bölüm otuz bir

2.3K 155 38
                                    

Keyifli okumalar

******


Umuttan

Çoğu kitabın klasik başlangıcıdır ama gerçekten Garip bir hisle çok lüx bir evde uyandım.

Yatakta doğrulup Etrafı süzmeye başladım. Çok büyük ve siyah bir komodin vardı.

Üzerinde makyaj malzemeleri doluydu. Doğrulduğum yatağa baktım. Örtülerine kadar her şeyiyle yatakta siyahdı.

Odanın ortasına serilen kalp şeklinde püsküllü, siyah bir halı vardı. Cam kenarında siyah ve kırmızı renklerde birbirine döndürülmüş puflar vardı. duvarlar siyah renge boyanmış üzeri rengarenk kuru kafa şekilleriyle kaplanmıştı. (görselde var)

duvardaki farklı renkleri saymazsak odayı siyah yoğun olmak üzere kırmızı kaplıyordu. Komidinde ki makyaj malzemelerini görmeseydim erkek odası derdim.

Hoş erkek odası bu kadar düzenli olmazdı ama neyse. odada bir duvarı tamamen kaplayan ve çerçevelerinin tamamının kırmızı olduğu bir ayna fark ettim.

yavaşça aynanın önüne geldim. önce ayaklarımdan bakmaya başladım kendime. ayaklarım çıplaktı. altımda bana tam olmuş gri bir eşofman vardı. üstümde de siyah v yaka bir tişört vardı.

yüzüme bakmak için gözlerimi kaldırdığım an aynada gördüğüm şey ile bir adım geriledim. bu ben olamazdım. ben- ben çok farklıydım!

gözlerim kıpkırmızıydı ve tenim, bem beyazdı. ölü görmüş gibi değilde sanki ölüymüşüm gibiydim. sırtımda bir acı hissettim. tişötü sıyırıp aynaya sırtımı dönerek sırtıma baktım.


bıçak yarası vardı. 5 saniye boyunca bıçak yarasına baktım. 5 saniye sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi yara yok olmaya başlamıştı. ben şok olmuş biçimde sırtıma bakarken kapım açıldı.

hızla sırtımı kapatıp gelen kişiye baktım. giren kişi hayaldi. yine kusursuz görünüyordu. göbeğini açık bırakan beyaz bol bir badi ile siyah, bacaklarını tamamen kavrayan bir pantolon giymiş. beyaz spor ayakkabıları ile de renkleri birbirine uydurmuştu.

makyaj yapmamıştı ama yüzü çok güzeldi. doğaldı. kızıl saçları kalçasına kadar uzamış ve onları düzleştirip serbest bırakmıştı.

bir an gerçek hayata dönüp en son fabrikada uğurun kaçtığını, beni birinin bıçakladığını ve hayalin kurda dönüşüp beni bıçaklayanı ısırdığını hatırlıyordum. ondan sonrası yok. demekki sırtımdaki bıçak yarası oydu! peki neden saniyeler içerisinde kayboldu?



"umut, iyi misin?"

"b-ben bilmiyorum. gözlerim neden kırmızı? neden bembeyazım?"

"şey- sen- ne hatırlıyorsun?"

"kurda dönüşüp beni bıçaklayanı ısırdığını gördüm. gerisi yok."

ne diyeceğini bilemez bir halde karşımda duruyordu. yavaşça yaklaşıp pufları işaret etti.

"otursana. konuşmamız gereken şeyler var."

hayal kırmızı pufa, bende siyah pufa oturdum. kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakınca onunda gözlerinin kırmızı olduğunu gördüm. ama onun sadece gözleri kırmızı değildi.



gözündeki beyaz olması gereken tabakada kırmızıydı. göz altlarının da şişmiş olmasından anladığım kadarıyla benim dövüşçü melezim saatlerdir ağlamıştı.

Dövüşçü Melez (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now