Bölüm 6

1.4K 91 4
                                    

Abant'a yıllardı gitmemişti. Ama aklına gelen şeyi uygulamak için başka şansı yoktu. Ezel sarhoş değildi amaiçtiği içkileri rehaveti çoktan uykuya teslim etmişti onu. Hayatına girdiği andan itibaren sadece sorun yaratmıştı. Onunla kavga etmiş aklını bulandırmıştı. Ama o yaşanmaz olası olaydan sonra değil tek kelime etmek yüzüne bile bakmamıştı.

Babasıyla konuşurken gülüyordu. Annesine sarılıp ona sevgi gösteriyordu. Kardeşleriyle gençliğin tadını sonuna kadar çıkarıyor yengeleriyle birlikte saatlerce alışveriş yapıyordu ama en çok Atlas'ı severken kendinden geçiyordu. Onu evde istemeyen çocuk gitmiş yerine her sabah onu görmek için çıldıran bir çocuk gelmişti.

En çok İlker ve ikizlerle vakit geçiriyordu. Konserlere gidiyorlardı. Geçen gün gazetede birlikte görmüştü onları. Turoğlu ailesinin güzel gelini sosyal hayatı salladı diyorlardı.

Bir tek Yiğit'ten kaçıyordu Ezel. Haklı neden kaçmasın ki? Ona hakaretler etmiş, canını yakmıştı. Dün babası söyleyene kadar gidebileceğine ihtimal vermemişti onun. Sindirdiğini düşünmüştü. İçten içe bu asi kadının hakkından geldim diye sevinmişti.

"Yeterince gezmedik mi eve dönelim artık çok yorgunum."

"Eve gitmiyoruz. Sana göstermek istediğim birşey var."

"Hiç ilgilenmiyorum, dönelim artık."

"Abant'ta bildiğim bir at çiftliği var. Özlemişsindir diye düşündüm."

"Özlemedim tek istediğim eve dönmek. Yiğit kavga etmek istiyorsan çek bir kenara et kavganı ama isteklerimi önemsiyormuş gibi davanma."

"Mutlu olursun sanmıştım."

"Hayır olmam. Babam atlarımı getireceğine söz verdi. İzmir'e gidince yeterince vaktim olacak atlarla uğraşmak için."

"Demek duydun. Ama ne yazık ki sen İzmir'e gidemeyeceksin. İzin vermiyorum."

"Boşanınca iznine ihtiyacım olmayacak."

"Boşanmak mı? Bunu da nerden çıkardın?"

"Bak benim seninle bir hayat sürdürmek gibi bir niyetim yok. Araziyi istedin aldın, güç gösterini de yaptın. Daha ne istiyorsun?"

"O adamla mı gideceksin?"

"Hangi adam? Tuğrul'u mu diyorsun? Kaç yıllık arkadaşım o benim saçmalama."

"Pek arkadaş gibi davranmıyordunuz birbirinize."

"Ne o geçmişimizi mi merak ediyorsun? Kucağına oturduğum adamlar ilgini mi çekti yoksa fantazilerini mi süslüyor?"

"Ezel beni tahrik ettiğin zaman neler olacağını biliyorsun artık. Sussan iyi olur. "

"Allah aşkına o günkü hareketinin beni korkuttuğunu falan mı sandın sen? Gördüğün gibi hayatıma devam ediyorum. Hem de gayet mutlu bir biçimde."

"Ezel!!!!"

"Bak boşuna uğraşıyorsun. Benden kurtulacaksın işte ne güzel. Daha fazla bu savaşla yorulmaya gerek yok."

"Boşanmayı unut, Tuğrul'u da unut. Kendimi rezil etmek istemiyorum."

"Onu çoktan başarmışsın zaten. Rezil herifin tekisin. Bak ya arabayı geri döndür ya da kendimi atacağım. Karar senin. Herkes senin yaptığını düşünür bunu da unutma."

Derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalışmıştı. Ezel hala onunla savaşıyor, sinirden delirmesine sebep oluyordu.

İlk sapaktan döndüklerinde kendine şaşırmıştı. Tehdidinden mi korkmuştu yoksa onu daha fazla üzmek istemediğinden mi bilemiyordu.

Fırtınadan Sonra Aşktan ÖnceWhere stories live. Discover now