Ondördüncü Bölüm

6.7K 538 155
                                    

Multi Medya | Min Yoongi

#bangtansonyeondanTwo!There!

01.05.2018 💫

•••

Yorgunlukla elimdeki gitarı kenara bırakarak ayağa kalktım. 3 saattir aralıksız yarışma için çalışıyordum ve ses tellerimin adeta boku çıkmıştı.

Sahneden inerek, her zaman gelip itinayla uyuduğum müzik odasındaki iyice eskimiş olan koltuğa attım kendimi.

Jiminle o günkü konuşmamız üzerinden 2 gün geçmişti. Şu iki günde ne değişti diye sorarsanız... sanırım hiçbirşey.

Tamam en azıdan bir iki tık daha samimi olabilirim ama o da sebebini öğrenmiş olmamdan ötürüydü. Aslında itiraf etmeliydim ki ardındaki sebebin bu kadar derin bir mevzu olduğunu bilmiyordum.

Yani nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Bu yaşadığı şey çok acıydı. Hatta boktan, sikik bir durumdu ama eğer bunları öğrendikten sonra onunla yediğimiz içtiğimiz bir gitmez halde yakın olursak ona acıdığımdan ötürü yakınlaştığımı düşünürdü ki bu onun kalbini kırardı.

Ki hayatta son isteyeceğim şey onun kalbini kırmaktı. Çünkü hakettiğini düşünmüyordum. Fazla saf ve masumdu. Kırılgan ve çabukcak acıyı benimseyen biriydi.

Bunu dünkü halinden bile anlayabiliyordum.

Aslında bu bir bakıma kötüydü.

Yani, insanın acıya alışması ve onu benimsemesi dünyadaki en bok şeylerden biriydi.

Cebimden çıkardığım sigarayı yakarak dudaklarıma yerleştirip derince bir dumanla doldurdum ciğerlerimi.

Onu hiçbir zaman anlayamamak canımı sıkıyordu. Ablasının hislerini çok iyi anlarken, onun çektiği acıyı anlamak fazla sinir bozucuydu.

Sonuçta ablasının geçtiği yollardan geçmiştim. Hatta o daha fazlasını yaşamış. Belki bende kalsam, gitmesem aynı yollardan geçip sonunda delirecek ve intihar edecektim... ama nedense hiçbir zaman o evreye gelmemiştim.

Yani okula devam edip o baskıyı görmeye devam etsemde olayların hiçbir zaman delirme noktasına geleceğini düşünmüyordum, hele intihar noktasına, asla.

İntihar pek bana göre şeyler değildi. Ya da şu ölmem kafaları felan... Çünkü şöyle bir gerçekte vardı ki ben yaşıyordum.

Zaman durmuyordu, ya da dünya sadece benim etrafımda dönmüyordu.

Eğer ben sadece kendimi düşünüp intihar bokluklarına kalkışırsam arkamda bıraktıklarım ne olacaktı?

Daha kendine bakamayan sean'a ne olacaktı? Eve kim para götürüp ona bakıp, karnını doyuracaktı? Her şeyi geçtim. Onun ardımdan acı çekmemesi için bile ölmek istemezdim ben.

Ne olursa olsun. Dünyanın en sikik hayatını ve durumunu yaşasamda ardımdakileri düşünmeden bencilce hareket edemezdim.

Bu yüzden durum ne olursa olsun, her zaman birden fazla seçenek vardır karşında.

Yoksa bile seçenekleri sen sunmalısın kendine. Ne olursa, olsun...

Bitmek üzere olan sigarayı dudaklarımın arasından çıkararak duvara bastırıp söndürdüm.

Ardından ise yere fırlatarak ayağa kalktım. Bu kadar çalışma yeterdi.

Ben elemeyi çalışmadan geçtim, ha yarışmayı kazanırmıydım bilmem ama sırf kazanmak içinde burda ses tellerimin içine sıçamazdım.

ᴀʟᴛıɴ ᴠᴜʀᴜş || ᴍʏɢWhere stories live. Discover now