Bir Çift Göze Aşık

Ƹ̴Ӂ̴Ʒ -25 Aşkın Gözyaşları-

Birdy -Wings

Mert SANCAK (3 gün sonra)

Fransa'nın en tanıdık ve bilinen şirketlerinden biriyle ortaklık anlaşması yaptıktan sonra şimdide babamın! Yanına Japonya'ya yola çıkacaktık. Odaya bir kez daha bakındıktan sonra dizüstü bilgisayarı çantamı aldım ve içine bir kaç dosya daha koydum. Dışarı çıktıktan sonra asistanım yani gardiyanım hemen yanıma geldi ve elimdekileri aldı.2 aydır kukla gibiydim onların dediği yerlere gidiyor hatta konuşuyordum. Arabam geldiğinde şoför kapıyı açtı ve bindim. Şu ciddiyeti sevmiyordum her gün takım elbise giyiyordum ve bu en beteriydi. Havaalanına yola koyulduğumuzda arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım. Uyku düzenim kalmamıştı artık. İstanbul'a dönmek için sabırsızlanıyordum şu lanet yerden kurtulmak istiyordum.

Havaalanına geldiğimizde aşağı indim, şoför de bavulları aldı, gardiyanımda peşimden geliyordu. İçeri girdiğimizde bavulları verdik ve kontrolden geçtik. O sırada yanıma şapkalı bir adam geldi. Elinde büyük bir zarf vardı ve bana uzattı.

"il vous appartient, monsieur." zarfın bana olduğunu söylüyordu kimden geldiğini anladım ve elinden aldım.

"Merci monsieur." teşekkür ettikten sonra yanımdan ayrıldı. Ben ise elimdekini süzüyordum. Etrafa bakındıktan sonra gardiyanımın bavullarla ilgilendiğini gördüm. Bu zarf beni yanıltacak mıydı, yoksa söylediklerimin arkasında mı duracaktı merak ediyordum. Zarfı yırttıktan sonra içinden fotoğraflar çıktı teker teker bakmaya başladım. Miranın evinin orada çekilmişti barış la konuşuyorlardı diğer fotoğrafa baktığımda elinden tutmuş arabaya bindirdiğini gördüm yumruklarımı sıkmıştım. Diğerine geçtiğimde Miranın elinde bir sürü balon vardı ve mutlu görünüyordu. Mutlu görünüyorlardı. Diğerlerine bakmadan hepsini yırttım, gardiyan yanıma gelince eline tutuşturdum.

"At bunları." dediğimde hiç bir şey demeden yanından ayrıldım.

1 Hafta önce

Şanzelize sokaklarında geziyordum ne kadar güzel olsa da İstanbul kadar değeri yoktu gözümde. Bir küçük dükkân ilgimi çektiğinde içeri girdim. Küçük ama sevimliydi. Her çeşit çiçek vardı ve güzel kokuyorlardı. Gül görünce elime aldım ve kokladım.

"You're in love with your lover too." arkamdan bir kadın seslendiğinde ona döndüm ve gülümsedim. Gülü bıraktığımda konuşmaya başladım.

"What is the name of it?" elimle değişik duran ilk defa gördüğüm saksıda olan bir bitkiyi gösterdim adını sormuştum yanıma gelip saksıyı eline aldı.

"Echeveria. So tears of love, Nice selection." Adı Echeveria'ymış aşkın gözyaşları da deniyormuş. Garip bulmuştum tuhaf bir çiçekti. Rozet biçiminde mavi-gri porselenlere benzeyen yaprak­ları, incecik bir sap üzerine sıralanan kavuniçi ve san ha­reli çiçekleri vardı.