10

13.3K 460 1.3K
                                    

Parmaklarımı pantolonunun önündeki şişlikten çekerek bir adım geriye gittim. Ardından çatık kaşlarla gözlerinin içine baktım.

"Siz beni ne sanıyorsunuz? Bu yaptığınız da ne?"

Benim aksime gayet rahat bir tavırla benim aramızda açtığım boşluğu doldurup uzun boyunun avantajını kullanarak gözlerimin içine baktı.

"Sana bir sır vereyim mi Arline?"

Yutkunarak gözlerine baktığımda uzun parmaklarını çenemden boynuma doğru kaydırdı.

"Harley başından beri bendim..."

Dehşet verici gözlerle gözlerinin içine baktığımda parmaklarıyla saçımı kulağımın arkasına atıp yamuk bir şekilde gülümsedi.

"Ama-"

Parmakları hızla kulağımın arkasından dudaklarımın üzerine geldi. Bana susmam için işaret yaparken dudakları öne doğru kıvrıldı.

"Bu kadar arsız bir öğrenci olduğunu bilmiyordum..."

Parmakları alt dudağımı okşayarak boynuma doğru kaydığında tüylerim diken diken olmuştu.

"Şimdi bana söyle, sence seni ne sanabilirim?"

Parmaklarımı titrekçe göğüsüne koyarak onu ittim. Onun hakkında konuştum, yazdığım her şeyi bilmesi beni utandırıyordu. Daha fazla burada durmak istemiyordum.

Önünden çekilerek hızla kapıya ilerledim. Parmaklarımı kapının koluna dolayıp sertçe aşağı indirdiğimde kilitlediğini fark ettim. Arkası bana dönük bir şekilde mırıldandı.

"Sana öpücük hariç benden istediğin her şeyi verebilirim Arline."

Bana doğru bir adım daha attı.

"Şimdi benim hakkımda yazdıklarını uygulamanın tam vakti..."

Korkuyla gözlerimi açtım. Kalbim neredeyse yerinden çıkacak gibi atıyordu. Yatakta doğrularak yanımdaki komidinin üzerinde duran bardağa uzandım.

Hızla bardağın içindeki suyu içtikten sonra telefonuma uzandım. Messenger'a girerek sabahın beşinde çevrimiçi olan kişilere baktım.

Arline : Çok kötü bir rüya gördüm.

Arline : Rüyamda Bay Styles beni sınıftan kovuyordu. Daha sonra beni odasına çağırıp bu grupta olduğunu söylüyordu.

Claire : Sabah sabah ne oluyor amına koyayım.

Arline : Harley aslında Bay Styles!

Harley : Ne?

Claire : Saçmalama ve yat uyu. Bir daha bildirim gelirse ikinizi de boğarım.

Hırsla sohbet panosuna girip Harley'ye mesaj attım.

Arline : Sen olduğunu biliyorum!

Harley : Ne dediğini anlamıyorum Arline.

Arline : Adınız da benziyor, sensin işte!

Harley : Görüntülü konuşalım mı?

Arline : İstemiyorum!

Hırsla Messengerdan çıkıp rehberime girdim. Bay Styles'ın adını bulduktan sonra parmağımı sağa kaydırarak aramaya başladım. Kısa süre içerisinde çalmaya başladığında telefonumu kulağıma götürüp bekledim.

Dakikalarca çalsa da kimse açmamıştı. Telefonumu kulağımdan çekerek tekrar aramaya başladım. Bu sefer kısa süre içerisinde telefon açılmıştı. Telefonun ardından gelen yorgun sesi dinledim.

"Efendim... Arline..."

Yutkunarak belimi yatak başlığına yasladım.

"Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı Bay Styles?"

Telefonun arkasındaki mırıldanma seslerini duydum.

"Günaydın gibi mi?"

Hırıltılı sesine karşı kaşlarımı çattım.

"Bu saatte neden uyanık değilsiniz Bay Styles?"

Boğazını temizlediğini duydum.

"Arline... yarın okul var ve sabahın beşinde beni arıyorsun... İnan şu an gözlerim kapalı konuşuyorum..."

İç çekip bir şey demeden telefonu kapattım. Ardından hızlıca FaceTime uygulamasına girdim. Ses değiştirme programları olduğu sürece kimseye güvenemezdim. FaceTime'dan Bay Styles kişisini seçerek aramaya başladığımda hemen açıldı.

"Yüzüme kapatman saygısızca oldu Connor..."

Mırıltılı sesiyle konuştuğunda hafif kapalı gözlerine ve göğüslerinin üzerine kadar çıplak olan bedenine baktım. Neredeyse nefesim kesilecekti.

Gözlerini kısarak ekrana bakmaya başladığında utançtan yanaklarım kızarmıştı. Ben son birkaç dakikadır ne yapıyordum?

"Şey, ben özür dilerim. İyi uyku-"

"Seni dinliyorum... Arline..."

Gözlerini kapatıp başını iyice yastığa bastırışını izledim. Kalbim bedenini gördükçe çarpmaya devam ederken hırıltılı sesine karşı yanıt verdim.

"Ben gerçekten çok özür dilerim. Arkadaşlarla biraz içmiştik. Sanırım ondan böyle davranıyorum kusura bakmayın lütfen-"

Kıkırdaması cümlemi bölmüştü.

Arkadaşlarımla içmek konusuna gelirsek gayet saçmaydı. Benim bir arkadaşım bile yoktu, sadece birkaç sanal arkadaşım vardı.

Boğuk sesiyle konuştu.

"Sorun değil Arline, hepimiz genç olduk..."

Yatak odasını loş bir şekilde aydınlatan ışık kısık gözlerinin içerisindeki yeşil rengi görmemi engelleyemiyordu.

"İzninle uyumam lazım... Daha iki saat önce yattım ve bir saat sonra uyanmam gerek..."

Başımı sallayıp kesik bir nefes aldım.

"H-haklısın Bay Styles, tekrardan özür dilerim. İyi geceler."

Başını ağır bir şekilde salladığında aramayı sonlandırdım. İçime oturan şeyin ağırlığı gitmeye başladığında derin bir iç çekip gözlerimi kapadım.



Nasıl kandırdım sizi ama

Multiyi FaceTime'da Harry hayal edin

Only Teacher ➳ H.SWhere stories live. Discover now