bölüm beş

6.2K 288 35
                                    

lütfen yardımcı olun hikayem görülsün :(

Multimedya hayal

****

yarın karne alınacaktı ve ben takdiri sadece 1 puanla kaçırıyordum. şimdi diyeceksiniz ki hem sporda yeteneklisin hem ayansın hem serserisin hemde çalışkansın. aslında doğru, görünürde serseri diye adlandırdığımız kişilerin notları hep düşük olur. vardır sizinde sınıfınızda hep en arkada oturan, dersle ilgilenmeyen, genelde fosfor giyinen, ve her kavgada öne atılıp dayılık taslamaya çalışan ve bir telefonuyla semti arkasında toplayacağına inanan falan, hah işte ben onlardan değilim. benim ironim şöyle;

sesim güzel, her ortamda şarkı söylenmem mutlaka istenir. taekwondo dövüşçüsü olduğumu genel olarak herkes bildiği için ve beni maçlarda izledikleri için benden korkarlar. ayanım, ama fosforlu giyinip her bulduğuma kafa tutmam ve dayılık taslamam fakat nedenini bilmiyorum ama 4 yıldır sanki ben kraliçeymişim gibi kimse sözümden çıkmıyor. yaptığı yapacağı kavgayı bile gelip bana danışıyorlar. bunun nedeni kesinlikle dayılık taslayıp kendimi üstün görmem değil.

konunun dışına çok mu saptık sanki?

peki peki devam ediyorum kızmayın.

sadece bir puanla kaçırdığım o güzelim taktir belgesini alamayacağım için efkarlıydım, hem umutu düşünüyordum acaba kardeşi ne yapar diye hemde annemle tartışıp duruyorduk. babama olan sinirini benden çıkarmaya çalışıyordu yani ağlamak için yer arıyordum diyebilirim.

Yarın giyeceğim kıyafetleri hazırlayıp odamda bulunan siyah kırmızı renklerle döşenmiş pufumun üzerine koydum. Saat sabahın 10'uydu. Yarım saat önce kahvaltımı etmiştim şimdide canım çok sıkılıyor. Ne yapsam diye düşünürken gözüme kırmızı, üzerinde siyah kalpler olan nevresim takımımın üzerinde bulunan telefonum ve hemen yanında bulunan kulaklığın çarptı.
Gülümsedim ve hemen alıp jason derulo'nun 'tip toe' şarkısını açıp evin içinde zıplamaya başladım.

Saatlerdir hoplayıp zıplıyordum ve bu dinlediğim kaçıncı şarkı hiç bilmiyorum ama hala yorulmadan oynamaya devam ediyorum taaki açık kapının önünde kapıya yaslanarak beni inceleyen umut'u fark edene kadar.

Nasıl bir anda oynamayı bıraktım hiç bilmiyorum ama umut kahkaha atarak yanıma geldi.

"Senin burda ne işin var? Odama benden izinsiz nasıl girersin!!"

"Sakin olun bayan oyunbaz, evde sıkılmıştım sana geliyim dedim kapıyı annen açtı ve senin yanına gönderdi."

Ahh anne! Bu tipimi görmek zorundamıydı sanki?!

"Kaç dakikadır kapımda öküzün trene baktığı gibi bakıyorsun bana?"

"Dakikamı? Hahah hahahahahaha hayal hiç güleceğim yoktu hahahah.

Mal acaba neye gülüyor?

"Saat 13:25 Ve ben seni 12:10 geçeden beri izliyorum."

Rezilliğin daniskası!!!! Beni bunca zaman izlemiş olamaz dimi!!
Ben ne kadar aptalım ne kadar salağım hayır bütün o aptal surat ifadelerimi görmüş kim bilir nasıl dalga geçicek piç kurusu!!!

Düşündüklerimi hissetmişcesine cevap verdi,

"Seninle dalga geçmem merak etme bende bazen böyle abuk subuk haraketler yapmıyor değilim."

İçim rahatlarken saat 10'dan beri hiç sıkılmadan, yorulmadan bu saate kadar nasıl oynamışım onu merak ediyorum. Bu arada umutunda canı sıkılmış. Aman ne güzel canı sıkılan bize gelsin anasını satayım(!)

Dövüşçü Melez (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now