz Salih, evde durmamak için arkadaşlarıyla tatile gitmişti.
Tatilin üçüncü gününde annesinden aldığı telefonla apar topar  hemen İstanbul'a geldi.
Babası kalp krizi geçirmişti.
Annesi hemen Salih'i arayıp eve dönmesini istemişti.
Babasının hastalığı Salih'i çok üzmüştü.

Babası günlerce yoğun bakımda yattı. Salih, babasının  başından bir dakika bile ayrılmadı.
Babası onun için çok önemliydi.
Onun için her şeyi yapardı.
Babası Salih'in  her zaman yanında durmuştu.
Tüm hayatını oğluna adamıştı.

Günler sonra yoğun bakımdan çıkan adam hala kötü durumdaydı.
Doktor adama stresten uzak durmasını... Emekliye ayrılıp bol bol dinlenmesini söyledi.

Bu durum onun artık şirkette çalışamıyacağı anlamına geliyordu.
Hastaneden taburcu olduktan bir kaç gün sonra şirketin ne olacağı hakkında karar vermeleri gerekiyordu.
Salih, babasından şirketi satmasını istiyordu.
Banası ise  satmak şurda dursun.
Bu konunun konuşulmasını bile istemiyordu.
Annesi, "Baban iyileşinceye kadar işin başına sen geçmelisin" demişti.
" Baban çalışanlarını kimseye emanet etmez oğlum. Eğer şirketin başına sen geçmezden  inat yapar kendisi gider."

Salih, annesinin haklı olduğunu biliyordu. Babası çok inatçı bir adamdı.
Bir şeye karar verdiği zaman hiç bir güç onu geri döndüremezdi.
Salih, inatçılıkta babasının kopyasıydı. Onu da  kararından vaz geçirememişti annesi.

Salih, babası iyileşinceye kadar şirketin başına geçeceğine söz verdi annesine.
Öğrermenlik mesleğini bir süre yapamayacaktı. Bu yüzden de süresiz izne ayrıldı.
Salih, şirkette ki işlerden hiç anlamıyordu.
Babası ona evden talimat veriyor oda uyguluyor toplantılara giriyordu.
Salih'in iş adamı olmuş bir çok arkadaşı da vardı.
Onlarda Salih'e her konuda yardım ediyorlardı.

Salih, Sare'nin peşini bırakmamıştı tabi.
Polis arkadaşı onun nerde olduğunu öğrenmiş ara ara gidip fotoğraflarını
çekip Salih'e gönderiyordu.
Salih, Sare'yi unutmayı asla düşünmüyordu.
Ama o cadıya bir ders verecekti tabi.
Kafasına göre iş yapmanın cezasını elbet çekecekti o sarı kafa.
Sonuç ne olursa olsun annesi ne yaparsa yapsın Sare, Salih'in olacaktı.
Salih, bir defa seven adamlardandı.
Sevdiği kadını tek aşkını  başkasına kaptırmayı asla düşünmüyordu.
Sare'nin şimdiye kadar yanında hiç bir erkek görmemişti arkadaşı.
Bu Salih'i elbet ki çok mutlu ediyordu.

İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018Where stories live. Discover now