Özel Bölüm/2

9.7K 574 261
                                    

Olum alın istediğiniz bölüm bir salın beni ya.Valla bu bölümde de ağlarsanız yapacak bir şey yok evlatlık edineceğim hepinizi. Mal mal balık bakar dururuz artık yaşlı nineler gibi.

Multimedya: Yekta
Bölüm şarkısı; Hypnogaja - Here Comes The Rain Again

"Alkan!" Hareketsiz bir şekilde fanusa bakan arkadaşına seslendi. "Abi hiç iyi görünmüyorsun, noldu?" Balığa baktığı zaman ise durumu anlamıştı.
"Ölmüş." Dedi. "Resmen ölmüş." Gözleri doldu dolu balığa bakan arkadaşının omzunu sıvazladı.

"Abi, sikeyim yalan nikahı. Eda'da tamam dedi. Git al şu çocuğu gittiği yerden." Cüneyt gözlerinin dolmaması için birkaç kez kırpıştırdı.
"Hadi." Dedi omzunu itekleyerek.

"Gideyim değil mi, gidip getireyim onu gittiği orospu çocuklarının yanından." Cüneyt'ten aldığı onayla beraber oturduğu yerden kalktı.

"Gideyim." Diye fısıldadı. Balığa son bir bakış attıktan sonra hevesle çantasını çıkarttı yatağın altından. İçine gereken şeyleri koyarak ve tabi ki bir kaç kere elinin ayağına dolaşmasını saymazsak her şeyi tam on dakikada toplamıştı.

"Gidiyorum ben." Dedi ardından arkadaşıyla kendilerine özel selamlarını vererek evden çıktı.

Arabaya yürürken güzel bir gülüş kaplamıştı yüzünü. Bir hafta olmuştu Yekta gideli. Dövmesinin yarası çoktan kurumuş, boynunda olan küçük bir emme izi gibi gözüküyordu. İsterse Yekta onu istemesin, kovsun, yine de bu dövmeyi yaptırdığı için asla pişman olmayacaktı.

Bindiği arabada rahat bir nefes aldı. Sanki bir haftalığına sudan çıkan bir balık, suyuna geri dönüyordu. İlgilenmediği ve kafasının başka yerlerde olduğunun kanıtı olarak hayatta dinlemeyeceği gürültülü şarkılardan birini açtı.

Gözleri yorgunluktan yanıyor, balığın ölmesinin verdiği stresle bunu Yekta'ya nasıl açıklayacağını düşündü. Ardından havaalanına giden rotasını yakınlarda bir yerde bulunan akvaryuma çevirdi.

Kaybettiğinin yerini doldurma vakti gelmişti.
Ama bu sefer sorumluluğun Yekta'da olması taraftarıydı. Kendisinin çok daha önemli işleri vardı. Mesela; önce onu bir güzel yiyecek, ardından yaptıklarından ve yapacaklarından gurur duyacaktı.

-

"Beyefendi uçağa balık almamız katiyetle yasak." Hostese bakarak kaşlarını çattı. "Kedi alıyorsunuz da balık mı sorun oluyor, saçmalığa bakın!" Balıklar için özel tasarlanmış poşetin içindeki turuncu balığa, ardından aldığı kocaman fanusa baktı.

"Gayette alabilirsiniz. Çünkü bu poşet suyu asla dışarı çıkartmaz. Zaten bir saatlik bir yolculuk. İsterseniz balığa da bilet alırım." Zamanı geriye sarsanız ve Alkan'a 'Hey! İleride bir balığı uçağa sokmak için yalvarman gerekecek.' deseniz büyük ihtimalle önce sizi dayak manyağı yapar, sonra saçlarınızı vantilatöre sokarak bir güzel kel bırakırdı, eğer kelseniz de şöyle güzel bir dalga geçerdi.

"Pilotla konuşayım." Gelen müşterilere hoşgeldiniz dedikten sonra kabine doğru gözden kayboldu. Aldığı uçak biletini zar zor yakalamıştı. Bir de küçük balığın alınmasını sağlamakla uğraşıyordu şimdi. Yekta'ya küçük bir söverek, yol boyunca yapacağı konuşmayı düşünecekti.

"Efendim, geçebilirsiniz." Tanrıya kısa bir teşekkür ettikten sonra hala garip bakışlara sahip kadının eline verdi fanusu. Büyük ihtimalle bütün hayvanlarla aynı yere gidiyordu. Bu yüzden umursamamaya kadar verdi çünkü bir de balığın keyfini düşenecek değildi.

Küçük Balık (GAY)Where stories live. Discover now