15. Bölüm- O Yaptı

2.6K 128 433
                                    

"Nasıl söyleyebilirim ki? Onca zaman hep nasıl erkekleri sevdiğini anlattı durdu. Emir tipinde erkekler. Baktım ki onun tipi olmayan erkeklerle gerçekten işi olmuyor biten ilişkilerini oturup kendim izledim. Ben itiraf etsem arkadaşıyım diye kabul etmez diye korktum. Üzerine tip kriterine uymadığım için istemez diye korktum. Gururum kırılır diye korktum, onu tamamen kaybetmekten korktum." dedi ve nefes aldı. "Evet Betül'ü seviyorum."

Sonunda itiraf etmişti işte. Sonunda istediği cevabı almıştı genç kız. Nehir ne zamandır bu ânı bekliyordu. "Hele şükür be. Bunu itiraf etmen için kaç asır bekledim haberin var mı? Bana bak şimdi Ali Bey, Betül'ü tavlayacaksın. Bu böyle olmaz iyice içine kapandın sen." dedi bilmiş bir tavırla. Sonuçta terzi kendi söküğü hariç herkesin söküğünü dikebilirdi değil mi? "Kızım, beni sevmiyor işte şansım da yok. Hiç kurcalama sen bu işi."

Ali Ali Alii... Tamam Nehir sakar ve çatlağın teki olabilirdi ancak şunu iyi bilirdi ki belli taktiklerle Betül'ü kazanabilirdi. "Her zaman onun yanında ilgili ol. Bak Betül dengesizlik sevmiyor biliyorsun. Dostsunuz siz ona önce, dostluğunun en iyisini sevgini katarak göster. Bak o zaman ipler nasıl da çözülecek."

"Şimdi düşündüm de haklısın be kuzu. Ben denemeden bunu bilemeyiz değil mi? Gaza geldim şu an ben bir içeri gideyim." dediğinde kolundan tuttu. "Önce bir sevgini nasıl gösteriyormuşsun görelim." dedi ve en sevdiği şeyi yaptı. Başını Ali'nin dizine koydu. Buna karşılık Ali gülünce kız başını dizine iyice yerleştirdi. Önce örgülü saçlarını çözdü. Sonra ise kıvır kıvır saçlarının arasından parmaklarını geçirip bukleleriyle oynamaya başladı. İşte bu en çok huzur bulduğu anlardan biriydi genç kızın.

Kapıdan Emir'in sesini duymasıyla yerinden doğruldu. "Gençler restorantta akşam daveti varmış hadi işe gidiyoruz." 

●●●
Tuğçe'den

Mutfakta bulaşıkları makineye dizerken cep telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Çok mu kaptırmıştım kendimi ya? Ellerimi üzerimdeki ölüğe kuruladım ve telefonuma baktım.

"Çalışan deposuna gel, özledim." mesajıyla hemen gerildim. Etrafı kolaçan ettim. Ne Emir ne de bizimkilerden biri vardı. Elimdeki işi bırakıp koşar adımlarla depoya gittim. Depo alt katta ıssız ve sessiz bir yerdeydi, buraya pek kimse inmezdi. Kapıyı araladım ve içeri baktım. Bir el beni içeri çekti. Noluyoz lan! Korktum. Boynumu hafifçe yukarı kaldırdım. "Melih?"

"Hoş geldin güzellik." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Ups bu çok âni oldu. Nefes alış verişimin hızlandığını fark ettim. Heyecan mı yaptım ben? "Seni özledim." dedi ve beni kolumdan kutup koltuğa oturttu.

"Ben de seni özledim." dedim ve gülümsedim. Ya şu bir çift yeşil göz beni benden alıyor. Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Benim kadar özleyemezsin." diyerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Onu bayağı özlemiştim. Emir sapığının beni eve tıkması sonucu Melih'i bir süredir göremiyordum, bu buluşma iyi olmuştu.

Elimi ensesine koydum ve ben de onun öpüşüne karşılık verdim. Bu hoşuna gitmiş olacak ki beni öpen dudakları kıvrıldı ve gülümsemeye başladı. Elinin birini bel boşluğuma götürdü. Önce belimi kavradı ve sonra beni biraz daha kendine çekti, elleri düğmelerime gitti. Genç kızlık elden gidiyeaahhh. Durdur bunu Tuğçe. Tamam evli olduğumu önemsemiyor olabilirdim ancak bu evlenmediğim biriyle birlikte olacağım anlamına gelmezdi.

Düğmelerime giden elimi tuttum ve onu kendimden yavaşça uzaklaştırdım "Benim gitmem lazım." diye bir bahane ekledim. Ay senin gibi adamı durdurmuş olmak aklıma hiç yatmıyor olsa da bunun yanlış olduğunu biliyorum yeşil göz.

Kusurlu Yalancı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now