Bölüm 9

25K 1.4K 296
                                    

Ne söylemem gerektiğini bilemeyerek birkaç saniye afalladıktan sonra merak ettiğim konuyu açmak,hayatıyla ilgili aklımı kurcalayan soruları sormak,bir yerden başlayıp onu tanıyabilmek istedim.Dudaklarımı araladığımda yanı başımızda beliren Rasim amca tepsideki köfte ekmekleri önümüze bıraktı.

"Afiyet olsun."dedi daha çok Giray'a bakarak.Bakışları bu sefer benim üzerimde durdu ve omzumu sıkarak geniş gülümsemesini gözler önüne serdi."Yanında misafirin var diye bir şey demiyorum.Bir ara neler yaptığınla ilgili bir hesap alacağım senden.Arayı açma."

Aynı şekilde dişlerimi göstererek gülümsedim."Sen yeter ki iste ustam.Benden sıkılıp kovana kadar yanında kalacağım.Çocukluğumda olduğu gibi."

"Lafını da esirgemez hiç.Amirlerine de böyle bilmiş bilmiş cevaplar vermiyorsundur umarım."

Söylenerek yanımızdan ayrıldığında iştahla ekmeğine gömülmüş bir adet Giray'la karşılaştım.

"Yavaş.Kaçmıyor önünden."

Ters bir bakış attı,şişmiş yanaklarını umursamadan.Kıkırdayıp önüme döndüm ve büyük bir lokma ısırdım.Her zamanki gibi enfesti.

Hafif rüzgarlı bir akşamda,aksi ve çoğu zaman suratsız karşı komşumla oturmuş yemek yiyordum ve üzerimizde parıldayan yıldızlar bu tuhaf duruma şahitlik ediyordu.Yine de garip hissettirmiyordu.Onu yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyordum.Buna sebep olan neydi,bu his nereden geliyordu hiçbir fikrim yoktu.Bildiğim tek şey kötü hissettirmediğiydi.

"Niye sırıtıyorsun?Psikopat falan olduğundan şüphelenmeye başlayacağım."

Kafamı kaldırdığımda gözlerini irileştirmiş hayretle suratıma baktığını gördüm.

Nasıl yani?Sırıtıyor muydum?

"Bilmem.Sadece güzel bir akşam diye düşünüyordum.Sence de öyle değil mi?"

"Yemek güzel.Hava güzel.Sanırım tek sorun karşımda senin oturuyor olman."

Kaşlarımın havalanmasına sebep olsa da söyledikleri,gözlerindeki muzip parıltıları yakalayabilmiştim.

Pekala,bozulma sırası ondaydı.

"Ah doğru.Sen ortaokullu gibi görünen sümüklü çocuklardan hoşlanıyordun.Unutmuşum."

"Unuttuğun bir şey daha var.Egosu tavan yapmış polislerden ise hiç haz etmem."

Bu çocukla başa çıkabileceğimi düşünmek benim hatamdı.Boş olduğu her vakit laf sokma alıştırmaları falan yapıyor olmalıydı.Bu yüzden ezilen gururumu düşünmemeye çalışıp suratıma gıcık olmuş bir ifade yerleştirmekle yetindim.

Yemeğimizi bitirene kadar bir daha konuşmadık.Etrafımızdaki neşeli kalabalığın sesleri giderek azaldığında ormanın huzurlu sesi baskın hale gelmeye başladı ve ben kendimi bu huzurun kollarına bırakmıştım.Yanımıza bir tabure çekilmesiyle dikkatim gülümseyerek oturmakta olan Rasim amcaya kaydı.

"Müsaade var mı?"

"O nasıl soru?Buyur tabi."

"Ee anlat bakalım evlat.Nasıl gidiyor?"

Giray'a bir bakış attım.İki eliyle sardığı bardaktaki sıcak çayı yudumluyordu,ikimizin arasında gidip gelen bakışları ona döndüğümü fark ettiğinde benimkilerde sabitlendi.Ne var dercesine tek kaşını havaya kaldırdığında tekrar merakla cevabımı bekleyen Rasim amcaya döndüm.Sadece sıkılmadığından veya rahatsız hissedip hissetmediğinden emin olmak istemiştim.Burada olduğuna en az benim kadar memnun gibi görünen ifadesi aradığım cevabı vermişti.

AKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin