Bölüm 2

38K 1.9K 864
                                    

Her zamankinden daha erken bir saatte günün ilk ışıklarına açtım gözlerimi.Yataktan kalkmamak için vücudumun verdiği mücadeleyi göz önüne aldığımda alarmı erkene kurma kararım için hafiften pişman olduğumu hissediyordum.Ayaklarımı sürüye sürüye banyoya ilerledim.Kalkmıştım bir kere,amacımı gerçekleştirmeliydim.Dünden beri aklımı kurcalayan bazı şeylere cevaplar bulmak istiyordum.Her zamanki sabah rutinimi gerçekleştirip evden çıktım.Asansöre binmek yerine merdivenlere yöneldim.İki kat aşağıdaki apartman yöneticisinin kapısına geldiğimde elim kapıya kararsızlıkla birkaç kez gidip geldikten sonra yumruk yaptığım elimi hafifçe vurdum kapıya.Yöneticinin erken kalktığını biliyordum.Ancak ailesinin bu saatte uyuyor olma ihtimalinden dolayı hafifçe vurmaya özen göstermiştim.Birkaç saniye sonra kapı açıldığında karşımdaki orta yaşlı adamın yeni tıraş olduğunu belli eden tıraş köpüğünün kokusu kapladı etrafı.İçten olduğunu düşündüğüm bir gülümseme takınıp konuya pat diye dalmadan önce nezaketen küçük bir nasılsınız konuşması yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.

"Günaydın efendim.Bu saatte rahatsız ediyorum,kusura bakmayın.Nasılsınız?"

"İyiyim polis bey oğlum.Sana da günaydın."

Komik hitap şekline istemsizce kıvrılan dudaklarımı eski düz haline getirebilmek için kısa bir uğraş verdikten sonra meşgul olduğu belli olan adamın daha fazla vaktini almak istemeyerek konuya girmeye karar verdim.

"Ee işe gitmeden önce aklımdaki bazı soruları cevaplayabileceğinizi umarak kapınızı çalmak istedim."

"Tabi oğlum.Sen yenisin buralarda.Bir şey olduğunda kapımızı çalmaktan çekinme.Sor bakalım."

Bu apartmandaki insanların samimiyeti beni hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyordu.Günümüzde böyle komşuluk ilişkileri var mıydı hala?

"Bildiğiniz gibi en üst katta oturuyorum ve karşımdaki daireyle ilgili bazı şeyler kafamı kurcaladı.Orada kalan çocuk hakkında özel olmayacaksa bazı şeyler öğrenmem mümkün mü acaba diye sormak istedim."

Karşımdaki daireden bahsetmemle yüzünde oluşan tuhaf ifadeyi hayretle izledim.Gözle görülür bir biçimde rahatsız olmuştu,saklama gereği bile duymamıştı.O çocukla ilgili kabaran merakımı biraz olsun bastırabilmesini umarak karşımda çenesini sıvazlayan adama baktım.

"Hmm.Nasıl desem bilemedim oğlum.Ama o çocuk biraz problemli.Karşısındaki daireyi alman şansızlık olmuş."

Bunlar bildiğim şeyler,bana işe yarar bir şeyler söyle amca dememek için dilimi ısırmak zorunda kaldım.Ne demesi gerektiğini düşündüğünü hissettiren kısa bir duraklamanın ardından fısıldayarak devam etti.Sabahın köründe uyanıp da bizi duyabilecek herhangi bir insan evladı olabilecekmiş gibi.

"O çocuk gay dediklerinden.Babası çok nüfuzlu bir adam.Çevresinde bu tarz haberlerin dolanıp da işini etkilememesi için oğluna buradan bir daire aldı.Her ay da para gönderiyor sanırım.Adamcağız için üzülüyorum.Sen o kadar okut,büyüt...Neyse.Babası bu kadar söz sahibi biriyken de apartmanda kimse bir şey diyemiyor.Yoksa şimdiye çoktan atılması için oy toplanırdı."

Duyduklarımı sindirebilmek için birkaç saniye geçmesi gerekti.Olay düşündüğümden çok daha farklı çıkmıştı.Yönetici elini omzuma koyup sıkana kadar hala kendime gelememiştim.

"Sen çok muhatap olma oğlum.Biraz taşkın biri."

Kafamı sallamakla yetindim.Ama açıkçası yeterince tanımak için bir şans bile verilmeden arkasından bu şekilde konuşulması canımı sıkmıştı.Belki sadece dün onun kapısını çaldığımdaki umursamaz ve alaycı tavrını görmüş olsaydım onun hakkında bu kadar düşünmezdim bile.Ama bu umursamazlığının altında çok daha fazlası olabileceği ihtimalini düşünmeden edemiyordum.Balkonda gördüğüm hali fazlasıyla kafamı karıştırıyordu.

AKSİWhere stories live. Discover now