-Salih hem o kızdan da uzak dur oğlum. O yaşta kızlar çok çabuk kapılırlar. Sen çok yakışıklı bir adamsın. Kız başında kalmasın."

-Baba ne diyosun sen ya? Ne başımda kalması  öyle bir kız değil.
Evlenmek istese Vural'la evlenir?

-Oğlum  benim düşünceme göre  kızı bilmem  ama sanki sen ona çoktan kapılmışsın."

-Baba annem ve Petek'in
yapışkanlığı yüzünden ben hiç bir zaman böyle şeyler düşünmedim.
Kimseye güvenmedim şu hayatta.
Annem benim mutluluğumun değil. Kendi yaptığı planların gerçekleşmesi
peşinde.
Sare'nin de kendi hayatı için planları var.
O şuan yalnızca onları düşünüyor.
Ne aşk ne de evlilik düşündüğünü zannetmiyorum.
Ama inan bana baba bir gün gelecek
Sare'nin ve benim yollarımız birleşecek ve ben o günü sabırla bekliyor olacağım."
 
-Ah oğlum ne çok isterim senin sevdiğin kızla evlenmeni ve mutlu olmanı. Ama annen seni bırakmaz oğlum."

-Neyse baba bakalım zaman ne gösterecek?
Her şey için çok teşekkür ederim.
Kendine dikkat et."

Şimdi Sare'yi araması ona herşeyi anlatması gerekiyordu.
Telefonla aramayı düşündü önce ama vaz geçti.
Yüz yüze konuşmak istedi birden. Dünden beri görmemişti Sare'yi.
Şu an onu görmek ve haberi verdiğinde yüzünün alacağı şekli görmek istiyordu. Sare'nin sevincini yanında yaşamasını istiyordu.

Sare'ye mesaj attı ve yarın okul çıkışı piknik alanına gelmesini istedi.
Kendisi de odasına gidip yatağına uzandı.
Çok heyecanlanmıştı genç adam. Yarın hem Sare'yi görecek hem de  ona Vural'dan kurtulduğunu söyleyecekti.
Nedense içi içine sığmıyordu.
Sabebi neydi acaba.
Sare'yi görmek mi heyecanlandırmıştı bu kadar?
Bu kıza hangi ara bu kadar bağlanmıştı?

Sabah olunca hazırlanıp okula gitmek için evden çıktı Sare'nin evine doğru baktı.
Ortalıkta kimse yoktu mesaja cevap da gelmemişti.
"Sare, mesajı görmedi anlaşılan." dedi kendi kendine.
Bugün ne olursa olsun konuşacağız.   Sana bu güzel haberi gözlerine bakarak söyleyeceğim Sare."dedi.

 Hızla okula doğru yürümeye başladı.
Bugün çocukları yazılı sınav yapacaktı.
Okula vardığında ders zili çalmak üzereydi. Salih, hemen sınıfına gitti.
Tam içeri girmek üzereyken telefonuna mesaj geldi.
Kimden olduğuna bakmak için telefonu çıkardı. Mesaj Sare'den di.
"Ne oldu kötü bir şey yok değil mi?" yazıyordu.

Salih, "Kötü birşey değil Sare. Güzel birşey oldu. Bugün mutlaka  buluşmaya gel. Seni bekliyor olacağım."diye yazıp gönderdi.

Bir kaç saniye sonra Sare,  "Ok yazıp göndermişti.
 Salih, oldum olası böyle bize ait olmayan yabancı kelimelerin günlük hayatımızda kullanılmasını sevmezdi.

-Sare Hanım evet demek istediniz heralde?"dedi tekrar yazarak.
 
Ders zili çaldığı için cevabı beklemeden derse girdi. Çocuklara yazılı kağıtlarını dağıttı.

-Çocuklar yazılı süreniz iki saat. Birbirinize bakmak yok. Kopya çekmek yok, hadi bakalım başlayın."
Çocukları izleyip bir taraftan da başka bir ders için yazılı soruları hazırlıyordu.

Birden telefonu titredi. Açıp bakınca
Sare'nin "Aynen Salih Hocam. Evet dedim. Kusura bakmayın artık. Biz cahiller ne anlarız mesaj yazmaktan." diye yazdığını gördü.

 "Seni küçük cadı küsermiş de." dedi.
Ama cevap yazmadı. Nasıl olsa buluşacaklardı. Orada hem haberi verip hem de gönlünü alırdı.

Okulda işlerini bitirip hızlı bir şekilde evine geldi.
Hemen üzerine spor bir şeyler giyip evden çıktı.
Hava yağışlı olduğu için arabasını aldı.
Piknik alanına doğru  yola çıktı.
Belki yolda Sare'yi görürüm diye etrafa bakarak piknik alanına geldi.
Ortalıkta kimseler yoktu. "Mesaj da geleceğim demişti bu kız. Acaba gelmedi mi" diye düşündü Salih.

İKİMİZE BİR DÜNYA #wattys 2018Where stories live. Discover now