Kabus

10.1K 193 21
                                    

Kapı birden açılınca korkudan sıçradım. Aral bana doğru geliyordu:

- o kız kim bana ayrıntılı şekilde anlatacaksın Zişan. Yalan söylemeyi deneme bile yoksa annenin mezarına ziyarete gidersin.

demişti. Gözlerim dolu bir şekilde ona bakıp:

- bu ne demek şimdi!?

dediğimde cebinden telefonunu çıkarıp bir resim açtı ve:

- bana oyun oynadığın için bedelini annen ödedi demek.

gösterdiği şey ile beynime kan sıçramışa dönmüştüm. güçlü bir şekilde:

- annneeeeeeeeemmmmmmmmmm.

diye bağırdım:

- nasıl yaptın bana bunu. Allah belanı versin, annemi nasıl öldürürsün.

ona vurmaya çalışıyordum. Kollarımdan tutarak:

- seni daha önce uyardığımı hatırlıyorum. Arkamdan iş çevirdin. Anlamayacağımı sandın ama aptalsın!

dedi. Onu duyamıyordum. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Tek duyduğum şey kapıdan gelen ' kapıyı aç hemen' sesleriydi...

 Yataktan sıçramamla yere düşmem bir oldu. Böyle kötü kabus hiç görmemiştim. Gerçek gibiydi, uyanamayacağım diye ödüm kopmuştu. Alnımdan boncuk boncuk ter akıyordu, yataktan kalkıp mutfağa gitmeye karar verdim. Uykum kaçmıştı ve saat daha gecenin üçüydü...

Aşağı inip dolaptan meyva suyunu çıkardım. Bir taraftan içerken, bir taraftan da düşünüyordum; bu rüya bir işaret olabilir miydi? Sonra bir anda Hazar'ın telefonla konuşurken gömün siz dediği aklıma geldi. Kim için demişti? Aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başlarken, kendime gelmem gerektiğini anladım. Bu aralar bu meseleye kafamı çok takmıştım, Aral'ın da pislik olduğunu varsayarsak; pislik pislik işler yapması gayet anlaşılabilir bir şeydi. Allah'ım sen annemi koru, onu bir an önce bulayım lütfen...

Mutfaktan çıkacakken, buraya doğru gelen gözleri uykulu Aral ile karşılaştım. Bana deli görmüş gibi bakarak:

- hayırdır Zişan? Kargalar bokunu yemeden, bu saatte ne yapıyorsun burada? 

sanane der gibi bakarak:

- susadım, ayrıca ne zaman uyancağımı sana soracak değilim çekil önümden, yüzünü görmeye tahammülüm yok!

diye ittim. Uykulu olduğunda daha çekilebilri bir insan oluyordu. Laf soktuğunda karşılık vermeye pek hali olmuyordu. Kendi odama geçmeden bebeğe bakmaya gittim. Mışıl mışıl uyuyordu. minik ellerine öpücük kondurup odadan çıktım ve kendi odama geçtim. Odada volta atıyordum, yakında kafayı sıyıracaktım.  

Aklıma gelen fikirle hemen Asel'in odasına gitmeye karar verdim. Kapıyı tıklatarak içeri girdim. Uyuyordu, normaldi. Yatağın baş ucundaki koltuğa uzandım. Sabah olmasına az bir zaman kalmıştı, bekleyebilirdim...

Saat 07:00...

Asel yavaşça yatağından doğrulurken beni görünce:

- ay!

elini kafasına götürerek:

- kızım manyak mısın? Cin gibi ne bakıyorsun? Sabah sabah!

yandaki aynaya bakınca:

- huh!

kafamı sallayarak:

- cidden korku filmlerinden fırlamış gibiyim. Özür dilerim korkutmak istemezdim, ama gece çok kötü bir kabus gördüm Asel. Aral'ın ... annemi öldürdüğünü gördüm; o kadar gerçekçiydi ki bir an gerçek olmasından korktum. Sonrasında düşünce havuzunda kendimi az daha boğuyordum. Uyuyamadım gece uyku tutmadı, bari dedim senin odana gelip senin uynamanı bekleyeyim.

Mafyanın EsaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin