Yirmiyedinci Bölüm

6.5K 539 243
                                    

Multi Medya | Min Yoongi

#bangtansonyeondanbornsinger

05.06.2018 💫

▪▪▪

Kulaklarımda saniyelik oluşan uğultular, beynimin içindeki git-geller ve zangır zangır titreyen bedenimle dudaklarımı birbirine bastırdım.

Korkuyordum. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Zihnim uyuşmuş, algı duvarlarım yıkılmıştı.

Hissedemiyordum.

Kelimelerim gıcırdıyordu.

Kalbim sıkışıyor ve midem bulanıyordu. Kusacak gibiydim, ama kusmuyordum. Dünya duracak gibiydi ama her şey  hala devam ediyordu. Dünya dönüyor, ben nefes alıyorum, hala yaşıyor ve acı çekiyordum.

Sadece bir saniye, bir saniyeye dek bir cümleyle bütün iliklerime hissetmiştim o acı ve kederdi.

Olduğum konuma çakılmış bir şekildeydim. Saniyeler önce kulaklarıma dolan kelimeler beni olduğum konuma çakmış ve her bir hareketimde ise daha da dibe çakıyordu.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum?

Az önce, sean ne demişti öyle?

Annem... annem mi öldü demişti?

Hayır. Hayır. Hayır.

"Eko... eko ne oldu?" Gözlerimin önünde küçük kısık gözler ve ses zangır zangır titreyen bedenimi kendine getirirken, yutkunarak telefonun elimden düşmesine izin vermedim.

"Sikeyim ne oldu, söylesene!"

O, kollarımdan tutup beni sarsarken, titreyen dudaklarımı ısırdım.

Hiçbirşey yapamıyordum. Put gibi kalmıştım. Ne birşey diyordum ne de onu durduracak herhangi bir hareket.

"Yoongi dur! Bırak onu" tae, yoongiye kenara itikleyerek sakince ellerimi tuttu. "Güzelim ne oldu? Sean ne dedi sana?"

Dolan ve buğulaşan mavi gözlerimi, tae'nın kahverengi gözlerine çevirdim. Titreyen dudaklarımı araladım.

"B-birşey yok ki. Evet birşey yok. Sadece sean aradı ve dedi ki, 'o öldü noona.' Tae, annem ölmüş. Ama ölmedi biliyorum ben. Sadece şaka yapıyor..."

Her cümlemden sonra dolan gözleriyle ellerimi sıktı. "Eko, sakin o-"

Ellerimi hızlıca geri çektim.

"O. Ölmedi. Sakın tae. Sakın beni teselli etme çünkü o ölmedi!"

Sadece 15 gün.

15 gün önce karşımda oturmuş hayali sevgilisi... babamla gülüp anlaşırken bütün vücut değer oranları iyiyken nasıl böyle saçma birşey gelip diyebilirlerdi. Hadi ama o sadece şizofren ve alzheimer hastasıydı.

Ölmezdi. En azından şimdi... şimdi ölmesi dünyada duyduğum en şaçma şeydi.

"Beni dinle. Şimdi hastaneye gidip öğreneceğiz tamam mı? Eko, lütfen. Yalvarırım hadi gi-" gözlerinden akan yaşlarla kolumdan tutup beni sakinleştirmeye çalışırken tekrar ve tekrar kollarımı ondan sertçe çektim.

"Ağlama. Şuan boşa ağlıyorsun. Ve siz..." Dolan gözlerimi ondan çekerek kantinde, bana acıyarak bakan insanlara çevirdim.

"Sakın ama sakın bana, o gözlerinizdeki iğrenç acıma duygusuyla bakmayın. Cürret bile etmeyin. Çünkü benim annem ölmedi. Ölemez anlıyor musunuz beni?!"

ᴀʟᴛıɴ ᴠᴜʀᴜş || ᴍʏɢWhere stories live. Discover now