3.Bölüm: "Buldum Seni"

En başından başla
                                    

Anlatmam bittiğinde ablam inledi. "Hay ağzına sıçayım. Tam her şeyi söyleceksin, Hamza neden seni durdurdu ki?" Ofladım.


"Çocuklar haklı abla. Baksana yüzündeki ifade beni öldürecek gibiydi. İlk başta anlamadı. Ben mırın kırın edince otomatik çocuk tahmin etmiştir. Zaten okulda popüler olduğundan illa kulağına gitmiştir gay olduğum." Dudaklarını büzerek kucağındaki yastığı bıraktı.

"İyi tamam." Ayağa kalktı.
"Gel bir şeyler yiyelim." Kafamı salladım. Karnım açtı ve hiçbir şey yiyememiştim heyecandan. "Ben yaparım sen masayı hazırla." Kafasıyla onayladığında bende odamın yanındaki mutfağa geçtim. Patateslerin olduğu yerden dört tane patates alarak soymaya başladım.

İnsan annesiz ve babasız büyüyünce yemek yapmayı öğrenmek zorunda kalıyordu. Soyduğum patatesleri kızıştırdığım yağa attım. Vücudumu tezgaha yaslayarak olmasını bekledim. "Hamza aramış." Mutfağa giren ablam elindeki telefonu salladı. "Üç kez." Kaşlarımı çatarak elinde sallanan telefonumu aldım. "Ver bakayım." Normal şartlarda asla ikiden fazla aramazlardı. Ne olmuş olabilirdi bu kadar aramaları için?

Arama tuşuna basıp beklemeye başladım.
"Yekta abicim çabuk boş bir odaya geç." Dudaklarımı araladım. "Noldu?" O da benimle beraber başka bir odaya geçmiş olacaktı ki birden gürültü kesildi. "Alkan küçük bir duyuru yapacağını söyleyip hole çıktı. Bizde şey zannettik. Her zamanki gibi halılara sıçmayın falan.. ama balık olayını açtı." Yutkundum. "Odasındaki hediyeyi kimin bıraktığını sordu. Çok sinirliydi." Sırtımı duvara yaslayarak mutfağın girişini kontrol ettim.

"Ciddi misin?" Sesim bir nefeste çıkmıştı.
Titriyordum. "Evet. Alkan'ı seven birkaç kız tabiki ne olduğunu sordular. Başka bir kız da üzerine alındı güzel bir şeyler olduğunu zannedip, sonra Alkan kıza bağırmaya başlayınca o olmadığını itiraf etti." Sesindeki endişe artınca sert bir soluk çektim içime. Beni bulmadığı sürece, bu olay ilgilendirmiyordu da.

"Ee abicim? Bende daha önemli bir şey oldu zannettim. Bu kadarsa yemek yapıyorum kapat,
ben seni ararım." Hamza'nın sesini duyacağımı zannederken Sarp'ın sesini duydum. "Olay bu olsa iyi. Bu gerizekalı, Hamza'yı kıstırmış. Senin evini öğrenmek istediğini söylemiş, bu da teşekkür edecek falan zannedip adresini vermiş." Elimdeki telefon kayıp düşerken havada yakaladım onu. "Ne?"

Dediği son şey, "Alkan oraya geliyor." Olmuştu. Sonrasında ise telefon kapandı. "Allah kahretsin!" Elimdeki telefonu sertçe masaya koyarak bekledim. Alkan buraya mı geliyordu?

"Abla! Abla Allah kahretsin." Mutfaktan hızla çıkan ablama baktım. "Ne oldu Yekta, suratın bembeyaz olmuş?" Ellerimi sinirle yüzüme kapattım. Bu işin peşini bırakmayacağını biliyordum işte. Ama bu kadar çabuk olması tanrının bana karşı bir oyunuydu sanki. "Alkan.. partide olayı araştırmaya kalkmış. Merak ettiğinden ve ona bıraktığım notlar ilk defa bu kadar yakın ya ona. Ne bileyim, merak etmiş. Sonra o notlardan partideki kimsenin haberi olmadığından bu da şüphelenmiş işte. Şimdi de buraya geliyor!" Sonlara doğru sesimi yükselttim.

Ne diyecektim? En kötüsü ne yapacaktım?
"İnkar mı etmek istiyorsun yoksa doğruyu mu söyleceksin?" Dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi yumdum. Hayır, dolmalarına izin veremezdim. "Bilmiyorum abla. İnan bilmiyorum. Şimdi inkar etmesem ne olur zannediyorsun? Beni bu evden canlı çıkartmaz." Yanıma gelip şevkatli bir gülümsemeyle elini omzuma koydu. "Ama inkar edersen de bir daha onu sevdiğini söyleme fırsatı bulamayacaksın. Gelene kadar düşün, ben odaya geçiyorum, herhangi bir kavga, bir yumruk sesi duymadığım sürece de çıkmayacağım." Kafamı salladım. "Tamam."

Ablam odaya girdiğinde gözlerimi giriş kapısına diktim. Her an çalabilirdi ve günlük işlerimi yapmak için fazla stresliydim. Mesela karnım da açtı. Dış kapıya yakın olan ve çiçekli duvar kağıtlarıyla süslenmiş koridorda bir ileri bir geri yürümeye başladım.

Ardından kapı çaldı.
Duyduğum heyecanla beraber sendelerken kapıya ilerledim. Kulbu açacaksın ve sen olmadığını söyleyeceksin Yekta. Ya da sen olduğunu söyleyip cesur olacaksın. Bir korkak gibi davranacaksan onca şeyi neden yaptın?

Kulbu kavrayarak çektim ve çok beklettiğim için çabucak kapıyı açtım. Göreceğim manzarayı az çok tahmin ediyordum fakat karşımda duran manzara tahminimden çok daha kötüydü.

Sinirden gözlerinin için kızarmış, dudaklarını mühürlenmiş gibi birbirine sıkıca bastıran ve elinde kırışmış bir kağıt tutan Alkan, yumruk yaptığı elini kapının pervazına dayayarak sinsi bir sırıtış oturttu yüzüne.

"Sonunda buldum seni, küçük balık."

Her gün yeni bölüm atmayı düşünüyorum. Bu düzeni oturtursam en geç iki aya kitap biter. Çok uzatmayacağım, çok uzayınca saçmalıyor çünkü konular. Neyse neyse. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Ayrıca bana ulaşmak isterseniz mesaj atabilirsiniz bütün mesajlarıma itina ile bakıp, cevap veriyorum. Ve oruçlu olanların orucunu Allah kabul etsin. Sizi seviyorum.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin