Bebek

16.3K 265 23
                                    

- sen ne yaptığını, ne dediğini sanıyorsun aptal!!. O bebek benim bebeğim, anladın mı!? Onu ben doğurdum.

Uzakta tuttuğum telefonu tekrar kulağıma yerleştirip;

- bağırmayı bir keser misin Şule. Dinlemeden etmeden hemen cırlıyorsun.

deyip uzun bir offff çektim. Hazar uzaktan Şule ile benim arasındaki konuşmayı izlerken bir yandan da kapıyı kontrol edip Aral'ın gelip gelmediğine bakıyordu.

Aral bebeğin eşyalarını ve bebeği almaya gitmişti. Ve klasik olarak "ben gelene kadar uslu uslu dur" demeyi ihmal etmemişti ama ben tabiki onu dinlemeyip Şule'yi yani bebeğin annesini arayıp ona herşeyi anlatmak istemiştim, sonuç olarak da bir adet hırçınlaşmış bir kadın bırakmıştım. “Sen nasıl bebeğimin annesi olmak istersin, kabul etmiyorum” vs. vs. birsürü lafa tutularak telefonu yüzüme kapatmıştı.

Aral gelince bebeği onun kucağından alıp direkt olarak arabaya ilerledim. Çok masum çok tatlı bir bebekti.

Yolda ilerlerken ben bir taraftan bebeği inceliyordum, bir taraftan da kendi kendime konuşuyordum. Aslında bebeğin göz yapısı ağız yapısı felan babasına benziyordu ama genel tipi olarak annesinin tıpkısıydı. Çok uslu, yabancılamayan bir bebekti. Planım işe yararsa bu minik bebek ikilemden kurtulacaktı. Bana göre Aral bebeği asla Şule’de bırakmazdı. Zaten kadını öldürecek yer arıyordu. O yüzden tek çözüm bu olmalıydı bu minik için...

***

Eve gelince bebek hala kucağımda mutfağa girdim. Bir bardak su içecektim Aral’ın sesini duyunca bardağı dudağımdan çekmeden bekledim:

- annelik...... Annelik sana çok yakıştı.

Biraz daha yaklaşıp:

- belkide... Belkide bu bebek bize, ikimize iyi gelecek...

Hızlı bir şekilde arkamı dönüp:

- biz diye birşey yok Aral. Babamı gözlerimin önünde vurdun. Annem nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Ulaşamıyorum... Senin yüzünden hayatım mahfoldu. Ayrıca bu benim bebeğim değil. Bu bebeğin annesi kim bilir şuanda nerede ne düşünüyor. Hiç birşey olmamış gibi davranmayı kes artık.

böyle konuştuktan sonra sinirlendiğini hissetsem de kararlı halimden ödün vermedim. Yavaşça bana doğru gelmeye başladı. Bebeği kucağımdan aldı:

- sevda! Ufaklığı uyut.

Diye hizmetçiye seslendi. İçimden bir ses yine bağrışıp duracağız diyordu. Bebeği verdikten sonra:

- ben sana bana sesini yükseltmeyeceksin demedim mi!? Bu aralar gerçekten haddini fazla... aşıyorsun Zişan. Canına mı susadın?! Yürek mi yedin!?

Şuanda tam dibimdeydi. İnatla yapışıyordu. Onu ittirmeye çalışıyordum ama iki elim tezgahın kenarına sabitledi. Sinirle ona bakarak:

- bu bebek olmasaydı Aral seni kesinlikle öldürürdüm.

ufak bir kahkaha attı:

- sen mi beni öldüreceksin? Gerçekten yapamayacağın şeyleri söylemek sende huy olmuş. Akıllı bir kadın ol Zişan.

Gözlerimi kıstım:

- seni öldüremeyeceğimimi düşünüyorsun. Cidden mi.? Seni öldürmek için o kadar çok sebebim varki inan bana gözümü karartmam yeterli..

Yanından ayrılacakken:

- haa bu arada... Kendi çocuğumuzu seveceğimiz günlerde gelecek aşkım...

İğrenerek yanından ayrıldım. Sessizce bebeğin uyuduğu odaya girdim. Çok masumdu, Aral gibi bir babası olduğu için şanssız mıydı yoksa şanslı mıydı ? Bilmiyordum... Belkide... Aral’ın vicdanını okşayacak tek şey bu bebeğin varlığıydı...

(Aral )

(Zişan )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Zişan )

(Zişan )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hazar)

İyi okumalarr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalarr

Mafyanın EsaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin