30

9.6K 304 829
                                    

Bir önceki bölüm hepiniz Harry'ye sevdiğini söylemediği için yüklenmişsiniz. Arline'i kullandı demişsiniz ama zaten birlikte olmalarını teklif eden Arline'di. Bir de şöyle düşünün, çok sevdiğiniz, yıllarınızı geçirdiğiniz sevgiliniz sizin yaptığınız bir kaza sonucu ölüyor. Bir yandan bunun pişmanlığımı, özlemini ve aşk acısını çekerken öbür yandan aynı isimli birine, yine aynı kardeşinin arkadaşına "Seni seviyorum." diyebilir misiniz? O kadar da kolay değil. Harry'yi anlayacağınızı umuyorum.

Duymadığınız kelimeleri kitabın sonunda belirteceğim.

Bölüme geçelim, yorumlarınız ne kadar çok olursa bölüm de o kadar hızlı gelir.

* * *

Kapım yavaşça açıldığında gözlerimi araladım. Komidinin üzerindeki telefonumu alarak önce saate bakıp sonra flaşı açtım. Saat daha sabahın dördüydü. Flaşı tuttuğumda gördüğüm kıvırcıklarla şaşkınca kalakaldım.

"Bay S- Harold?"

Gözlerini kısarak flaştan rahatsız olduğunu gösterdiğinde flaşı kapatarak telefonumu tekrar komidinin üzerine koydum.

"Eve nasıl girdin?"

Yanıma yaklaşarak yatağın üzerine oturdu.

"Ev arkadaşın açtı."

Gözlerimi ovuşturarak ona baktım. Battaniyemi kaldırarak altına girdikten sonra kollarını sıkıca bana doladı.

"Özür dilerim..."

Yumuşak ses tonuna karşı kaşlarımı kaldırdım.

"Ne için?"

Yatağın içine iyice girerek beni göğsünün üzerine yatırdı.

"Sana cevap veremediğim için."

Sessiz kalmayı tercih ettim. Eski kız arkadaşının hala içinde bir yerlerde olduğunu biliyordum. Bu yüzden fazla üstelemesem daha iyi olurdu. Üstelik bana değer vermese sabahın şu saatinde yatağıma kadar gelmezdi.

Saçlarıma bir öpücük kondurarak kollarımı sıvazladı.

"Nasıl oldun? Ağrın var mı?"

Başımı olumsuzca sallayıp parmaklarımı beyaz kırçıllı tişörtünün üzerinde gezdirdim. Gri haç kolyesi elime takıldığında kolyeyi tişörtünün üzerine çıkartıp parmaklarımı üzerinde gezdirdim.

"Clay evde tek mi?"

Başını olumsuzca salladı.

"Dün benimle son günüydü, annesi aldı."

Kısa bir sessizliğin ardından erkeksi ses tonuyla mırıldandı.

"Senin de uykunu böldüm. Uyu istersen, ben yanındayım."

Başımı göğsüne iyice gömüp mırıldandım.

"Sen de uyu."

Karanlıkta bile mükemmel gamzelerini görüş açıma soktu. Dayanamayarak gamzesine parmağımı sokarak yanağını okşadım.

"İyi geceler B-Harold."

"İyi geceler Arline..."

Ağırlaşan göz kapaklarımı kapatıp uykuma kaldığım yerden devam etmeye başladım.

Bir dakika geçti, beş dakika geçti, on dakika geçti ama dikkatimi çeken şey ile uykuya dalamadım.

Harold'ın göğsü nefes almak için inip kalkarken aniden saniyelerce duruyordu. Korkarak onu dürttüm.

Only Teacher ➳ H.SWhere stories live. Discover now