Özel Bölüm

179 10 2
                                    

Sessiz ve karanlık sokaklarda yürürken çocuksu bir heyecana kapılmıştım. Her gece gittiğim ve kendimi ait hissettiğim o evin önüne daha erken ulaşabilmek için hızlandım. Havanın soğukluğu yüzünden sokaklar boşken gecenin bu vakti bu soğukta beni yürütebilecek tek güç o gri saçlı kadındı.

Evlerinin önüne geldiğimde her zaman altında beklediğim kalın gövdeli ağacın gövdesine sığındım. Soğuktan beyazlamış ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalıştım. Bir sigara çıkarıp çakmağımla yaktığımda hala odasının ışığı kapalıydı. Birazdan ışık açılacaktı. Sabırla onu göreceğim anı beklemeye başladım. Çünkü bugün okul çıkışına yetişememiştim. Onu bir gündür göremediğim için içimde ayrı bir çocuksu heyecan vardı.

Telefonum cebimde titremeye başladığında gözlerimi sevdiğim kadının camından ayırmadan açıp kulağıma koydum.

"Azat." Bilindik sesle rahatladım. Telefonum genelde pek hayır için çalmazdı.

"Efendim Alkım." En yakın arkadaşımdı Alkım. O, Burak, Alkımın ikizi Hera ve kardeşim Pusu. Onlardan başka kimsem yoktu. Birde beni benden alan, odasının önünse saatlerce bekleten bu kız vardı.

"Bana yine o kızın peşinde olduğunu söyleme." Ben küçük kızımı takip ederken Alkımda beni takip ederek anlamıştı her şeyi. Her gece onunla barda eğlenmek yerine yaptığım kaçamağı merak eder olmuştu.

"Söylemiyorum o zaman." Sigaramı söndürüp yere attığımda telefondan garip sesler geldi.

"Oğlum, gece bize gel. Burak da gelsin dörtlü bi okey atalım." Telefondan gelen garip seslerin Berk abinin telefonu Alkımın elinden almasından kaynaklandığını anladım. İkinci babamdı Berk Soylu.

"Tamam abim gece sizdeyim." Karşımda bir sessizlik oluştu. Gözlerim hala ışığı yanmayan camdaydı.

"Hala o kızda mısın oğlum benim ?" Sorduğu soruyla derin bir nefes aldım. Benim ona açılmaya cesaretim vardı ama onun beni görmeye gücü var mıydı onu bilmiyordum.

"Yakışıklı aslan gibi adamsın. Karşında durabilecek kız yok oğlum. Açıl artık kıza. Her gece camını gözleyerek olmaz." Tepki veremedim. Odanın ışığı açıldığında heyecandan ellerim titredi.

"Berk abi ışık yandı, gece görüşürüz." Heyecanla telefonu kapattığımda onu gördüm. Gri uzun saçlarını örüyordu. Hiçbir anı kaçırmamak istercesine onu izledim.

Bu gri saçlı kadın çok garipti. Yani mecburiyetten konuştuğu kızıl arkadaşı dışında kimsesi yoktu. Gittiği lisenin en güzel kızı olabilecekken herkesten gizleniyor, kimseyle arkadaşlık kurmak istemiyordu. Kendine dikkat etmiyor yaşıtları gibi makyaj yapmıyordu. Hayatımda tanıdığım en farklı ve en masum kızdı. Etrafında hiçbir erkek görmemiştim. Sadece her okula geldiğinde dikkatli dikkatli baktığı Cem Cenk diye bir çocuk vardı. Bir kere yanına gittiğini yaklaştığını görmemiştim. Evet sapık gibi bu kadını takip ediyordum.

Üstündeki tişörtü çıkardığında camı açık giyindiği için ona içimden kızdım. Gözlerimi önüme döndürdüğümde giyinmesi bitmesini bekledim.

Nasıl bir insan bu kadar yalnızlığa rağmen delirmezdi ? Aslında psikolojik rahatsızlıkları olduğunu biliyordum. Doktor randevularına kullandığı ilaçlara kadar bakmıştım. Epilepsi hastasıydı. Fakat çok ileri bir durumda değildi. İlaçlarını içtiği sürece krizleri kontrol altında olacaktı. Annesi ve babası sürekli onu yalnız başına bırakıp tatile gidiyordu. Aile sevgisi almadığını da biliyordum. Aslında o sevgiye muhtaç küçük bir kızdı.

Kafamı tekrar odasına döndürdüğümde balkona çıktığını gördüm. Karşısındaki ağaca atladığında ağzım açık onu izliyordum.

Evden kaçıyordu.

Peki niye ?

BEN SİZOFREN DEĞİLİMWhere stories live. Discover now