Bölüm 3

33.8K 1.6K 316
                                    

Sessizlik aramızda hüküm sürmeye başladığında rahatsızca kıpırdandı.Elindeki bardağı koltuğun yanındaki sehpaya bırakıp ayağa kalktıktan hemen sonra yüzü acıyla buruştu.

"Hemen gitmek zorunda değilsin.Yediğin dayaktan sonra hemen iyileşmen mümkün değil.Bu gece burada kal."

"Koruyucu melek falan mı sanıyorsun kendini?Başkalarının hayatlarına burnunu sokma.Hele benimkine asla."

Ah işte yine o ifade.Hiçbir şey umurumda değil moduna geçmesi çok uzun sürmemişti.Çok değil,birkaç dakika önce bana içini dökmesi bir şeylerin değişmiş olabileceği hissine kapılmama sebep olmuştu ancak öfke ve nefret karışımı bir ifadeyle bana bakan gözler yanıldığımın ispatıydı.

"Nasıl istersen." Temiz bir dayak yememiş olsam da en az onun kadar yorgundum ve ısrar etmem bir şeyleri değiştirebilecek gibi durmuyordu.

Birkaç saniye daha olduğu yerde dikildikten sonra hızla arkasını döndü.Kapının sertçe kapanma sesi kulaklarıma ulaşmakta gecikmedi.

Onu böylesine hırçın ve katı duvarlara sahip biri yapan yaşadığı bu zor hayat mıydı?Dünyanın o ve onun gibi olan daha birçok insana sırtını dönmüş olması mıydı,ya da ona asıl koyan ailesinin oğullarının yönelimini öğrendiğinde evden postalamak için gecikmeyerek ona sırtını çevirmesi miydi?Yine de ailesi hakkında hiçbir fikir sahibi olmadan sadece duyduklarımla bu şekilde kesin yargılara varmamın yanlış olduğunu biliyordum.Bu hayatta belki de en sevmediğim şey birini yeterince tanımadan hakkında yargılara varmaktı.Hele ki bu yargılar o kişiyi kıracak şeylerse.

Büyük yatağımın içine girme zahmetine bile girmeden kendimi yumuşak çarşafların üzerine bıraktım.

Koruyucu melek,ha?Gerçekten öyle miydim?

Sanmıyorum.

Başkalarına yardım ediyor gibi görünen,gerçekte ise kendi arzularını tatmin etmeye çalışmaktan başka bir halt yapmayan bencil bir polistim sadece.

*****

Kapının yumruklanma sesleri komidinin üzerinde titreyen telefonumun çıkardığı sese eşlik etmeye başladığında daha fazla duymazdan gelemeyeceğimi kabullenerek ayaklandım.Kapımı kırmaya çalışan gerzeğin kim olduğunu tahmin etmeme gerek yoktu.Gözlerimi ovuşturmaya devam ederken kapıyı açtım ve sabah sabah ilk gördüğüm şeyin biricik arkadaşımın sinirli suratı olmasına minnet duydum.

"Kırmasaydın keşke lazım olurdu."

"Sen adam gibi zili ilk çaldığımda kaldırsaydın kıçını yataktan kırmazdım kardeşim."

"Sabah sabah nereden buluyorsun bu enerjiyi hiç anlamıyorum."

"Güzeller güzeli kız arkadaşımın bir gülümsemesi yetiyor abicim.Sana da bir sevgili edinmeni tavsiye ederim.Yoksa yalnız ölüp gideceksin bu dünyadan."

Ben de her zamanki sevgili bul muhabbetlerine ne zaman başlayacak diye merak ediyordum.Neyseki bana birkaç dakika tanımıştı da yüzümü falan yıkayıp uykumu açabilmiştim.

"Neyse ne.Sen ne işin var burada onu söyle."

"Senin gibi huysuz herifin biri için onca yol tepiyorum,gördüğüm muameleye bak.Tek arkadaşın olmamı sabırlı ve yüce ruhlu bir insan olmama borçluyuz sanırım."

"Yüce ruhlu bir insan olduğun için teşekkür ederim.İyi ki varsın."

Ağzıma büyük bir lokma tıkıştırdığımda ketıla su koymakla meşguldüm.

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Hayır,kurt gibi açım.Senin ellerinden güzel bir kahvaltı fena olmaz."

AKSİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang