13. Bölüm- Ben Ona Bakarım

3.1K 132 251
                                    

Anneannemin sabah rutini olan oda kontrolünden sonra gözlerimi araladım. Sanki dünyanın bütün yükü üzerime binmişçesine bir yorgunluk ve hüzünle karışık saçma duyular içerisindeydim. Sen Emir Gültekin'sin aptallık etme, kendine gel! O neydi be öyle? İçime bir şey kaçtı. Tövbe ya. Gözlerimi tamamen açıp kalkanmaya yeltendim ancak bunu başaramadım. Bu kız yastık niyetine beni kullanıyor demedi demeyin. Yemezler Tuğçe hanım. Sana hâlâ kırgınım. Göğsümdeki başı ve elini yavaşça yastığa koydum ve yataktan doğruldum.

Dün olanlar çok net aklımdaydı ancak ben bu konuyu başka şekilde halledecektim. Kafama koydum ben. Bugün zaten tatil günümüzdü bak bakalım Tuğçe hanım, el mi yaman Emir mi yaman? Yataktan kalkıp önce banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve kendime geldim. Evet iyiyim. Sessiz ve hızlı adımlarla odadan çıkıp salona indim.

Susadım mı ben ya? Gideyim bir su içeyim. Salonun kapısından dönüp mutfağa gittim. İşte karşımda beni hiç aldatmayan kadın, bana koşulsuz değer veren kadın. Ocağın başında bir şeyler yaparken başımı omzuna koydum ve beline sarıldım. "Bahar Sultan."
İlk önce ürperip sonra yüzünü bana döndü. "Oğlum sen bu saatte kalkmazdın erkencisin." dedi şaşkın bir yüz ifadesiyle. "Bir sarılsaydın sen de bana be, üzdün beni şu an." dedim sesli bir nefes vererek. Mükemmel bir çocuğun vardı ne yapacaksın tabii ki sarılacaksın anneciğim.

Kollarını kocaman açtı ve beni kollarının arasına aldı. Canım anam çilekeş anam. Ne oldu bana lan böyle? Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş gibiydim bugün. Sürahiden bardağa su koydum ve içtim. Neyse Ayşenur Sultanı bulmam lazımdı. "Anneeemm hadi ben içeri gidiyorum." deyip alnına bir öpücük kondurdum.

Seviyorum annemi ya benim kadar mükemmel bir insanı doğurdu o sevilmez mi? Salonun kapısından başımı içeriye doğru soktum. Bakalım kim var kim yok? İçeride amcam ve ona sarılarak uyuklayan teyzem vardı. Yine uykusu tutmamış olacak ki şimdi uyukluyordu salonda. Ya en çok da sizin aşkınızı seviyorum anneannem ve dedemden sonra. İnsan size bakınca aşk denilen şeyin gerçek olduğunu anlıyor. Somut kanıt gibisiniz.

Onları hiç bozmadan kapıdan çekildim ve bahçe kapısından dışarı çıktım. Bakalım burda mısın? Geniş bir bahçeye birkaç oturma yerine sahip olduğumuzdan dolayı hemen bulamazdım. Birazcık bakındıktan sonra etrafta anneannemin ilerideki salıncak koltukta oturduğunu gördüm. Yakaladım seni sonunda. Etrafta kimseler yoktu. Bununla beraber yanına tempolu adımlarla gittim.

"Anneanne seninle bir konu hakkında konuşmam lazım." diyerek salıncaklı koltuğa çömeldim. Beni görünce yüzü gülümsedi. Canım anneannem ya iyi ki varsın. Eliyle dizine iki kere vurdu ve bir kez daha gülümsedi. Ben bunun anlamını biliyordum başımı dizine koydum ve başımı sevmesini bekledim. Ne şanslısın sende Ayşenur Sultan mükemmel bir toruna sahipsin Ozan hariç tabii ki. Ay ama ben de çok şanslıyım seni gibi anneannem olduğu için.

"Anneannem benim seninle bir şey konuşmam lazım." diyerek yineledim cümlemi. "Söyle bakalım." dediğinde direkt lafa daldım. "Ben Tuğçe'nin restorantta çalışmasını istemiyorum." deyip doğruldum. Kaşlarını çatmış meraklı şekilde bana baktı. "Ben yeterince çalışıp ona bakarım. Restorantta erkeklerin içinde olması hoşuma gitmiyor."

Son cümlemin üzerine gülümsedi "Sen karını mı kıskandın?" Ne! Yok yok anneanne ben onu kıskanmadım. O benim arkadaşım, onu korumak istiyordum sadece. Bir kere mükemmel adamlarda asla ama asla, birazcık, belki kıskançlık olmaz. Yani ben onu kıskanmıyorum. Tabii bunu söyleyemezdim. Başımı sağa kırıp süt dökmüş kedi gibi baktım ona. "Lütfen."

"Tamam o zaman ama onun eğitimini evde veririm bilmiş ol ama bir süreliğine." dedi ve sanki gelinine laf sokmuş kaynana edasıyla ayağı kalkıp yol aldı. Sen can alıcı bir kadınsın Ayşenur Gültekin. Ben bile senden korkuyorum. Şimdi gör bakalım Tuğçe Hanım. Bir süreliğine de olsa yaptıklarının bedelini öde de beni kurtar diye yalvar bana. Ben sana dedim hem de çok dedim.

Kusurlu Yalancı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin