BÖLÜM-25-VAR MISIN ?

40.4K 1.2K 46
                                    

Derin'den

Merdivenlerden indiğimde Egemen'in içeride olduğunu gördüm.Kahvaltı masasındaki yerime geçtim ve tabağıma bir şeyler katarken aklıma gelen soruyla irkildim.

Elimdeki çatal havada kaldığında Egemen de fark etmişti.

"Güzelim bir sorun mu var ?"

Çatalı tabağa koydum ve etrafa göz gezdirdim. Yasemin abla çoktan alt kata inmişti. Sesimi olabildiğince alçaltmaya çalışıp kafamı Egemen'e uzattım.

"Dedemin haberi var mı ?"

Bir an neyi sorduğumu anlamamış gibi bir ifade hakim oldu suratına.

"Ha evet evet biliyor."

Sıradan bir şeyden bahseder gibi cevaplamış ve üstünde durmamıştı.Tabağımdakileri çatalla çılgınlar gibi döndürürken salona yasemin abla girdi.

"Derin hanım, arkadaşlarınız geldi.Dışarıdalar."

Çatalı bırakıp koşarak Egemen'i öptüm ve odamdan çantamı alıp dışarıya fırladım.İki gündür olanlar çok farklı hissetmemi sağlamıştı ama artık gerçek hayatıma dönmenin vaktiydi.

Kapının önünde Kayra'nın arabasını görünce tereddüt etmeden arka kapıyı açıp bindim.Herkes buradaydı.

Emre meraklı gözlerle ön koltuktan bana döndü.

"Derin neden açmıyorsun telefonunu kızım? Dün merak ettim sen okula gelmeyince."

Kızlarla kısa bir göz göze gelmenin ardından umursamaz bir tavırla cevap verdim.

"Şarjım yoktu ya, ondan."

Kayra yola çıktığında Kuzey'in evine baktım.Arabası görünürde yoktu.

Rutin hocaların azarlarından,okuldaki dedikodulardan ve esprilerden konuştuktan sonra nihayet okula gelmiştik.

Okulun son haftalarına girdiğimiz için gelenler oldukça azdı.

"Bizim Kayra ile tez harika oldu, dereceyle geçmezsem ben de bir şey bilmiyorum artık."

Evet bir de şu tez işi vardı, benim sinirlenip Kuzey'i ödevle başbaşa bıraktığım tez.

Kesin büte kalacaktım çünkü Egemen ne yaparsa yapsın Zenan hocayı ikna edemezdi.Sıkıntıyla oflarken çoktan kampüse gelmiştik.

Kuzey ile gözgöze geldiğimizde ilk defa erken geldiğini fark ettim.Kaşındaki yara oldukça kötü görünüyordu. Bakışlarımı ve adımlarımı dikkatle izliyordu. Yüzündeki ifade şaşkınlığa ve merağa oldukça yakın bir ifadeydi.

Yanına geldiğimde geçmem için ayağa kalktı.En azından sıramdan kovmuyordu.

İlk ders Zenan hocanın olunca her saniye korkuyla titriyordum. Kuzey ise hiç konuşmadan sınıftakileri izliyordu.

Nihayet Zenan hoca gelmişti. Oturmanızı işaret ettiğinde yutkunarak oturdum.

"Evet gençler, sonunda mezun oluyorsunuz.Acısıyla tatlısıyla dört yılı arkamızda bıraktık ve mesleklerimizi elimize aldık sayılır.Hepinizin kariyer konusunda ne kadar başarılı olacağını tahmin edebiliyorum."

İçimden 'bir suikastçinin kariyeri ne kadar parlak olabilirse o kadardır ' felsefemi geçirip duruyordum.Klasik veda konuşmasına devam etti.

"Bu hafta sadece tezleri alacağım onun dışında sizlerle doya doya iki hafta geçirmek istiyorum. Evet, başlayalım o halde."

