"Ertesi gün Arden'a olanları anlattığımda annem onu dilenmesi için gönderdiğinde polise gitmiş."

İstemsizce gülümsedim.

"Polisler aniden yaşadığımız evimsi yere baskın yaptı. Benim vücudumu kontrol ettikten sonra annemi yakaladılar, bizi de yurda verdiler."

Şaşkın ve üzgün bir şekilde beni dinlemeye devam etti.

"Arden çok akıllı ve yakışıklı bir çocuktu. Bu yüzden Arden'ı evlat edinmek istediler. Ama kardeş olduğumuz için bizi ayıramadılar ve ikimiz birden şimdiki aileme evlat edinildik."

İç çekerek bakışlarını önünde sabitledi.

"Sana bu anılarını hatırlattığım için özür dilerim."

Yutkunarak başımı sağa ve sola salladım.

"Ben o izi yanımda taşıyorum, bu anı aklımdan hiç çıkmıyor. Dolayısıyla sorun değil, bu durumla yaşamaya alıştım."

Doğrularak aniden bana döndü. Ardından kollarını aralayıp bana baktı.

"Sarılmak ister misin?"

Gözlerim dolmuştu. Ama şimdi ağlamayacaktım. Başımı hızlı bir şekilde sallayarak boynuna sarıldığımda kollarını belime dolayarak bedenimi kendine çekti. Muhteşem kokusu burnuma dolarken ensesine kadar düşen saçları burnumu gıdıklıyordu. Kalbi, benim göğsümün üzerinde atıyordu. Sırtımdaki eli yavaşça sırtımı sıvazlayıp sakinleşmemi bekledi. Kendime gelince yavaşça kollarından ayrıldım. Gamzelerini göstererek bana baktı.

"İyi geldi mi?"

Başımı sallayarak işaret parmağımı boynundan göğsünün üzerine kaydırdım.

"Sizden bir şey daha istesem yapar mısınız?"

Gamzeleri daha çok belirginleşmişti.

"Tabii ki."

Elimi geri çekerek mırıldandım.

"Göğsünüzün üzerindeki Arline dövmesi kimin içindi?"

Aniden duraksadığında gamzeleri yok olmuştu. Yutkunarak gözlerini daldırdığında donuk ifadesine baktım.

"Oops, sanırım yanlış bir şey sordum."

Başını iki yana sallayıp dudaklarını yalayarak doğruldu.

"Arline benim en büyük şansım ve en büyük pişmanlığımdı."

Merakla ona baktım. Bir insan nasıl en büyük şans ve en büyük pişmanlık olabiliyordu?

Parmaklarını saçlarının içine geçirerek acıyla gülümsedi.

"Kız kardeşimin arkadaşıydı. Devamlı bize gelirdi, zamanla birbirimize aşık olduk."

Kaşlarımı hafifçe çatarak dinlemeye devam ettim.

"Daha sonra çıkmaya başladık, her şey çok güzeldi. İki yıl geçti, Arline yaş gününü bir barda kutlamak istedi..."

İç çekip zorlanarak anlattığı hikayesine devam etti.

"O gün çok hastaydım ve ona onunla gelemeyeceğimi söyledim. Daha sonra attığı mesajlardan ve ses kayıtlarından çok fazla sarhoş olduğunu anladım. Kendimi zorlayarak kalktım, duş aldım ve üzerimi değiştirdim."

Yutkunarak bakışlarını yerde tutmaya devam etti.

"Bara gidip Arline'i aldım, arabama bindirdim. Ön koltuğa, hemen yanıma oturdu."

Zoraki bir şekilde nefes aldı.

"Araba kullanırken... Beni sarhoşluğunun etkisiyle öpmek istedi..."

Gözlerini sımsıkı kapattı. Sesi titriyordu. Parmaklarını yumruk yaparak dişlerini sıkmaya başladı.

"Ona yapmamasını söyledim, ama beni dinlemedi... En sonunda kıramadım ve ona kısa bir öpücük vermek için döndüm... Dudakları dudaklarımın üzerini kapattığı anda ön camın patlayan parçaları üzerimize sıçradı..."

Gözlerini açtığında kızaran ve damarlanan gözlerine baktım.

"O anın etkisiyle... ben de bayıldım. Uyandığımda onun da bayıldığını sandım ama etrafımızda polisler ve ambulanslar vardı. Arline'in ailesi çığlıklar içerisinde ağlıyordu. Eğilerek onu sıkıştığı yerden kurtarmaya çalıştım... Ama buna izin vermediler, beni arabadan çıkartarak ambulansa binmem gerektiğini söylediler..."

Dolan gözleriyle bana bakarak ağlamamak için dudaklarını dişledi.

"Arline'i kaybettik... Yıllar sonra onda bulduğum aşk en büyük şansımdı, onu bir öpücük uğruna kaybetmek ise en büyük pişmanlığım..."








Kendimi taktir ettim haa iyi kurgu yaptım şu an. Neyse aklınızdaki soru işaretleri kalkmış olur. Saat gece 1:15 okul var sınavım var ama ben bölüm yetiştiriyorum. Bu bölüme yorum patlaması isterim hadi bb

Only Teacher ➳ H.SWhere stories live. Discover now