Bölüm 12

1.3K 64 2
                                    

Uçak yerine arabayla yolculuk etselerdi keşke. 12 saat yerine 12 günde gelirlerdi İstanbul'a. Başbaşa geçirebilecekleri 12 gün daha. En dahiyane fikirler zaten en son gelirdi insanın aklına. Hostesin vardıklarını söyleyen anonsu içini sıkmıştı Yiğit'in. Yıllardır ilk defa çalışmadan aylar geçirmiş işin ilginci bundan çok da mutlu olmuştu. Ezel iyi bir sevgili olduğu kadar iyi de bir dinleyiciydi. Bazı geceler yıldızların altında oturur saatlerce konuşurlardı. Hiç kimseye anlatamadığı korkularını bile paylaşmıştı onunla.

"Yiğit iyi misin? Keyfin kaçtı gibi."

"Keyfimi adada unuttum dönüp alalım mı?"

"Sen biletleri al ben bavullarla ilgilenirim."

İşte bu aynı şeyi düşünmüşler ve istemişlerdi. Eve döndüklerinde babasına çalışmayı bırakacağını ülkeden ayrılacağını söylese ne tepki alırdı acaba. Ama yapamazdı zaten böyle birşeyi karısı istemezdi. Karısı uçağa bindikleri andan itibaren hasta gibiydi.

"Neyin var senin hasta mısın?"

"Dün yediğim birşey dokundu herhalde, hava değişimi de eklenince hasta oldum. Yakışıklı bir doktor tanıyor musun?"

"Evet tanıyorum ama kocanız kızmasın sonra."

"Yok kızmaz o. Vazgeçtim yakışıklı doktordan evde kocamla doktorculuk oynamak daha cazip geldi birden. Kendisi buna epey sevinir."

"Ona ne şüphe"

Bu sene kışı yaşamamışlardı. Aylardır evden uzaktalardı ve İstanbul'a bahar gelmişti. Demek ki biraz dişini sıksa yine kaçırabilirdi sevgili eşini.

"Aklından geçenleri biliyorum aşkım ama biraz daha tembellik edersek zavallı aşıklardan başka birşey olamayacağız."

Ezel'in favori kelimesiydi "Aşkım" çok da yakışıyordu o sevimli öpülesi ağzına.

"Duyduğum kadarıyla kocanız zengin bir adammış birazcık tatille batmaz ya."

Ezel vücudu alarm vermeye başlamıştı. Bu tatlı oyunu seviyordu özellikle de oyun bittikten sonraki anları.

"Madem tatil istiyorsun birkaç hafta dayan sonra beni nereye götüreceğini biliyorsun" dedi kısık ve hınzır bir sesle.

"Seni ilk götüreceğim yer odamız olacak. Yani fazla vaktin kalmadı."

"O kadar dayanabilecek misin peki? Eve 2 saatten önce varmayız. Aklımda daha heyecan verici birşeyler vardı."

"İnanamıyorum ben bir canavar yarattım. Emrinizdeyim genç bayan."

Uçak yere indiğinde Yiğit'i heyecan kaplamıştı. Ezel'in bir planı olduğu belliydi. Kontrol noktasına giderken meraktan ölüyordu. Bavullarını onları almaya gelen şöföre verdikten sonra Ezel işleri olduğunu söyleyip şöförü ve eşyaları yollamıştı.

"Evet genç bayan planınız nedir?"

"Gel benimle."

İlk buldukları taksiye binmiş marinaya gitmişleri. İşte benim karım dedi. Teknelerini bulur bulmaz kendilerini içeri atmışlardı. Yiğit tekneyi açıklara doğru ilerletirken artık sabırsızlığına hakim olamıyordu. İyice uzaklaştıklarına emin olunca motoru durdurmuş koşarak aşağı inmişti. Anlaşılan karısıda sabırsızlanmıştı ki merdivenlerde karşılaştılar.

"Geç kaldınız lordum bu zavallı kadın sizi beklerken çok sıkıldı."

Bir yandan da kocasının gömleğini çıkarmaya çalışıyordu. İstediğini yapınca sıra Yiğit'e gelmişti. Artık her noktasını bildiği bu bedene tapıyordu. Önce gömlek sonra da sütyen kamaranın uzak bir köşesinde yerini bulmuştu. Lanet olsun bu düğmeleri böyle sıkı yapmak zorundalar mı? Kaç dakikada bedenleri aranan çıplaklığı bulmuştu. Ah pardon dakikalar çok uzun saniyeler diyelim biz buna.

Fırtınadan Sonra Aşktan ÖnceWhere stories live. Discover now