36

7.4K 321 679
                                    

Oy ve yorumlarınızı artırırsanız finale kadar daha uzun bölümler yazabilirim.

3 ay sonra...

Masanın üzerindeki mumlara hayranlıkla baktığımda elimin tutulduğunu hissettim. Başımı çevirip Harold'a baktığımda elimin üzerine küçük bir öpücük kondurup oturmam için sandalyemi çekti.

"G-gerçekten bu kadar zahmet etmene gerek yoktu."

Dudaklarını elmacık kemiğimin üzerine bastırdı. Geri çekildikten sonra oturmam için bekledi. Yavaşça sandalyeye oturduğumda karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Tabii ki de zahmet edecektim. Bugün sevgilimle dördüncü ayım."

Mum ışığıyla parlayan yeşil gözlerine baktım. Harold son birkaç aydır çok romantik davranıyordu.

"Kendini bana öyle bir bağladın ki, bu bağı sanırım ölüm bile çözemez."

Harold'ın bu davranışları ne kadar romantik gelse de bazen beni korkutuyordu. Bana bu kadar çok bağlanması beni yoruyordu. Okulda bile insanlara bizi belli ettirecek şekilde yakınlaşmaya çalışıyordu.

"Teşekkür ederim..."

Harold gamzelerini göstererek oturduğu sandalyeden yere eğildi. Yerden aldığı küçük siyah ve kadifemsi kutuyu bana uzattı.

"Bu hediyen."

Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Bu tamamen yapmacık bir gülümseme olmuştu çünkü dördüncü ayı kutlasakta ben hiçbirinde ona hediye almamıştım. Bunun farkında olacak ki devam etti.

"Sen de bana Tanrı tarafından gönderilen en özel hediyesin."

Dudaklarımın içini dişleyerek kutuyu elime aldım. Yavaşça açtığımda içinden çıkan künyeye baktım. Üzerinde adım yazılıydı. Arkasını çevirdiğimde küçük bir yazıyla daha karşılaştım.

Her zaman, tüm kalbim ile -Harold

Yine yapmacık bir ifadeyle gülümseyerek kapağı kapattım.

"Çok teşekkür ederim..."

Harold masanın üzerinden ellerime uzandı. Elim avuçları arasında yok olduğunda eğilip onlara bir öpücük bıraktı.

"Seni mutlu görmeye bayılıyorum."

İç çekerek önümdeki yemeklere baktım. Hepsini Harold'ın hazırladığı belliydi.

"Umarım bu güzel geceyi benimle bir gece daha geçirerek sonlandırırsın?"

Gamzelerini gösterip bana baktı. Zaten tavşanlar gibi sevişiyorduk. Başımı sallayarak çatalımı ve bıçağımı elime alıp önümdeki bifteği bölmeye başladım.

"Özür dilerim hayatım, özür dilerim..."

Harold'ın kendi kendine mırıldandığı şeyi anlayamamıştım. Kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

"Bir şey mi dedin?"

Bakışları aniden benimle buluştu.

"H-hayır, sana demiyordum."

Gözlerini sımsıkı yumup açtıktan sonra iç çekerek yemeğine döndü.

"İyi misin Harold, bu aralar... çok değişiksin..."

Gözleri gözlerimi bulmuştu. Kaşlarını hafifçe çatarak bana bakmayı sürdürdü.

"Değişik mi? Gayet iyiyim."

Only Teacher ➳ H.SΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα