14.Bölüm[Antreman]

24 16 16
                                    

İyi okumalar canlar
Vote ve yorumu unutmayın😊
Yazım hataları için şimdiden özür dilerim.

▪▪▪

Yanımda hissettiğim hareketlenmeyle gözlerimi açtım. Budd- ah yani Erebus burnuyla beni dürtüyordu. Yataktan kalkıp hemen üstümü giydim. Erebus'u odada bırakıp kahvaltıya indim. Bugün Barlas'tan ders alacaktım ve çok heyecanlıydım.

Dün saraya geç döndüğüm için herkes çoktan yemeğini yemiş odasına çekilmişti. Bende haliyle bayağıdır doğru dürüst yemek yemediğimden açtım. Mutfağa inmiş görevli olan abladan rica edip karnımı güzelce doyurmuştum. Adını bilmediğim bir sürü yemek vardı. Daha sonrada Barlas'ı terasta bulup bana güçlerimi öğretmesi için rica da bulunmuştum hatta buna çok sevinmişti sanki bunu bekliyormuş gibiydi. Bozuntuya vermedim tabiki. Kimseye hesap soramazdım çünkü güçsüzdüm. Dün bir kez daha farkına vardım bunun. Karşımdaki Erebus değilde başka biri olsaydı ne yapabilirdim ki. O yüzden güçlerimi öğrenmeye karar vermiştim. Bu boyutta kalacaksam buranın kurallarına göre oynamalıydım.

Henüz kimse gelmemişti masaya. Terasa çıkıp hava almaya karar verdim. Tabi Uras'la karşılaşmayı beklemiyordum. Onunla son 2 gündür hiç karşılaşmamıştık bile. Yemek yemeye de gelmiyordu. Varlığımdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlamıştım taki Kamelya görevde olduğunu diyene kadar. Demekki dönmüşlerdi. Ama neden Barlas gitmemişti ki?

Herneyse.

Sessiz hareket ederek ona uzak kalacak şekilde en uç köşeye gidip içimde tuttuğum nefesi sessizce verdim. Etrafı izlemeye başladım. Her zamanki gibi manzara muhteşemdi. Aşağı da bir hareketlenme vardı. Bir grup ormana doğru gidiyordu. Büyük ihtimalle antreman alanına gidiyorlardı. Acaba bende orada mı çalışacaktım?

Ensemde hissettiğim nefesle ürkerek hızlıca arkamı döndüm. Ve tabiki sertçe tosladım birinin göğsüne. Bunu beklemiyordum. Geri çekilmeye yeltenip yüzüne bakmak istemiştim ki karşımdaki kollarıyla beni çekerek kendine bastırdı. Afallamıştım. Ne oluyoruz anlamadım ki ?

Ellerimle var gücümle göğsünden ittim. Şükür ki kurtulabilmiştim. Bakışlarımı bedenin sahibine çevirdim. Gözlerimi kocaman büyütüp yüzüne bakmaya başladım.

Şaşırdım fazlasıyla.

"Ne diye bana öyle bakıyorsun? Ah evet kesin yanlış anladın. Dur düzelteyim. Aşağıdan sesler gelince bakmak için buraya geldim ve sen arkanı dönüp bana çarptın. Geri çekilmek için hareket ettiğinde ise biraz daha gitsen aşağı düşecektin o yüzden tutup çektim. Hepsi bu."

Gözlerimi kırpıştırıp Uras'ın yüzüne bakmaya devam ettim. Sonra arkasını dönüp cevap vermeme fırsat vermeden gitti.

Ne yani oradan görememişmiydi? Terasın diğer ucuna, yani onun durduğu yere giderek aşağı baktım.

"Yoo, gayette gözüküyor." Başımı sağa sola sallayıp içeri masaya geçip Uras'ın karşısına oturdum. Zaten Raava dışında herkes masaya gelmişti. Yanımda oturan Kamelya'ya döndüm konuşmak için ama o çoktan Merih'le sohbete dalmıştı bende bozmadım. Uras'a çevirdim bakışlarımı. Kollarını bağlamış gözleri masadaydı. Uzun süre gözlerini kırpmayınca daldığını anladım. Acaba ne düşünüyordu.

Raava gelince saygıdan ayağı kalktık önce ve oturup kahvaltımızı yaptık.

°°°

"Lamia lütfen kollarını sallamayı kesermisin?!"

"O dediğin imkansız Barlas, ben nasıl uçabilirim ki ? Kanat falan getir bir de öyle deneyelim istersen. Hı?"

"Kollarına ya da kanada ihtiyacın yok. İçinde halletmelisin bunu. Biraz sabırlı ol zamanla her şey yoluna girecek. Sadece benim yaptığım gibi oturup odaklanırmısın?"

TESSERACT[Dördüncü Boyut] #Wattys2018 Where stories live. Discover now