Bölüm 24

15.9K 824 51
                                    


Merhabalar😉 Uzun bir ara oldu, kusura bakmayın. Yaz tatiline yeni girebildim. Artık daha sık bölüm yayınlayabilirim diye düşünüyorum.💃

*

Davetimi beklemeden içeri giren adam Giray'ın karşısında durana kadar ilerledi. Aralarında bıraktığı mesafe sanki bunu özenle ayarlamış olduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Giray'ın soğuk bakışları karşısındaki adamın gözlerine sabitlenmişti.

Herhangi biri konuşmayı başlatmaya istekli değilmiş gibiydi ancak uzayıp giden sessizliği sabrı taşmak üzere gibi görünen Giray bozdu. "Burayı nasıl buldun? Hayır, asıl soru neden buradasın olmalı."

Gözlerindeki soğukluk daha önce şahit olmadığım derecede yoğundu. Onu birçok defa yüzüne takmayı alışkanlık haline getirdiği kayıtsız maskesiyle görmüştüm ancak bu seferki farklı hissettiriyordu. Çünkü maske değildi. Gözlerindeki elalarını koyulaştıran nefret gerçeğin kendisinden başka bir şey değildi.

"Taşındığının kulağıma gelmemesini beklemiyordun değil mi? Neden bana tek bir kelime bile söylemeden o daireden ayrıldın? "

Giray'ın çatılmış kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Yüzüne yerleştirdiği sahte gülümseme aslında sinirlenmeye başladığını saklayamıyordu.

"Neden sana hesap vermek zorunda olduğumu düşündün ki, baba? Buraya bu saçmalıkları söylemeye geldiysen değerli vaktini boşuna harcamışsın."

Oğlunun yönelimleri yüzünden onu evden kovan babasıyla bu kadar yakın bir zamanda karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Hem de yeni evimizde, hayatımıza temiz bir sayfa açarak devam ettiğimize inandığım bir zamanda.

Giray'ın sinirden hafif titreyen sesinin aksine babası olduğunu öğrendiğim adam ses tonundaki ifadesizliği koruyordu.

"Söyleyeceklerim bunlarla sınırlı değildi oğlum. " Oğlum kelimesini duyduğunda Giray, yüzünde oluşan iğrenme ifadesini saklamak için çaba göstermedi. "Seni ailemiz hakkında herhangi bir dedikodu çıkmasın diye o eve yerleştirdim. Ancak sen yine kafana göre takılmaya devam edip bir de yanında başka bir adamı sürükleyerek buraya taşınıyorsun. Annenin kulağına oğlu hakkında kötü bir haber gelse ne kadar üzüleceğini biliyor olmalısın." Annesinden bahsederken kelimelerine vurgu katması dikkatimden kaçmamıştı. Nitekim Giray'da annesinin adını duyduğundaki değişimi fark etmemek de imkansızdı. Yumruk yaptığı ellerini daha sert sıktı. Parmak boğumlarının sarardığını görebiliyordum.

"Annemin adını ağzına alma. Benim yanımda alma." Dişlerinin arasından tıslar gibi, öfkeyle çıkmıştı kelimeler dudaklarından.

Tüm sakinliğini koruyan adam küçük bir hareketle arkasına döndüğünde tıpkı Giray'ınkiler gibi olan ela gözleri benimkileri buldu. Beklemediğim bu hamle karşısında şaşırmış olsam da belli etmedim.

"Hakkında bazı şeyler öğrendim genç adam. Geleceğin çok parlak gözüküyor. Bu cümleleri bir daha kurmak zorunda kalmayacağımı ummak istiyorum bu yüzden beni iyi dinle. Oğlumla girdiğin bu anlamsız yoldan vazgeç. Kendi yoluna geri dön ve bir daha karşıma çıkma." Giray'ın öfkeli bir sesle söylendiğini duyuyordum. Gözlerimi esir almış gözlere aynı kararlılıkla bakmayı sürdürdüm. Böyle bir şeyi bu kadar açık bir şekilde kelimelere dökebilmesine şaşırmıştım. Her zaman istediğini almaya alışmış, açıkça dile getirilmeyen ancak etrafına hissettirdiği neredeyse somut bir baskıyla kurduğu cümlelerine başka bir seçenek sunmayan birinin ifadesi yerleşmişti donuk bakışlarına. İstediğini alıp gidecekti. Bunun olacağını düşündüğü çok belliydi bu bakışlarda. Ancak Giray'a beslediğim duyguların en derinlerime kadar ince ince işlendiğinden habersizdi karşımda duran adam.

AKSİWhere stories live. Discover now