2.1

178 32 46
                                    

Ase zar zor yutkundu SooHee'ye bakarken. SooHee sırayla ikisine bakıyordu, tek kaşı sorgularcasına kalkmıştı. Konuşmuyordu ama, sorduğu soru belliydi. 

"SooHee..." gülümsemeye çalıştı sonra." Hoş geldin." SooHee gülümsedi hafifçe. Biraz yapmacık, biraz zoraki bir gülümseme...

"Hoş buldum, odana girmeyecektim ama annen burada beklememi söyledi." Ase başını salladı yavaşça.

"Sorun değil, istediğin gibi takılabilirsin." SooHee derin bir nefes aldı ve başını iki yana salladı.

"Gidelim hadi, bizi bekliyorlar." yeniden fotoğrafa baktı o ara. "Bana bıyık yakışıyormuş.. Bir ara denemeliyim.. " Isuel duyduğu ile Ase'ye baktı. Ase sıcakladığını, terlemeye başladığını hissediyordu. SooHee'ye ne demesi gerektiğini kestiremiyordu ama durumun artık çok zor olduğunun farkındaydı... SooHee onları beklemeden odadan çıktığında Isuel Ase'ye baktı.

"Bari bıyık çizmeseydin! En azından bir şeyler uydurabilirdik.. " Ase dudak büktü.

"Ama... Ama ne zaman yaptım onu bile hatırlamıyorum. Annem de salonda oturtacağına odama göndermiş! " ofladı sonra. "Olan oldu yapacak bir şey yok... Gidelim hadi. "

                 Jinki önündeki kağıda bakıyordu, ardından meyve suyunu içti. Kibum'un evinin bahçesindelerdi, Kibum onlar için bahçeye masa hazırlamıştı. Şimdi de planlama yapmaya çalışıyorlardı.

"Açık büfe kesinlikle olsun diyorum... Sabahtan gece yarısına kadar servis olmalı. "

Jonghyun gülmeye başladı duyduğu ile.

"Ben de Jinki ne zaman yemekten söz edecek diyordum.. "

Masadaki diğerleri de gülmeye başlamıştı, Isuel Ase ve SooHee hariç... SooHee kaşlarını çatmış önündeki kağıdı karalarken Ase ve Isuel onu izliyordu. Jonghyun SooHee'ye baktığında kaşları kalktı.

"Shin SooHee? "

SooHee ismini duyunca başını kaldırıp ona baktı.

"Hm?"

Jonghyun başını yana yatırdı ona bakarken. Taemin gülümsedi ve karamelli çikolatanın olduğu tabağı ona itti.

"Hanımefendi fikirlerinizi merak ediyoruz neden sessizsiniz? "

SooHee tabağa baktı bir süre, ardından gözlerini Ase'nin gözlerine dikti.

"Ben Ase'nin fikirlerini merak ediyorum aslında. " kalemi bıraktı ve sırtını yasladı sandalyeye. "Bugün onun evindeydim. Onun hakkında birkaç şey gördüm. Fazlasıyla sıradışı ve harika fikirlere sahip bence." ardından Isuel'e baktı. "Değil mi? Sen onun en yakın arkadaşısın... Bilirsin."

Ase ve Isuel birbirine baktı bir süre, ardından da kendilerine bakan beş çift gözde gezdirdiler bakışlarını. Jonghyun kaşlarını çattı hafifçe. Bir sorun olduğu belliydi. SooHee'ye baktı sonra.

"Sen iki dakika gelsene benimle. " SooHee ona baktı.

"Plan yapıyoruz Jonghyun, gelmeyeceğim. " Jonghyun göz devirdi ve ayağa kalktı.

"Plan mı yapıyorsun ortamı mı geriyorsun? " kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı onu. "İki dakikaya geliyoruz biz. " SooHee uzunca ofladı ve kendini çekiştirmeye çalışan Jonghyun'a direnmeye başladı.

"Gelmiyorum dedim ya!" Jonghyun gözlerini kıstı ve ona baktı, ardından SooHee'yi omzuna aldı.

"Sen gelme, ben seni götürürüm. " SooHee çığlık atmaya ve onun sırtına vurmaya başladı. Onlar uzaklaşırken Ase kaşlarını hafifçe çatmış izliyordu onları. Isuel bunu fark ettiğinde onu dürttü birden ve fısıldadı.

"Kıskanmanın sırası değil!" Ase ona baktı ve mırıldandı.

"Nasıl sırası değil, baksana ne zaman kıskanayım? Birbirlerini öperlerse falan mı? " Minho ve Kibum fısır fosır konuşan ikiliyi izliyordu sessizce.

"Saçmalama öyle bir şey olmayacak onlar arkadaş sadece.. " Ase göz devirdi ve önüne döndü.

"Ne arkadaş ama.." o sırada Minho ve Kibum'u fark etmişti. Kaşları kalktı onlara bakarken. Minho güldü hafifçe.

"Ne konuşuyorsunuz siz öyle? " Kibum da Minho'dan sonra devam etmişti.

"Kalabalıkta bir de... Çok ayıp.. " Isuel yanaklarıni şişirdi onlara bakarken.

"Havadan sudan işte.. " Taemin başını yana yatırdı o sırada.

"Havadan sudan meseleler ne zamandan beri fısır fısır konuşuluyor? " Ase ona baktı.

"An itibarıyla..." Jinki ağzındaki kurabiyeyi bitirdi o sırada.

"Jonghyun SooHee'nin sorununu bulana kadar biz de aklımızdaki fikirleri tartışalım bence.. " Ase başını salladı, o sırada aklına gelenle gözlerim açıldı.

"Ne.. Sorununu bulabilir mi yani? " Kibum başını salladı.

"Hem de anında! SooHee ondan hiçbir şey saklayamaz. " Ase yutkundu ve ensesini kaşımaya başladı. Sorunun bulunması demek, Jonghyun'ın gözünden düşme ihtimali demekti. Bunu istemiyordu, daha yeni onunla konuşmaya başlamışken bu olmamalıydı.

"Hiç mi saklayamaz. " Isuel de muhtemelen aynı konudan muzdaripti. Jinki başını salladı yavaşça.

"Evet, biz de çok şaşırıyoruz... İkisi de birbirinden sır saklamakta berbatlar.. Biz sonradan öğrenen oluyoruz hep. " Ase başını eğdi ve Tanrı'ya dua etmeye başladı çoktan. Bu işten sıyrılmak istiyordu, hatta bugünü baştan almak istiyordu. Yaşanmamış olsun istiyordu. O sırada Taemin'in sesiyle korkusu gittikçe artmıştı.

"Geliyor işte Jonghyun.. " başını kaldırdığında kendisine çatık kaşlarla bakan Jonghyun ile göz göze gelmişti. Isuel Ase'ye baktıktan sonra yeniden Jonghyun'a baktı. Jonghyun ona bakarak oturdu masaya. Kibum merakla sordu.

"Ne olmuş Jonghyun? " Jonghyun gözlerini Ase'den ayırmıyordu. Kibum'a cevap vermemişti. Ve konuşmaya başladı..

"Ase... Sana bir şey soracağım. "

| Bil Bakalım Ben Kimim | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin