1 bölüm

12.7K 413 340
                                    

Ne zaman okumaya başladığınızı buraya yaza bilirsiniz. İyi okumalar.

"Kalk kız yeter camış gibi uyuduğun. hadi kahvaltıya in hemen." dedi biricik annem. Yani izin vermezler güzel bi uyku çekmeye. bıraksalar aylarca uyurum da ama eğer şimdi kalkmazsam annem dürtmekten omzumu koparacak.
"anne biraz daha dürtersen omzum kopuçak" dedim ve yerime biraz daha yayıldım.
"Bana bak kalk hemen yersin terliği kafana" dediği anda yataktan sıçradım ve ayıptır söylemesi götümü kaşıyarak lavaboya girdim.

Biraz başa alalım kafalar karışmasın sıradan lise öğrencisiyim. Evet fark ettim çok açıklayıcı oldu.

Lavabodan çıktıktan sonra dolabımın karşısına geçtim ve siyah kot şort ve beyaz bir tişört alarak üzerime geçirdim bir birine giren saçlarımı toparladıktan sonra aşağıya indim.

canım babam gazetesini okumaya çalışıyordu. Babam genelde iş seyahatinde olduğu için nadir zamanlarda evde bulunurdu işleri çok yoğun olurdu hep. Bi yüzden onu pek göremiyorduk tabi.

Sonra öküz gibi ağzına ne geldiyse atan abime baktım.
Evet maalesef bir abim var. ah abartmayın sadece 2,5 yaş büyük benden. Abim üniversiteye gidiyordu ve derslerinde nasıl oluyorsa çok başarılıydı. yani abimin bir kere bile kitap okumuşluğunu görmedim. bu arada kendisine hiç abi demem ismi Savaş. Havalı göründüğüne bakmayın kendisi öküzün teki.

Ve annem o da.............umutsuz ev kadınları esprisini yapmak istedim ama saçma olduğunu düşünerek vazgeçtim uahuahuahuahu.

"Kızım sende de ne uyku varmış be hayır yani uyuyan güzel diyeceğim de , o güzellik sana hiç uğramamış" dedi tıkınmaya devam ederek.
Camış işte ne bekliyorsunuz. ama ben durur muyum? tabi ki hayır.

"Kozom sondo do no oyko vormoş bo" diyerek onu taklit ettim çayımdan bir yudum altıktan sonra tekrar konuştum.
"Sende de ne iştah varmış be dana bile senden az yiyordur Savaş bey. bu gidişle hayvanat bahçesine kapatacaklar seni orangutan diye."
laf altında kalmayı hiç sevmezdim. Aklıma gelen ilk şeyi söylerdim. Ve asla çekinmezdim.

Yerimden kalktım ve ayakkabılarımı giydim. daha doğrusu giymeye çalıştım parmağım spor ayakkabımın arkasında can çekişiyordu resmen.
"Hadi ben kaçtım Başaklar beni bekliyor"
diyerek evden çıkacakken babam arkamdan seslendiği için durdum.

"Gel adam gibi bir şey ye ay çekirdeği gibi kalıyon sonra."
"Bence evin yolunu bula bildiğin için sen yemeklerin tadını çıkar baba hadi öptüm gıdından." Diyerek hızla dışarı attım kendimi.

Sabah kahvaltı etmeyi pek sevmezdim. Ben şu gece yarısı acıkıp, tek gözü açık buzdolabının önünde dondurma kutusunun içinde sarma çıkmasını umut edenlerdendim.

Okulların başlamasına 3 gün vardı okullar ara tatile girmişti ve sadece 3 günüm kalmıştı. okulu eğlenceli hale getiren tek şey en yakın arkadaşlarım olan Öykü ve Başaktı. Zaten şimdi de onları görmeye bizim mahalledeki parka gidiyordum.

Öykü zaten çocukluk arkadaşım. 3 yaşımdan bu yana bir aradayız. yalnız ne kadar kullandım 3 kelimesini. her neyse. Ve bizim bir üst mahallede oturuyor.
Başakla lise de tanışmıştık. Ve o da bir alt mahallede oturuyor yani ikisinin arasındaydım. ikisi de benim kardeşim sayılır.

Bunları söylerken parka çoktan varmıştım her zaman ki gibi en son gelen bendim her zaman böyleydim. evden ne kadar erken çıkarsam o kadar çok gecikiyordum. Artık bunu takıntı haline getirmiştim eğer gecikmesem olmayan şekerim düşer, olmayan tansiyonum fırlardı. Ve bazı takıntılarım vardı. Benzin , oje , aseton , ve bunun gibi değişik kokulara bayılıyordum.

Öykü ve Başak salıncakta oturmuş beni bekliyorlardı. etraftaki çocuklarda onlara kötü bakışlarını gönderiyordu. Tabi takan kim. Salıncağı kimse benim kadar çok sevemezdi. Küçükken hepsi kaydırağın başında kuyruk olurken ben salıncakla aşk yaşıyordum.

Küçük bir erkek çocuğu Başakın yanına giderek
"Ya abya siz kocamançınıç çalınçaklar çocukyay içindiy kaykay mıçınıç ?" Dedi çocuk bütün şirinliğiyle. Biraz daha çabuk varsam burnunu bile ısıra bilirdim.

"Ufaklık ilk olarak ben kaykay falan değilim 2. kim demiş salıncaklar küçükler içindir diye hadi git kaydırakta kay sen , zaten tipin kayık o saç ne öyle Bob marley gibi hele dişlere bak eski yapım uçak bile geçer be arasından. Hatta biraz daha zorlasak babaannemin oturmaktan kırışmış koca götü bile geçer yani. hadi ikile." dedi ve elinin tersiyle çocuğa kış kış hareketi yaptı.
Başak çocukları hiç sevemezdi. bir türlü anlaşamazdı. neymiş efendim ota boka ağlıyorlarmış ulan püç sen sanki ağlamadın. ama böyle konuştuğuma bakmayın bende pek sevmezdim hele şu yapma dediklerinde bilerek yapmaları yok mu çok uyanık oluyorlar valla. Bende onlardandım ama. Annem ne zaman kızım bak sakın buna dokunma çok sıcak tamam mı? çızz bu çızz dese bilerek gider elimi sobaya basardım. Manyaklığım çocukluktan bu yana kanıtlanmış bir gerçek maalesef..

vakit kaybetmeden yanlarına gittim.

"Hello görller Hav ar yu beybiler?" Bu iğrenç giriş için kendimi tebrik ettikten sonra söylenmeye başladı
"Kızım neden ingilizcen olmadığını belli ediyorsun 'hav ar yu beybiler' nedir be bu nasıl değiliş şekli sen ananı boğazınla mı öpüyorsun" dedi hafifçe sallanırken
başak salıncaktan inerek konuştu"gel otur sallan azıcık yüzüne hava çarpsın olmayan beynine okjijen gitsin" dedi gülümseyerek.

Oksijen kelimesini söyleyememesi çok hoştu. O oksijen kelimesini söyleyemiyor Öykü garip şekilde güvercinlerden korkar bende aşı yapılan şu şeyin ismini duyduktan sonra felçli Ali rıza bey gibi kalırdım.

•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○

Evet bu günüm de böyle geçti kızlarla eğlendik sinemaya gidip kendimizi rezil etmeyi başardık. Film başladıktan biraz sonra başakın hıçkırığı tutmuş ve bütün salonda sesi yankılanmıştı.
Yalnız o değilde sessiz olmamızı isteyen teyzelerden birisine
"Ya teyzecim sen hala duyuyon mu kız kimle geldin sen sinemaya 27273833837. torununla mı?" Diye söylenmiştim. Yanındaki teyzede "sen kimle geldin sevgilini göremiyoz kart kız. Evde kalmış bi de bize laf atıyo şuna bak hele süpürge saçlı zilli." Diye çemkirdi.

"Ayol sevgilimle gelsem o zamanda şu uruspuya bak hele erkeklerle dolaşıyo diyçektiniz anam." Dedim mahalle karıları gibi konuşarak.
Tabi Ayşe teyze sağ olsun böyle konuşa konuşa alıştırmıştı bizi de

sonra eve geldim Savaşla tartıştım ve anneme ev işlerinde yardım etmemek için iddiaya girdik. tabi ki de kaybettiğim için bütün evi temizledim. tozları halının ve ya paspasın altına saklamadım yapar mıyım hiç?
yani kesinlikle Sıradan bir gün.

Biraz instagram da gezindikten sonra daha doğrusu Ufuk'un resimlerine baktıktan sonra büyütüp büyütüp maviş gözlerini yedikten sonra çıktım.
Evet Ufuk benim sevgilim demeyi o kadar çok isterdim ki, ama nerede. Ah o yok mu o beni benden alan gözleri gamzesi ve haylazlığı. Kötü çocuk bakışları. 8 koca baklavası.
2 tepsi mübarek.

Yatakta iyice mayıştıktan sonra tam gözlerimi kapatacaktım ki çişim geldi böyle olmasından nefret ediyorum tamda uyuyacakken oluçak iş mi lan?
Söylenerek kalkıp tuvalete gittim. Daha sonra yatağa girerek yorganı gözlerime kadar çektim.

Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Bu hikayeyi sizi ufacıkta olsa gülümsete bilmek için paylaşıyorum. bu hikaye saçmalıklarla doludur. bir sürü yazım hataları , argo kelimeler , nokta virgül hataları, kışın ortasında şort giymeler, gibi bir birinden saçma içerikler ve hatalar mevcuttur. haberiniz olsun cağğnlarım.

Yorum yazmayı ve beğenmeyi unutmayın.

İlle De GıcıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin