Elli İkinci Bölüm "ALEVLİ DUDAKLARLA DANS"

39.3K 2.6K 11K
                                    

ŞARKI: CHEEZE - HARD FOR ME

(Diziye bayıldım, Suho insan mı yedin ya bu ne yakışıklılık lidomm Diziyi sırf lidom için izlemiyorum, saçmalamayınnn askldajls)

51.BÖLÜM SONU


Kitabın sayfalarını tek tek çevirdiğimde mektuplarda bulunan sembollerin altının çizilip not alındığını görmüştüm.

Çünkü bunları kitabı alır almaz ben yapmıştım.

Ellerim titrerken kitabı sırama geri koymuştum. Gözlerim tedirginlikle etrafı tararken Hanseul'un sesi beynimde yankılandı.

"Dikkatli ol..."

Bahsettiği şey, bu muydu?

Katil okuldan mıydı?

Gözlerimi tekrardan kitaba indirdiğimde sayfaların arasına sıkıştırılmış notu bulmuştum. Adrenalin tüm bedenimi esir aldığı sırada kağıdı çekip çıkarmış, masamın tam üstüne koymuştum.

O saniyelerde fark edebilmiştim, kelimerin yıkıcı gününü.

"Kaçamazsın, çünkü ben her yerdeyim."


52.BÖLÜM


Etrafıma olan bakışlarım tedirginliğimin somut bir örneğiydi. Sırada öylece duran notu buruştuturarak çantamın iç kısmına yerleştirdim. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti, davetmiş misafir misali yüreğime yerleşen endişe her geçen saniye yeni köklerini salıyor, nifak tohumları filizleniyordu.

En korktuğum şey gerçekleşiyordu.

Kaos.

Herkesten şüphelenmeye başladığım ilk an fark etmiştim, gidişatın iyi olmayacağını. Çünkü güven karşılıklı bağların temelini oluşturuyordu. İşte o temeller tam da zayıf noktadan yıkılıvermişti birdenbire.

Sınıftan çıktığım gibi kendimi tuvalete atmıştım. Aynadaki aksime baktığımda histerik bir gülme içerisindeki kısır döngüye kapılıvermiştim. Gün geçtikçe çöküyordum, uykularımdan vazgeçtiğim sayısız gün, ağladığım tonlarca neden arasında yaşamayı unutmuştum.

Derin bir nefes alıp elimi yüzümü yıkadım, hemen ardından bahçeye çıkmıştım. Tuvalette bozulan sinirlerimden dolayı gözlerim dolmuştu, gözlerim anında kızarırken burnum pespembe olmuştu.

Sessiz sakin bir yer bulduğumda ayaklarımı kendime çekip sırtımı duvara yasladım. Bu hayatta hiçbir aman yalnız olduğumu hissetmemiştim. Çünkü değer verdiğim insanların sayısı yok denecek kadar azdı, var olanlar ise her daim arkamda bana destek olmak için hazır ve nazır bir biçimde bekliyordu.

Fakat şuan kendimi hiç olmadığım kadar yalnız hissediyordum. Nedeni neydi bilmiyorum, belki de sevdiğim insanlardan bile şüphe edip kendimi kabuğuma çekmiş olmamdı.

Gözlerim tekrardan yanma hissiyatı ile dolduğunda burnumu çektim. Ağlayınca elim yüzüm kıpkırmızı olurdu, ağladığımı asla saklayamazdım. Oyuncular nasıl oluyor da ağlayınca kızarmıyor yahu? Onlardan birkaç taktik almam gerekiyor sanırım...

Saklandığım köşeden sadece okulun arka bahçesindeki ağaçlar gözüküyordu. Biraz ilerisinde her zaman kaçtığım çitler bulunuyordu. Etrafta gezinen gözlerim bir bedenin üzerinde durmuş, öylece gözlerinin içine bakıyordu. Bu beden, gözlerini kısmış öylece bana bakarken yapabildiğim tek şey ellerimle yüzümü saklamaktı.

OH MY TEACHER¹ • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin