39. BÖLÜM (7 BİN ÖZEL)

2.6K 110 3
                                    

7 bin olmuşuz! Bunun şerefine de erkenden bir bölüm yayınlayayım dedim. Bu arada bayramda evde olmayacağım için bayramınızı önceden kutlamak istiyorum.
Herkesin RAMAZAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN.
İYİ BAYRAMLAR...

Beğenileri ve yorumları eksik etmezseniz sevinirim. İyi okumalar. 🌹  

Yağmur'dan

Mutfağa girdiğimde kimse yoktu ışık açıktı ama mutfak bomboştu. Tıpkı benim umutlarımın sonu gibi. Koştuğum için nefes nefese kalmıştım fakat bu şu anda benim için çokta önemeli değildi, masaya doğru ilerleyip sandalyenin birisini kendime doğru çektim ve oturdum. Kollarımı masanın üstüne koyup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
"Sizi çok özledim!"

Savaş'tan

Uyandığımda kollarımın arasındaki Yağmur terlemiş ve "Sizi çok özledim." Diye sayıklıyordu. Yine rüyasında annesini ve babasını görüyor olmalıydı. Boğazıma bu düşüncemden sonra yumruk oturdu, yine vicdanım içimi yakıp bir alev gibi kavurmaya başladı. Lanet olsun! Bu duygudan nefret ediyordum.

Ellerimi Yağmur'un belinden çekip hızlıca yataktan kalktım.
Yağmur'un yanına hızlıca geldiğinde karanlığı tam seçemeyen gözlerim Yağmur'un göz yaşlarını net bir şekilde seçmişti. Yine rüyasında ağlıyor olmalıydı. İçimden kendime milyonlarca küfür ederken ellerim Yağmur'un yanağını okşuyordu. "Yağmur, güzelim, hadi uyan." Sesim titrek çıkarken uyanması ve duyması için yalvarıyordum. "Yağmur, kalk bir tanem. Hepsi bir rüya." Sesimi biraz daha yüksek çıkarınca Yağmur derin bir nefes alarak rüyasından uyandı, "Savaş?" Dedi şaşırmış bir şekilde. Yüzünde göz yaşlarının geçtiği ıslak izler, boynunda ise rüya esnasında terlediği belliydi. "Yine aileni mi gördün?" Dedim üzüntüyle çıkan sesimle. Bu sorudan nefret ediyordum, içimdeki vicdan azabım, pişmanlığım hat safaya çıkıyor ve günlerce inmek bilmiyordu. Yağmur'un yüz ifadesi değişip dudakları büzüldü, "Evet." Dedi hıçkırıklarının ardında. "Anlatmak ister misin?" Diye sorduğumda Yağmur, yatağın diğer tarafına kayıp beni yanına devat etti, yatağa oturup Yağmur'a baktığımda bacaklarını kendine doğru çekmiş ellerini bacaklarına dolamış bir şekilde sessizce ağlıyordu.

Yağmur'a yaklaşıp kollarını bacaklarından çözdüm, "Gel buraya," dedim ve kendime çekip kollarını karnımda doladım. Yağmur hıçkıra hıçkıra yanıma yaklaşıp sımsıkı sarıldığında bana sığındığı için kendimden nefret ettim.

"Rüyam bu sefer çok gerçekçiydi." Dedi hıçkırıklarını arasında, sağ elimi Yağmur'un yanağına koyup okşadım, "Anlatmak ister misin?" Yağmur, başını sallayıp derin bir nefes aldıktan sonra rüyasını anlatmaya başladı, "Uyandığımda seninle birlikte değildim, kendi evimde, kendi odamda, yatağımda yatıyordum fakat annemin sesini duymamla uykum iyice açıldı ve babamla konuşan annemi dinledim." Gülümsedi, "Babam yemek yemeği severdi ama annemde babama çok yemek yediği için kızardı. Annem ve babam yine tatlı tatlı tarışıyorlardı." Sonra Yağmur'un sesi titremeye başladı, "Onları çok özledim, bunu en iyi bilen sensin, bu yüzden yataktan kalkıp anneme ve babama sarılmak için ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim fakat mutfağa girdiğimde kimse yoktu." dedi be tekrar ağlamaya başladı.

Her insan müzik dinlerken rahatlar içindekileri, söyleyemediği şeyleri müzik sayesinde dile getirirdi. Bende Yağmur'u rahatlatmak için, onun şu anki acısını müzikle atabilmesi için şarkı söylemeye karar verdim ve dudaklarımı aralayıp Yağmur'u saran kollarımı biraz daha sıktım.

Uyku nedir bilmeyen ben,
Bu aralar dertten midir?
Kendimi yataklara atıyorum.

Ağzımın tadı pek bir bozuk,
Herkes havalardandır diyor,
Ben esas sebebi çok iyi biliyorum.

GİTMENE İZİN VEREMEM |1+2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin