//BÖLÜM 20~SINAV//

1.4K 85 105
                                    

//Ömer'den//

Bu zamana kadar ne yaşarsam yaşayayım içimde halletmeye çalıştım. Kimseye muhtaç olmadım, aldığım nefes için hiçbir zaman şükretmedim.

Şimdi eski hayatımdan eser kalmadı. Kadınımla birlikte geçirdiğim her bir gün şükür sebebiydi bana. Dilimden eksik olmayan tek söz 'Seni seviyorum' olmuştu. Buna rağmen, hayatımdaki onca mutluluğa rağmen tehlike peşimden hiçbir zaman ayrılmıyordu. Bana zarar vermek yerine canımı daha çok yakmak amacıyla defneyi hedef almışlardı.

Ona çaktırmamaya çalışsam da sürekli peşinde adamlarım oluyor, telefonuma yüklediğim bilgiler ile sürekli onu izliyor nereye gittiğini kiminle olduğunu ne konuştuğunu öğreniyordum. Bundan haberi olursa iyice meraklanıp tedirgin olacaktı. Yarın gireceği sınav onun için çok önemli olduğundan hiçbir şey çaktırmamak zorundaydım.

Odamda otururken Ali'nin içeriye girmesiyle bakışlarım ona kaydı. Elindeki dosyalarla bana yaklaştı ve başıyla selam verdi.

"Abi, istediğin gibi sokaktaki kameralardan kayıtları aldım ve incelettim hepsini. Dikkat çeken tek bir kişi geçti elimize." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Defne de Selin'de zarar görebilirlerdi. Bunu yapan kişiyi bulmak zorundayız. Defnenin yüzüne baktıkça kendimden nefret ediyorum Ali. Kadınıma bir şey olursa yaşayamam ben." Ali dosyayı bana doğru uzattı. İncelediğim sırada o da çoktan anlatmaya başladı.

"Adam saat 10 civarında gelmiş oraya. Yanında kimse yok göründüğü kadarıyla. Başında siyah bir şapka var ve ellerinde de deri eldivenler. Sıradan biriymiş gibi ilerliyor sokakta. Evin önüne geldiği sırada kabanından çıkardığı silahla ilk kurşunu atıyor. O sırada birçok adam toplanıyor etrafta. Hepsi ateş etmeye başladığında şerefsiz herif kayboluyor ortadan." Öfkeyle dosyayı fırlattım.

"Başındaki siyah şapka onu ele vermez Ali. Bize daha gerçekçi bir ipucu lazım. Bana o gece o sokakta bulunan insanların listesini çıkar. Hepsiyle bizzat kendim konuşacağım. Ayrıca söyle korumalara defnenin etrafına diktiklerimin sayısı artsın. Defneye hissettirmeden." Olumlu anlamda kafa salladıktan sonra beni odada yalnız bıraktı.

Yatağa uzandım ve bir kolumu başımın altına aldım. Diğeri de karnımın üzerinde duruyordu. Yarın sınavı vardı meleğimin. O yüzden bu gece onun için önemliydi. Sabah yanına gittiğimde görmüştüm halini. Bir yandan heyecanını bastırmaya çalışıyor diğer yandan ise konularını son kez gözden geçiriyordu.

Onu öylesine özledim ki! Ama şuan yanına gitsem de onunla uyumam imkansız. Bu gece kim bilir ne kadar uyuyacak? Hatta belki de hiç.

Bu böyle olmayacak. Yüzünü göremesemde sesini duyayım en azından. Telefonumu elime aldım ve direkt onu aradım. Bir süre çalmasının ardından o güzel sesini duymamla gülümsedim.

"Aşkım?" Sesindeki mutluluk beni de gülümsetmişti.

"Güzelim öylesine özledim ki! Sesini duymak istedim."

"Bende seni çok özledim. Ama yarından sonra hiç ayrılmayacağız." dediğinde arkadan duyulan kahkaha sesiyle Selin'in de yanında olduğunu anladım. "Selin!" diye ona kızdığında defne bende gülmüştüm. "Ömer sende mi?!"

"Tamam güzelim benim. Seni çok tutmak istemiyorum ama sabaha kadar konuşsan hiç sıkılmadan da dinlerim."

"Aklımı çelme benim. Ders çalışmam gerekiyor."

"Öyle olsun bakalım. Yarından sonra düşeceksin elime."

"İyi geceler aşkım!" dediğinde telefondan bir öpücük sesi gelmişti.

Aşkın Kıyısında जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें