OH MY TEACHER¹ • Jeon Jungkook

Otuz İkinci Bölüm"GERÇEK KARDEŞ"

HAYRAN KURGUDA HALA 3 ÜZ AFERİM BENİM OKUYUCULARIA BASTIRIN FAYTİNKK

.

.

.

.

"Bak, yazısı böyle. Soruya bakma, sorunun açıklama kısmına bak."

Dedim elimle gösterip.

"Woah, yazısı ne kadar da değişik, güzel bir yazısı varmış. Dümdüz."

Dedikten sonra kağıda biraz daha bakıp bana uzattı. Not defterine kalem darbeleriyle bir şeyler karalayıp kafasını kaldırdı.

Defteri bana uzatıp ayağa kalktı.

Defterde yazan şey ise gülümsememe neden oldu.

Fakat bu gülümseme ağlamamı engellemek içindi.

"Jinsook bir kız, minik portakal. "

.
.
.
.
.
.
.

32.BÖLÜM

Hoseok diğer masalara yönelip boş bardakları toplamaya başladığı sırada hala okuduğum birkaç kelimenin etkisinden çıkamamıştım.

Ne yani, gerçekten de ilk aşkını unutamayan yaralı biri miydi?

Ondan vaz mı gelmeliydim?

Herkes için en iyisi bu, Jaehyun. 

Hoseok diğer masalarla ilgilenirken gözlerimi yumup kendime süre tanıdım. Bu süre içinde kendimi az da olsa toparladım ve ayağa kalktım. Günlerdir yaşadığım aksiyon bombardırasında sağ kalmayı başarmıştım, fakat bir kez daha aynı şekilde şoka uğrarsım mutlaka kiliseye gidecektim.

Şeytan çıkartma, günah çıkartma aklınıza gelebilecek anvai çeşit terimleri gerçekleştirecektim.

Bu sırada telefonum titremişti. Arayana baktığımda gözlerimi devirdim. Belki de boğazlamak istemiştim...

Geunjoon oppa(?) arıyor...

"Ne var?"

"Ağabeyinle ne biçim konuşuyorsun?"

"Ağabeyim mi? Benim ağabeyim mi var?"

"Eve zorla giren sendin, değil mi?"

Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Bu kadar kısa bir sürede nasıl anlamıştı.

"Eve hırsız mı girmiş?"

Bilmiyormuş gibi kıvırdığım sırada telefonun diğer ucundan gülme sesleri yükseldi.

"Salağa yatma Jaehyun, odana girip üstünü değiştirmişsin. Sanırım bir yerini kesmişsin, kanlı bir havlu buldum. Odamda."

Ah, işte şimdi sıçmıştım.

"Ben değildim diyorum sana."

"Yanına gelir, vücudundaki her hücreyi inceler, yaralı en ufacık bir yer bulursam seni öldürürüm Jaehyun."

"Bir öldürmediğin kalmıştı, onu da yap. Katil."

"..."

"Ne oldu? Sustun. Az önce taramalı gibi sayıyordun lafları?"

Derin nefes alışının hemen ardından fısıltı gibi çıkan sesiyle karşılık verdi.

"Kes sesini."