35. Bölüm- Gökyüzüm

2K 113 58
                                    

"Şarkı." deyip salak salak yüzüme baktı. Algılayamadı galiba. "Emir." deyip elimi yanağına koydum ve başını hafiften sarstım. "Seni seviyorum dedim sen benim yüzüme aval aval bakmak dışında bir şey yapmayacak mısın?" Başımı sağa sola salladım. Nehir'den sonra aptal biri varsa o da Emir'di gerçekten. Adama seni seviyorum dedim bana dediği şey şarkı oldu. Arkasına döndü. "Siz de duydunuz mu yoksa ben gayepten sesler mi duyuyorum?" Tekrar önüne döndü ve hiçbir şey demeden beni kollarının arasına aldı. Bunun anlamı bal gibi de beni sevdiğiydi, seviyordu beni. Beni beni... Saçlarımın kokusunu içine çektip benden ayrıldı.

"Bunu ne kadar zamandır bekliyorum biliyor musun sen?" Gülümsedim. Ben seni ne zamandır seviyorum biliyor muyum ki senin beni ne zamandır beklediğini bileyim? "Emir annemler senden nefret ediyor. Ben seninle yalansız yeni bir sayfa açmak istiyorum." Parmağıma baktı. "Şunlara daha dün kelepçe diyordun şimdi bunlarla bana ölene kadar bağlanmak istiyorsun öyle mi?" dedi ve yakasını düzeltip ellerini cebine koydu. Gözlerini kıstı. "Az önce ego mu kastın sen ben mi öyle hissettim?" Ben bu egoiste nasıl aşık oldum ya? Olacak iş değil.

"Mükemmel bir adamı kaptın, ego kasmayayım da ne yapayım? Aslında bir kadının sahip olması için çok özel biriyim ben. Bakma sen boş ânıma denk geldin." Bak ya? Ne demek boş anıma denk geldin? "Tamam Emir Bey ben çıkayım siz takılın o zaman." Ayağı kalkmaya yeltendiğim zaman güldü ve beni durdurdu.

"Gitme." Zafer gülüşüm ile koltuğa kuruldum ve Emir'le konuşmayı bir kenara bıraktım. Stratejimizi yarın düğünden sonra da konuşabilirdik. Bugün ve yarın Betül'ün günüydü.

Arkadan çalan romantik müzik ile dans eden güzel çifte döndüm. Bayağı yakışıyordu bunlar ya. Mutlu olun dostlarım, gün sizin gününüz. Sandalyemi Emir'in sandalyesine yapıştırdım ve dans eden Betül ve Arda'yı izledim. Ne Emir beni dansa kaldırdı ne de ben kaldır dedim, başımı omzunda yasladım ve onun varlığının huzuruyla dostlarımı izledim. Nehir yerinde duramadı ve Ozan'ı çekiştire çekiştire dansa kaldırdı.

"Yavaş yavaş hamster. Ufaklık yine zarar görmesin." deyip bizim deliye göz kırptı. Valla bunların olay da nasıl başladı nasıl bu noktaya geldi bilemiyorum. Demek ki insanın başına her an her şey gelebilirmiş. Ozan'ın sözünü dinleyen Nehir daha yavaş bir şekilde dans etti. Başımı Emir'in omzundan kaldırdım ve ona baktım. "Bir şey mi oldu?" Gülümseyip başımı sağa sola salladım. "Özlüyorum." dedim. Başını başıma yasladı.
"Benim kadar özleyemezsin."

●●●

Dans, eğlence, hüzün bir arada geçen geceyi geride bıraktılar ve büyük güne merhaba dediler kalpleri bir olan bu insanlar. Tuğçe Emir'den ayrı ikinci gecesini geçirmişti ancak şimdi içi huzur doluydu. İçinde ne varsa söylemişti ve Emir'in kendisi için mücadele edeceğini biliyordu. Emir'in ise gecesi sabah olmamıştı. Elini attığı yatağın boş tarafı hafif yollu canını acıtsa da biliyordu döneceğini. Elinden geleni ardına koymayacaktı, sadece düğünün geçmesini bekliyordu.

Yemyeşil çimenlerin üzerinde duran masalardan birine oturmuş karşısı masada oturan karısını kesiyordu. Yalnız değildi ailesi de onunlaydı, o yüzden kendini frenliyordu. Kır düğünü güzel bir fikirdi. Temiz hava herkese güzel gelmişti. Derin bir nefes aldı Emir. Yemiş bitirmişti kızı gözleriyle. Dışarıdan biri farketseydi bakışlarını sanki yıllardır görüşmüyor olduklarını düşünebilirlerdi.

Nehir ve Ozan kol kola girmiş, Betüller gelmeden doğanın tadını çıkartmak amaçlı kör bir yerde gölgede oturuyorlardı. Herkes onların ne kadar yakıştığını konuşmuyordu, arada yarası kaşınanlar da vardı. Ozan'ın geçmişi bazen onu bulabiliyordu. Kızıl saçlı, simsiyah mini elbiseli bir kız onların yanına gitti. Belli ki Ozan'ın geçmişinden biriydi ki Ozan rahatsız oldu. Panik bir halde gelen kıza baktı sonra dönüp Nehir'e baktı. Dün yediği naneler bugün onu kovalamasa onun için iyi olurdu aslında.

Kusurlu Yalancı (Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat