bölüm on bir

4K 186 14
                                    

Keyifli okumalar tekrar uzunca yağmurdan okuyacaksınız.

Multi=yağmur

*****

Son dersin zili çaldığında adımlarımı yavaş yavaş istemeyerek sınıftan dışarıya attım. Hayalle aylayı alıp çıkış kapısına geldiğimizde uğurun karşıda beni beklediğini gördüm ve göz devirdim. Hayale ve aylaya veda ettikten sonra onun yanına gittim.

Evi okulun karşısındaydı. Bana yandan bir sırıtış atarak "hoş geldin güzellik gözümüz yollarda kaldı" dedi.

"gözüne sahip çık o zaman"
"Ama bana karşı geliyosun "

Tamam unuttum sabret yağmur sabret. Uğurun Yolu göstermesiyle onun evine geçtik. Gerçekten de okulun tam karşısındaydı ve bu ev- dostum bu ev çok güzel!

Parayı nerden buluyodu acaba. Yani hem yalnız yaşıyo hem annesi babası yok. Garip. Zengin evlerinde bulunan koltuklara geçip oturdu ve yayıldı. İnsan üstünü başını temizler hayvan.

"Ee kapıda beklicekmisin?" Evet canım beklicem. Burda beklemek çok güzel! Dur azıcık da şurada bekliyim. Oh mis. Gerizekali. "Napıcam ben şimdi bu evde? Ev tertemiz mal mısın sen dedim" burun kıvırarak.

Burun nasıl kıvırılır bilmiyorum ama deyim işte kullanmak lazım. "Ev zaten temiz." Dedi yandan sırıtarak. "Ben seni bana yemek yapman için çağırdım" höstt! ney! Lan ben yemek yapmayı bilmiyorum ki!!

Neyse artık yanık patates kızartması ve yumurta, eşek sidiği kıvamında çay, ve ekmekle doyardı herhalde? Bendende bunlar çıkıyo yani ne yapayım?

Sanki annem beni mutfağa alıyo. 'Aman orayı Dağıtırsın bırak Aman sen şunu yapma bozarsın Ziyan edersin' den ibaretti benim mutfakla aram.

"Eminmisin sen benim yemek yapmamı istediğine?" Dedim şaşırmış gözlerle. Oda sırıtmasından ödün vermeyip "Evet eminim. Yalnız menemen ve güzel bir çay istiyorum. " demesiyle benim gözler yuvalarını terk etti. Canlarım benim gelin buraya. Siz olmadan göremem.

"Ben yemek yapmayı bilmem ki. Zehirlenirsin. Ha ama senin elinden zehir olsa yerim gülüm diyosan ayrı" dedim. Demez olaydım. Ne Dediğim hakkında kafama yeni jeton düşerken yüzüm kızarmıştı.

Oda anlamış olacakki güzel bir kahkaha atıp yanıma geldi. "Senin elinden bile olsa zehirlenmeyi göze alamam canım. Yemek yapmayı bilmediğini tahmin ediyordum o yüzden beraber yapıcaz"

"Sen beni sevgilin zannettin herhalde! Beraber yemek yapmalar falan? "

Yine güldü. Hep gülüyordu. Ve gülüşü. O çok güzel bir tedaydı. Hayır o derken sadece gülüşü. Tamam gömmeyin beni.

"Hayır sadece tek başıma yemek yapmayı sevmem ve sen bir hafta bana mahkumsun" dedi göz kırparak. "Sen biliyormusun ki yemek yapmayı?"

Yine güldü. "Evet biliyorum ve hadi bakalım ben kurt gibi açım." Bok ye! Beni ye! Yada beni yeme! Ne biliyim Ben! Tamam sustum.

Mutfağa geçtiğimizde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne saçma deyimler bunlar? Kendi kedime mutfağın güzelliğine bakıp "wtf?" Dedim. Gerçekten bu ev kiralıkmıydı?

Omg! Sanırım az önce sesli bi şekilde küfür ettim. Wtf dedim lan daha ne diyim. Çocukda duydu. Nerden mi biliyorum. Münezzimim ben söylememişmiydim? Şeka şeka "mal mısın aq" bakışlarından anladım.

"Evet evlenilmeyecek kızlara aday hanım başlıyoruz"

"Benmi evlenilmicek kızım? Sen ken-"

"Yağmur açım ve seni bile yiyebilirim" diyen uğura pörtlek pörtlek baktım.

Dövüşçü Melez (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now