8.Bölüm (Zehir Dolu Öpücük)

2.6K 242 228
                                    

LUCY

Bugün Natsu'yla okul dışında bir şeyler yapmak çok güzeldi, sahte bir şekilde başlayan bir ilişki olduğunu biliyordum ama nedense artık hiçte sahteymiş gibi gelmiyordu. Natsu'nun da böyle düşündüğüne inanmak istediğim içindir belki de...

Bugün kimse etrafta olmamasına rağmen bana yakın davranmasına izin vermiştim ve bu çok güzel hissettirmişti. Ona bu kadar bağlanmam iki buçuk hafta sonra bana ayak bağı olabilirdi çünkü anlaşmanın süresi dolmak üzereydi.

Eski günlüğümü Natsu aldığı için, yeni bir tanesine başlamak zorunda kalmıştım. Bugünün tarihini atıp 'Natsu...' yazdığım sırada zilin çalmasıyla kapıya koştum. Bir yanım Natsu olmasını istiyorken, bir yanım saçmalama diyip beni susturmaya çalışıyordu.

Kapıyı açtığımdaysa karşımda Sting'i görmek hiç beklemediğim bir şeydi. Hayaller hayatlar, diye düşünmeden edemedim.

"Burda ne arıyorsun?"

"İçeri girebilir miyim, söz veriyorum kısa sürecek."

"Ne hakkında?"

"İçeride konuşabilir miyiz, lütfen."

Suratındaki ifadeden, konuyu az çok tahmin etmiştim ve bu konuyu gerçekten onunla kapıda konuşmak istemiyordum.

Onu içeri davet ederken, "Abim, bir saat sonra işten çıkıyor, vaktimi çalmasan iyi edersin." eklemesini yaptım.

"Bak, Lucy... Hala olanlar için beni suçladığını biliyorum ama-"

"Sting! Duymak istemiyorum."

"Beni böyle kestirip atacak mısın? O zaman bile açıklama yapmama doğru dürüst izin vermemiştin."

"Yalanlarını dinlememe gerek yoktu.."

"Ama yalan olmayan en önemli şeyi biliyordun, seni sevdiğimi biliyordun hadi ama!"

Kahkaha attım ve "Sevmek mi? Sen mi?" diyerek ona küçümseyerek baktım.

"Luce..."

Elini itip "Dokunma bana! Söyleyecek başka bir şeyin varsa dinliyorum ama yoksa sakın!" diye çıkıştığımda, 'o' konuyu geçip tahmin ettiğim şeye gelmişti.

STING

Delirmek üzereyim. Hala beni suçluyor. Ona kendimi açıklamadan asla bana geri dönmeyecek ve etrafında dolaşan akbabalar varken bu hiç iyi değil.

"Dragneel'le bu kadar yakın olman hoşuma gitmiyor."

"Buna sen karar veremezsin."

Üzerine yürüyerek "Onunla beni kıskandırmak için birliktesin, öyle değil mi?" dediğimde geri çekilme gereği bile duymamıştı.

"İnan bana şu sıralar umrumda olan en son şey, sensin."

Bu acıtmıştı işte. Kafasını toplaması için ondan uzak durduğum o sürede, o beni aklından çıkarmış mıydı? Bu haksızlıktı.

"Bana bunu yapamazsın. Aptal bir kaltağın suçunu bana-"

Suratıma indirdiği tokatla sersemlemiştim.

"Bence konuşmamız bitti."

Hayır, bu kadar kolay değildi. Bileğinden sıkıca kavradım ve onu yakınıma çektim.

"Hayır, hatta ne var biliyor musun? Bence daha yeni bile başladı."

Benden bu tavrı beklemiyor olmalıydı ki geri adım atmaya çalıştı, buna izin vermedim ve açıklama yapmaya çalışırken ona yaklaşmaya devam ettim.

İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin