40 Final (?)

8.1K 353 557
                                    

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Instagramdaki parodilere belki fotoğraf paylaşımı yapabilirim. Sizden bir ricam var. Kitabı kütüphaneden kaldırmayın çünkü epilog bölümü eklemeyi düşünüyorum.
İşte geldik finale, başka kurgularda görüşmek üzere.


1 hafta sonra...

Harold giydiği dar smokinin içindeki görünüşüne baktı. Böyle durmaktan gayet rahatsızdı. Aynada kaşlarını çatarak göz gezdirdiğinde gözleri arkasındaki gelinliğe ilişti. Aynadan Kristie'yi kontrol ederek ona döndü. Odada ondan ve kendinden başka sadece küçük oğulları Clay Daylen Styles vardı.

Peki genç kız ne yapıyordu? O mükemmel düğün salonunun önünde sigarasıyla baş başaydı. Artık tamamen yalnızdı, ne varlığından bir hafta önce haberdar olduğu bebeği, ne de erkek kardeşi artık yanında değildi.

Evet, genç kız daha Harold'ın haberi bile yokken bebeğine çoktan veda etmişti. Böyle bir dünyaya, hatta böyle bir hayata bebek getirmek yıkıcı olurdu çünkü...

Parmaklarını boş karnına bastırarak hıçkırıklarına devam etti. Sadece yarım saat kalmıştı. Belki de daha az. Öğretmeninden ziyade sevdiği adam, onun ilki, biraz sonra oğlunun annesi ile evlenecekti.

Harold slimfit smokininin uçlarını çekiştirerek oğluna döndü. Küçük oğlu kendi gibi küçük takım elbisesinin içine girmişti. Belki de burada tek mutlu olan kişi o'ydu. Anne ve babasını hep beraber görmek istemişti aslında. Onun küçük kalbinde de çok büyük boşluklar vardı...

Kristie gelinliğinin içinde kendine aynadan bir kez daha baktı. O da bu durumda olmayı sırf ailesi ve oğlu için istiyordu. Çünkü dönüp bakılırsa Clay fazlasıyla utangaç ve biriyle tartıştığı zaman hiç kendini savunmadan yenilgiyi kabul eden hassas bir çocuktu.

Harold iç çekerek Kristie'yi süzdü. Kristie ise Harold'ı. Harold bu durumun içinde olmaktan fazlaca rahatsızdı. Bulundukları odanın kanepesinde uyuyan oğluna baktı.

"Sen Clay'i uyandır. Ben davetlilere bakacağım." diyerek ayrıldı Harold.

Kapıdan yavaşça çıkıp içeri adımlamaya başladı. Nefesi kesiliyordu her adımında. İki yıl önce yaptığı hatanın bedelini hala ödüyordu, ve ödemeye devam edecekti. Aklı başkasındayken, kalbi başkasındayken...

Harold kendi tarafından bir akraba aradı içeriden. Kendi tarafından kimse yoktu. Ne annesi, ne babası ne de kız kardeşi... Düğünün başlamasına çok az kalmıştı. Gömleğinin yakasını açarak dik duruşu ile salondan dışarı doğru çıktı. Belki bir kişi bile olsun onu önemseyerek gelirdi düğününe.

Genç kız orada Harold ile karşılaştı. Tam karşısında duruyordu. Hızlıca elindeki sigarasını yere atıp ayakkabısıyla söndürdü. Bu kadar şık bir adamın yanında gri kapüşonlu sweatshirt, altına da diz kapaklarının üzerinde biten siyah bir şort ve spor ayakkabı ile duruyordu.

Harold ne kadar geleceğini tahmin etse de, şaşkınca genç kızın önüne doğru birkaç adım attı. Aralarındaki mesafeyi kapatarak gözlerinin içine baktı. Onu görmek iyi gelmişti. Hem de çok iyi. Şu an ne kadar onun elinden tutup kaçmak istese de bunu yapamazdı.

Parmakları yavaşça genç kıza kaydı. Yanaklarını hafifçe okşadı. Bu dokunuşları özleyecekti çünkü. Belki de ona son defa dokunuyordu. İç çekerek yutkundu. Sigara kokusu burnunu doldurdu Harold'ın.

"Hep bu anı bekledim." dedi Harold.

Genç kız şaşırmıştı. Harold'ın evlenmek istemediğini sanıyordu. Bir kez daha yıkılan duygularının arasında sıkışıp kalmıştı. Harold onun saçlarını okşayarak gözlerinin içine baktı.

Only Teacher ➳ H.SWhere stories live. Discover now