5.Bölüm: "Kum Saati"

16.8K 1K 559
                                    

Sanırım bölümler gece yarısından sonra gelecek çünkü anca kontrol edip atıyorum. İyi okumalar.

Multimedya;Alkan'ın gittiği bar
Bölüm şarkısı; Hot Shade - Touching you again

Geldiğimiz partiye bakarak belki de yüzüncü kez gözlerimi devirdim.

"Abicim yapma şöyle. Nerden bileyim Alkan'ın partiden bu kadar çabuk çıkacağını." Omuz silktim.
"Sorun yok. Zaten tekrar gelmeyeceğini tahmin etmeliydim. Ayrıca, onu tekrar görmeyi istemiyorum."  Cümlenin saçmalığına bakarak düzelttim.

"En azından şimdilik." Üstelemeden önündeki içkisini yudumladı. Sarp'ı öylece bıraktığı için kavga etmişlerdi. Onu her ne kadar sevsem de Hamza'yı benden kıskandığını fark etmiyor değildim. "Sarp ne diyor?" Aralarını bozmak en nefret ettiğim şeydi.

"Alkan'la seni kendi halinize bırakmamı rica ediyor. Bir ilişkide üçüncü kişi olmaz falan diye zırvalıyor." Anlayışla dudaklarımı birbirine bastırdım. "Anladım." Çok uzatmama taraftarı olduğu için sustu. Hamza'yla birbirimize benziyorduk. İkimiz de Sarp'a göre daha sıskaydık ve dışarıdan bakınca pasif gayleri andırıyordurduk. Zaten öylesin.

İç sesimi siktir edip sesi yükselen müziğe odaklandım. Bazı anlar kendimi gerçekten boşlukta hissediyordum. Her şeyden uzak ve bu durumdan memnundum. Yarın gideceğim okul da, aşkımı itiraf ettiğim çocukta umrumda olmuyordu. Mal gibi yaşamak terimi bu duruma uyan tek şeydi.

Hiçbir şey yapmaya halim kalmıyordu. Gecenin geç saatlerinde dışarı çıkarak haykırmak isterken buluyordum kendimi. Yaşamak sıkıcı, bir o kadar da bunaltıcı yanını gösteriyordu.

İşte böyle durumlarda birini sevmek beni hayata bağlayan şeydi. Zihnim boşken, zihnim doluyken hatta uyurken.. aklımda her zaman o kişi oluyordu.
Sanırım deliriyordum.

"Acaba napıyordur?" Hamza'ya bakarak söylendim.
Beni taktığı yoktu. Kızlara bakarak göz kırpıyor, onlardan bir yüz buruşturma kazanıyordu. "Kanka karı sikiyordur. Başka yapacak işi mi var haytanın?" Hayalkırıklığıyla ayakkabılarıma baktım. "Pardon be Yekta. Öyle demek istemedim. Yani biliyorsun-" kekelediğinde kafamı tekrar kaldırarak mavinin belki de en güzel tonu diyebileceğim -Alkan'ın gözlerinden sonra- gözlere baktım. "Sorun değil. Biliyorum." Gülümseyerek önüne döndü.

Kırmızı koltukta oturmuş saf saf etrafa bakarken Eda'nın bana kaş göz işareti yapan yüzünü gördüm. Keşke görmeseydim. Elini buraya gel der gibi sallıyor, meydan okuyan gözlerini üzerimden ayırmıyordu.

Oturduğum yerden kalkarak Hamza'ya çaktırmadan oraya yürümeye başladım. "Ne var?" Sert çıkmasına özen gösterdiğim sesim onun kulaklarına ulaştığında merdivenleri işaret etti. "Yukarı çıkalım." Peşinden oflayarak ilerledim. Eda gibi birisi sizi çağırıyorsa ya işi düşmüştü ya da sizi ilgilendiren bir şey biliyor demekti.

"Şimdi söyle." Basamakların dibinde durdum.
Kollarını göğsünde bağlayarak saçlarını omzundan geriye silkeledi. "Her şeyi biliyorum." Anlamamazlıktan geldim. "Neyi biliyorsun?" Sinsi sinsi sırıttı. "Alkan'ı sevdiğini, ah unutmadan bir de gay olduğunu diyecektim." Gözlerim kararırken korkuluğa tutundum.

"Anlamadım?" Yüksek topuklusunu merdivene dayayarak omzumdan ittirdi. "Anlamamazlıktan gelme, vebalı şey. Senin gibi birisi nasıl onu sevebilir ki?" Ellerimi yumruk yaparak vücudumun iki yanına koydum. Sakin ol Yekta. Sakin olmalısın, bu şırfıntıya prim vermemelisin.

"Pekala, sonra.. beni tehdit mi edeceksin?" Bozulsa da belli etmeden başını bir aşağı bir yukarı salladı.
"Edeceğim. Daha zamanı değil, bunu hareketlerin gösterecek. Alkan'ı rahatsız edecek bir şey yapmadığın sürece neden yayayım?" Yumruk yaptığım elimi havaya kaldırarak tısladım.

"Seni varya.." cıklayarak elini yumruğumun üstüne kapattı. "Onu rahatsız etmediğin gibi beni de etmeyeceksin. Anlaşıldı mı?" Yumruğumu pençelerinden kurtararak sinirden titreyen vücudumu dizginledim. Ona bir şey yapmayacaksın Yekta. Eşcinsel olduğunun bilinmemesi gerekiyor. Sakin olmalısın.

Dudaklarımdan dökülen tek şey "Tamam." olmuştu. O merdivenlerden kıvırta kıvırta inerken, kendime bu kadar aciz olduğum için lanet ediyordum.

-

Alkan her zaman geldiği mekanda bir masaya oturarak istediği içkiyi sipariş etmişti.

Şimdi ise sadece düşünecekti. Düşünecek ve ne yapacağına karar verecekti. Kızların onu sevmesine alışkındı, sadece anlam veremiyordu. Bir erkek başka bir erkekte ne bulurdu ki?

Tamam çok yakışıklıydı, zengindi hatta çoğu kız onunla yatmak için türlü türlü planlar kuruyorlardı. Ama Yekta.. onunla ne alakası olduğunu anlamıyordu. Sadece aynı takımda olduklarını biliyordu. Birkaç kez ise yine maçtalarken iyi oynuyor piç diye düşündüğünü..

Oflayarak ellerini sarı saçlarından geçirdi. Gözleri günün uzamasının verdiği yorgunlukla ağrıyor, beyni bir kazan gibi sarmaş dolaş düşüncelere ev sahipliği yapıyordu. "Buyur bebeğim." İçkisini getiren kıza baktı. Hoşuna gitmemişti. "Masaya koy." Verdiği emir üzerine içki bardağı masaya bırakıldı.

Kızıl saçlı kız ise sinirli sinirli masayı terk etmişti. Bu tarz kadınlar bu kadardı işte. Tek istedikleri para, onu sikebilecek bir erkek bulmaktı. Alkan şu ana kadar karakterli bir kadınla tanışmamıştı. Evet, bu yüzde doksan dokuz Alkan'ın çevresiyle alakalıydı ama ona kim ne derse desin bir kadınlarla ciddi ilişki düşünemiyordu bile. Hatta bunu söylerken bile hafızasında kadın değil de kadınlar olarak canlanmıştı.

Kendinde sorun olup olmadığını düşündü bir süre. Hayırlı bir evlat olmadığı kesindi. Evden erken çıkıyor, çoğu zaman okulu asıyordu. İçkisi, sigarası her şeyiyle bin beterdi. Annesi bile ona laf anlatmayı bırakmış, elindeki ipleri bir ağaca bağlasa da Alkan'ı yerinde tutamamıştı.

Kendi hayatıyla olan savaşına ara verip Yekta'yı düşündü. O notları bırakan gizemli kişi Yekta mıydı yani? oysaki tanıdığı kızlardan biri olduğunu düşünüyordu Alkan. En ince detayı bile bilen birisinin erkek olacağını düşünememişti.

Onunla oynamak güzel olabilir diye düşünüp içkisini yudumladı. Onu da diğerleri gibi kandırır, ilgiye ve sevgiye boğduktan sonra bırakırdı. İlk başta onu etkileyecek şeylerle başlamalıydı. Daha yakın davranıp hakkında bilgi sahibi olacaktı. Böylelikle hem çocuğa heves verecek hem de onun mutluluğundan keyif alacaktı.

Nasıl olsa bıraktığım zaman diğerleri gibi zırlayacak diye düşündü. Ama gururundan susacak. Bu fikir hastalıklı düşüncelerini besliyordu onun. Beslenen düşünceler beyninde birer bölüm sonu canavarına dönüşüyor, hiç yıkılmayacak bariyerleriyle her oyuncuyu saha dışı bırakıyordu.

Okulu eğlenceli hale getirmek için başka bir planı yoktu. Hem Eda'dan da en kısa zamanda kurtulur, bu süre zarfında onu annesinden uzak tutardı.

"Bir tane daha." Biten bardağı ileri iterek önünden geçmekte olan garson kıza seslendi. Kız kırgın bakışlarla ona baktığında sırıtarak cebinden sigara paketini çıkardı. Eğlenceli olacak diye düşündü.
Eğlenceli olacak.

Geç saatte bölüm yazarken kafam baya bir güzel oluyor maşallah. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Alkan'dan da Eda'dan da daha çok nefret edeceksiniz merak etmeyin. Sınırlarınızı zorlayacaklar.

Ayrıca bir şeyden şikayetçiyim biliyorum kitabımız dört gündür olmasına rağmen güzel gidiyor fakat okuyucu sayısı da yorum ve oylar da çok az. Dönüp baktığım zaman Tutsak'taki gibi olsak keşke ya diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Zaten kitabı okuyanlardan çok memnunum iyiki varsınız ama daha fazla okuyucumuz olsa ortalığı patlatırız gibi..

Bu bölüme 200 okuma ve en az 50 yorum istiyorum. Seviliyorsunuz.

Küçük Balık (GAY)Where stories live. Discover now