Çantasını açıp içinden gözlüğünü çıkardı ve sinir bozucu bir rahatlıkla gözüne taktı.Sınıfa bir göz attıktan sonra defterinin arasından listeyi çıkarmıştı. Hadi bakalım Derin, suikasta kurban gitmezsin de Zenan hocanın kara listesinde can verirsin işte böyle.

Listenin başındaki grupları çağırmış ve incelemeye başlamıştı.Zaman da ne kadar çabuk geçiyordu...

Kendimi rahatlatmaya çalışırken kafamı çevirmemle Kuzey ile göz göze geldik.

"Telefonumu getirdin mi ?"

Dudağı tebessüme zemin hazırlar gibi yukarıya kıvrılmıştı.Gözleri uzun süre yüzümün her hattında gezindi.Beni hafızasına kazımak ister gibi bir hali vardı.

"Getirdim galiba."

Tek kaşım havaya kalkarken bakışlarını gözlerimde gezdirdi.

Elimi uzatıp telefonumu vermesini bekledim.O an gerçekten tebessüm etmişti.

"Galiba dedim, emin değilim ama bir gün boyunca kölem olursan emin olabilirim."

Şaşkınlık ve sinir karışımı bir duyguyla kahkaha attım.Benimle oyun mu oynuyor ? Ah, evet.Benimle kesinlikle oyun oynuyordu.

"Bana borçlu olduğun çok şey var."

Biraz düşününce haklı olduğuna kanaat getirdim. Hastalıktan, disiplinden ve ayıboğandan beni kurtaran oydu.Kendime acıyordum şimdi.

"Derin Miroğlu ve Kuzey Arslan."

Zenan hocanın sesiyle kendime geldim.Bayılma taklidi yapsam yutar mıydı acaba ?

Kuzey elimi kavrayıp beni arkasından sürüklemeye başladı.İnanmaz gözlerle onu izlerken çoktan Zenan hocanın yanına gelmiştik.

Kuzey diğer elindeki dosyayı hocanın önüne koyduğunda diğer eliyle halâ bileğimi tutuyordu.Bileğimi hırsla geri çektiğimde beni tutan eli gevşedi ve beni bırakmış oldu.Korkarak Zenan hocanın yüzüne baktım.

Memnun bir şekilde dosyayı okuyor ve gülümsüyordu.

"Çocuklar bu harika olmuş, gurur duyuyorum sizinle."

Kuzey'in omzunun arkasından zar zor görebiliyordum Zenan hocayı.Kuzey bu ödevi tek başına yaptığını söylemeden kendim söylemeye karar verdim.

"Ama hocam ben-"

Kuzey saniselik bir hızla arkasını dönüp eliyle ağzımı kapattı ve beni sıraya sürükledi.Pekala, ona olan borcum sürekli artıyordu.Sıraya geldiğimizde elini çekti ve korku salan bakışlarımı yüzünde gezdirdim.

"Çok korktum Derin, oturur musun artık ?"

Kızgın olmasam içimdeki kız buna kesinlikle eli karnında katıla katıla gülerdi.

Oturduğumda o da yanımdaki yerini aldı.

Beni izlediğini hissedebiliyordum.Kafamı çevirdiğimde ona kızacakken duraksadım.Beni defalarca öpen dudakları bana hiç bu kadar davetkar görünmemişti.

Bakışlarıysa beni hipnoz etmek üzereydi.Gözlerimi sıkıca yumdum ama açtığımda değişen hiçbir şey yoktu.Aksine yüz hatları ve bakışları içimde yer ediniyordu.Saçmalık, bu tam bir saçmalıktı.

Gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu.Takılı kaldığım dudakları aralandı.

"Bana olan borcun katlanıyor ve telefonun halâ bende. Söyle şimdi, var mısın ?"

Kafam benden bağımsız, çoktan kabul ettiğimi onaylar şekilde aşağı yukarı sallanmıştı.

Yüzü bana daha da yaklaşıyordu.

Kendimi yine o dudakların yörüngesinde buldum.

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin