• Bölüm 5 •

9K 458 98
                                    

Merakla bakan gözlerine karşı gözlerim ateş püskürüyordu adeta. Bu durum artık canımı fazla sıkmaya başlamıştı. Geçmişte yaptığım hatalarım bir bir önüme çıkmak istiyorlardı sanki.

Sinir sistemimin yandığını hisseder gibiydim. Yakalarından kavrayıp onu depoya kadar sürükledim. 2 elimi sertçe göğsüne koyarak ittirmemle duvara çarpması bir olmuştu.

Burnuna sert bir yumruk geçirdim. Sinirle saçlarını kavradım ve sertçe başını duvara vurdum. Bir,iki,üç..
Kaç defa vurdum hatırlamıyordum ama hiç konuşmamıştı. Sadece acı ile bağırmıştı. Sahi neden dur demiyordu? Neden bana yalvarmıyordu yapma diye?
Kafasını bir kere daha vuracaktım ki bileğimi titreyen elleriyle tuttu.

İçimin az da olsa burkulduğunu hissettim. İlk önce bileğimdeki eline sonra da gözlerine baktım. Korku ile değil,bana saf acı ile bakıyordu.

"Oyuncakları..n"

Başını yere eğerek ağzındaki kanı tükürdü ve devam etti cümlesine.

"Göstermeyecek misin?"

İşte buna şaşırmıştım. Bulunduğu halin pek de iç açıcı olduğunu söyleyemezdim. Ara ara onu duvara sertçe yapıştırmış,sayısızca yumruklar atmış ve başını duvar ile asfalta vurararak parmaklarını topuklu ayakkabılarımla ezmiştim. Emindim ki; vücudunda sağlam yer bırakmamıştım. Şimdi ise karşıma geçmiş,aletlerimle ona daha çok acı çektirmemi istiyordu.

Bunu çok isterdim evet,ama çok yorgundum. Belki ruhen,belki de fiziken hatta belki de ikisi bir arada. Düşüncelere dalmaktan Ateş'in ellerinin saçımda gezindiğini farkedememiştim bile. Durdurup 'ne yaptığını sanıyorsun' diyebilirdim ama demedim,diyemedim. Yavaşça dik pozisyonda oturdu ve sırtını duvara yasladı. Eserime bakma fırsatı daha yeni elime geçmişti.

Her tarafı kan içerisindeydi,bu haline burukça gülümsedim. Başımı tuttu ve yavaşça kucağına indirdi. Ben ne mi yaptım? Bana uymayacak bir şekilde komutlarına uydum ve dizlerine yattım,saçlarımı okşamasına izin verdim.

Şarkı fisıldadığını duyar gibiydim,iyice kulak kesilince anlayabilmiştim ve inanın bana gözlerim yine dolmuştu. Fısıldadığı şarkı; biz birlikteyken her gece üzerine isimlerimizin baş harflerini kazıdığımız ağacımızın altında oturup mırıldandığımız şarkıydı.

You know that I want you
Biliyorsun seni istiyorum

And you know that I need you
Ve biliyorsun sana ihtiyacım var

I want a bad,a bad romance
Kötü bir,kötü bir romantizm istiyorum

I want your loving
Sevişini istiyorum

And I want your revenge
Ve kinini istiyorum

You and me could write a bad romance
Sen ve ben kötü bir roman yazabiliriz

Bulunduğum durumu yeni farkederek hızla gözlerimi açtım ve Ateş'in vücudunu ittirdim. Bunu haketmiyordu,bunu haketmiyordum.

"Ne oluyor sana böyle?!"

"Ne sandın sen?! Bana biz birlikteyken söylediğimiz şarkıyı söyleyince ya da eskiden sevdiğim aktiviteleri yapınca hemen sana sığınıcağımı,her şeyi unutucağımı mı sandın?!"

Gözlerindeki ışığın söndüğünü görebilmiştim,işte tam olarak bunu istiyordum; bana yaşattıklarının daha acısını hissetmesini.
Bu yüzden onu birkaç gün mekânımda misafir edecek ve her Allah'ın günü onu doğduğuna pişman edicektim.

Aklıma gelen düşünceler ile Deniz'e seslendim.

"Şunu parmak aletine bağlayın,ellerimi temizleyip geliyorum"

Başını sallayarak Ateş'e doğru ilerledi,Ateş ise ne olduğundan ve ne olacağından habersiz bakınıyordu etrafa. Banyoya zar zor varabilmiştim,başım çok ağrıyordu. Sağımdaki eczane dolabından bir ağrı kesici alarak ağzıma attım ve suyu da içtikten sonra hızlıca ellerimi yıkadım. Heyecanlı bir şekilde parmak aletine bağlanmış Ateş'in yanına gittim.

Elini elime alarak parmaklarına bakındım.

"En çok hangi parmağını seversin?"

"Seni becerirken kullandığım parmağımı"

Verdiği cevaba sinirlenerek gözüne yumruk attım. Onunla ilişkiye girmemiştim ve bundan gayet memnundum.

"Sormam hata,haklısın"

Tüm parmaklarını aletin eklem taraflarına itinayla yerleştirdim. Alet eklem yerinden parmakları kırıyordu daha sonra ise parmakların bileğe bağlandığı kısımdan kırıyordu. Acısı pahabiçilemezdi,bunu çok iyi biliyordum. En güzeli ise bunları sadece saniyeler içinde yapıcak olmamdı.
Komik olan taraf,hiçbir şey söylemiyordu.

Elime düğmeyi alarak son defa gözlerine baktım,hiçbir şey ifade etmeyen ve kan çanağına dönmüş gözlerine. Onun canını daha çok acıtmak istiyordum.

"Beni gerçekten sevmiş miydin?"

"Elbette,neden sevm-"

"YALAN SÖYLEME!"

2 tuşa aynı anda bastım ve acı dolu çığlıklarına şahit oldum. On parmağının tüm eklemlerini kırmıştım. Bağırışı uzun sürmüştü daha sonra ise kan tükürerek ağlamaya başladı. Tıpkı o kadına giderken beni ağlattığı gibi,acı içerisinde. Parmaklarını gördükçe ağlaması şiddetleniyordu.

"Nasıl bir duygu?"

"NE DİYORSUN LAN SEN RUH HASTASI?!"

"Diyorum ki; acıyı iliklerine kadar hissetmek,hissettikçe ağlamak. Nasıl bir duygu?"

Sadist Kız | Tamamlandı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin