Bölüm 21

1.1K 60 2
                                    

Esaretimin beşinci günü diye hesap yapıyordu Ezel. Son birlikteliklerinden bu yana yedi gün geçmişti daha ve hamile olup olmadığını anlamak için en az 2 haftası daha vardı. Hamile kalamayacağına neredeyse emindi. Onun tek derdi şu anda ona bakmakta olan adamdan kurtulmaktı.

"Boşuna hesap yapma kesin hamilesin."

"İhtisasını nerede yaptın sen?"

"Ezel Turoğlu akademisinde."

"Çok kesin konuşuyorsun. Bir bildiğin varsa bilelim."

"İçgüdülerim kuvvetlidir."

"Hayvanlığını kabul ediyorsun demek."

"İnsan düşünen bir hayvandır unutma bunu."

 "Hamile falan değilim."

"Ya öyleysen."

"Burada kocakarı çoktur çaresi buldur üzülme sen."

Kan beynine çıkmıştı bir anda. Bir kez daha damarına basmanın yolunu bulmuştu işte. Elbette bir ihtimaldi hamile kalmaması ama aksi bir durumda ne yapacağını net bir biçimde söylemişti işte. Korkuları uğruna saçmalayacaktı yine. Kontrolünü kaybedip bir anda boğazına yapıştı karısının.

"Aklından bile geçirme böyle birşeyi. İnan bana bu sefer öldürürüm seni."

"Ne o canın mı acıdı? Benim canımda acımıştı biliyor musun? Kucağıma bile alamadan gömdüğüm oğlum canımı çok yakmıştı."

"Ben mutlu mu oldum sanıyorsun? Bu kadar bencil misin sen?"

"Senden öğrendim."

"Tamam o zaman birinden kurtulursun diğerini yaparız."

"Yaa ne demezsin."

"Şimdi yukarı çık ve bir süre gözüme gözükme. Dediğimi yapmazsan inan bana farklı şeyler olur."

Ezel kendini Yiğit'in kapanından kurtarıp yukarı çıkmıştı. Buz gibi olmuştu. Olmadık cümleler kuruyor, istemediği sözler söylüyordu. Elbette öyle bir saçmalık yapmayacaktı ama korkuyordu işte elinde değildi. Tam sakinleştim derken Yiğit'i gördü odanın ortasında. Elinde de bir ilaç vardı.

"Bu ilacı aile doktorunuz verdi. Günde üç kez bir bardak suya beş damla. Aslında söylemek için daha güzel bir zamanı bekliyordum ama o an hiç gelmeyecek galiba."

"İşe yaramayacak."

"Denemeden bilemeyiz. Bak Ezel seninle bir aile olmak istiyorum ama sen bana bu şansı vermiyorsun. Başarısız olursak bir kez daha canımız acıyacak kabul ama ya başarırsak. Ya bir çocuğumuz daha olur onu sağlıkla büyütürsek."

Ağlamamak için zor tutuyordu kendini Ezel ama gözlerindeki yaşlara mani olamıyordu.

"Korkuyorum."

"Bende."

Yatağın üzerinde oturmuş iki küçük çocuk gibi birbirlerine bakıyorlardı. Yollarını kaybetmiş iki küçük çocuk gibi. Yiğit karısının bu haline dayanamıyordu işte. Kollarının arasına alıp sımsıkı sardı. Yatağın üzerine uzanıp hayallerini anlatmaya başladı ona.

"Bir kızımız olsa mesela adı Gazel olsun. İsminle de uyumlu"

"Oğlumuz olursa Yağız. O da seninle uyumlu."

"Belki de ikizimiz olur. Sonuçta ailemizde var. Küçük bir ev alırız. Bahçesi olur. Sen onların mamasını hazırlarken bende oyun oynarım. Bahçede bisikletleri olur."

"Salıncakları unutma."

"Yemeğimizi her gün bahçede yeriz. Mangal yaparım size."

"Bende salataları hazırlarım."

Fırtınadan Sonra Aşktan ÖnceWhere stories live. Discover now