BÖLÜM-50-KABUL

18.3K 621 188
                                    

Etrafı devasa duvarlarla kaplı bir malikaneye gelmiştik.Yoldayken Egemen yüzlerce kez aradığı için telefonumu kapatmak zorunda kalmıştım.Araba girşin önünde durduğunda yavaşça arabadan indim.Saat gece on ikiye geliyordu.Ilık bir rüzgar yüzüme çarpıp saçlarımı yüzümün etrafına çevreledi.Ellerimle saçlarıma hakim olmaya çalıştığım sırada Kayra önüme geçti.Yüzünde mahcup bir ifade vardı.Sol eliyle ensesini kaşıdı.

"Bak Derin,iyi bir başlangıç yapmadığımızı biliyorum ama ortada büyük bir mesele var ve sen bize yardım etmeyi kabul ettin.Biz burda birbirimizin arkasını kollarız .Sen de en nihayetinde artık bizden biri sayılırsın.O yüzden,bunu bir barış teklifi olarak gör."

Uzattığı elini tereddütle sıktım.Onun için her ne kadar ciddi bir konuşma olduysa da benim için güvenilmez birisiydi,en iyisi aynı taraftaymış gibi görünmek diye düşündüm içimden.

Ana kapı gürültüyle açıldı.İçerden onlarca adam çıkmıştı.Karanlığın içinde yüzleri pek belli olmasa da Kayra'nın önüne kadar gelip durdular.

"Takım arkadaşlarınla tanış Derin."

Kafamı selam verircesine eğdim.

"Bronz takım kod adınız.Bu Kenan,gözcünüz ve keskin nişancınız.Kendisi görüş açısındaki karıncayı dahi yok edebilir.Bunlar da diğer takım arkadaşların.."

Kayra konuşurken sesi bir anda kulaklarımda silikleşmişti.Kalabalığın arasından geniş omuzlarıyla insanları yararak gelen birisi vardı.Bakışları direkt olarak bendeydi,gözlerimde.Yüzünü açık seçik seçemesem de ortalamanın üstünde bir yüzü ve vücudu olduğu belliydi.Oldukça uzun ve yapılıydı.Alnına düşen saçını eliyle arkaya tutuşturdu.Tam önüme geldiğinde yüzü çok daha anlaşılır haldeydi.Gerçekten çekici bir aurası vardı.Dudağını eğip gülümseyerek elini uzattı.

"Ekin ben,takımın lideri diyebilirim.Seni aramızda görmek büyük onur.Adını çok duyduk."

Utanırcasına elimi enseme attıktan sonra diğer elimle bana uzattığı elini sıktım.Ellerimiz buluştuğunda ufak bir elektrik çarpması gibi bir şey olmuştu.Kayra sırtımdan tutarak beni daldığım yerden çıkardı.

"Yorgun olmalısın,Ekin sana yatacağın yeri göstersin bir kaç gün herhangi bir işimiz yok iyice dinlen sonrası çok sıkı geçecek."

Ekin koluna girmem için harekette bulundu.Uzattığı koluna aldırış etmeden kolumu koydum ve önümüzdekilerin meraklı bakışları arasında içeriye girdik.Taşlarla döşeli koridordan geçtikten sonra üstteki merdivene yöneldik.

"Ya gerçekten çok korkuyorsun buradan ya da fena bir şekilde tansiyonun düştü."

"Hı?"

Anlamaz gözlerle Ekin'e döndüm.Başım bir sağa bir sola düşüyordu.Doğru dürüst beslenmediğim için bu kadar olayın üstüne tüm gücümün çekildiğini hissettim.Ellerim titriyordu.Bacaklarımın bağı yavaş yavaş çözülürken Ekin'e yardım istercesine baktım.

"Sanırım ikincisi."

Tek hatırladığım sesimin kısıldığı ve merdivende Ekin'in kucağına bayıldığımdı.Bilincim yarı açık olmasına rağmen gözlerimi açamıyordum.İki kolun beni sertçe kavradığını hissettim.Aradan kısa bir zaman sonra da yumuşak bir zemine bırakılmıştım.Yatağa gelmiş olmalıydım.Alnımda ıslak bir havlu hissettim.Ekin'in diğer insanlarla konuştuğunu duyabiliyordum.

"Herkes çıksın bugün başka bir yerde yatın,kimse Derin'i rahatsız etmeyecek."

Bir kaç ayak sesinden sonra oda tamamen sessizleşmişti.Gözlerim hala kapalıydı.Elimi avcunun içine alıp narince masaj yapmaya başladı.Bu çok iyi gelmişti.Belli bir süre yaptıktan sonra yüzümün üstünde nefesinin sıcaklığını hissettim.

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin